32. Bölüm

5.4K 520 8
                                    

Yeni bölümden selamlar💚 Oy ve desteklerinizi bekler, keyifli okumalar dilerimm😊

Bölüm şarkısı: Can Ozan- Öyle kolay aşık olmam

U T K U

Gözümü uzunca bir zamandır ilk kez bir hastane odasında açınca oldukça şaşırmıştım. Hastanelere çok sık yolu düşen bir adam değildim. Koluma bir serum bağlanmış halde tek kişilik bir yatakta uzanırken buldum kendimi. Halsiz bir şekilde yavaşça kıpırdanmaya başlayınca elimin üzerinde bir ağırlık fark ettim. Yatağın hemen yanındaki koltukta elimin üzerine başını koymuş uyuyan bir kadın vardı!

Bahar. Kıpırdandığımı hissedince yavaşça başını kaldırıp "Uyandın sonunda," dedi gülümseyerek. "Bizi çok korkuttun." Bir eli hala elimin üzerindeyken diğeriyle saçlarıma dokundu.

Acaba rüya mı görüyorum? Ya da öldüm ve burası bir çeşit cennet mi?

Bu an kaybolmasın ve Bahar elini çekmesin diye sesimi çıkarmadan onu izliyordum. Son günlerde oldukça sık yaptığım bir aktiviteydi bu.

Bahar'ın karşısına oturup saatlerce onu izleyebilirdim.

Bahar'sa oldukça solgun görünüyordu, gözleri kıpkırmızıydı ve rimelleri gözlerinin etrafına bulaşmıştı. O güzel gözleri neden bu halde diye zihnimi sorgularken restoranda başıma gelenleri hatırladım. Bahar'ın elleri hala saçlarımın arasındayken bu oldukça zorlu bir görev olmuştu.

Utku kesin öldün haberin olsun.

Yer fıstığına alerjim olduğunu keşfedişimiz çocukluğuma rastlıyordu. Dolaptan gizlice aşırdığım fıstık ezmesini yedikten sonra ölümden dönmüştüm. Annemse o günden sonra fıstığın kendisi ve kelimesi de dahil olmak üzere her şeyi hayatımızdan tamamen çıkarmıştı. Çünkü fıstığı yemek bir anlamda intihar etmek demekti benim için. Tüm vücudumun yanı sıra soluk borum şiştiği için dakikalar içerisinde nefes alamaz hale geliyordum. İkinci vakayı ise on sekizimde yaşamıştım. Evdeki tatlılarda yer fıstığı asla kullanılmazdı, bu evdeki tüm çalışanların Gürsoy köşkünde uymak zorunda oldukları ilk kuraldı. Ancak işe yeni başlayan Emine Abla'nın bu durumdan haberi olmadığı için güzel olacağını düşünerek tatlıya fıstık eklemişti. Kadıncağız günlerce ağlayarak özür dilemişti benden. Kimsenin bir suçu yoktu aslında. Bende o günden sonra yediğim her tatlıdan önce içinde fıstık olup olmadığını muhakkak sorgulardım. Öğlen restoranda da yapmam gereken buydu. Garsona tatlının içinde fıstık olup olmadığını sormak. Ancak girdiğim kıskançlık krizi yüzünden bu tamamen aklımdan çıkmıştı. Poyraz'ı öldürmek için çeşitli yöntemler düşünürken neredeyse kendimi öldürüyordum.

Bu aralar devamlı ne ekersem onu biçiyorum.

Kıskanç bir adam değildim. Daha önce hiç kimseyi kıskanmamıştım. Ancak gözümün önünde Bahar o serseri Poyraz'ın flört çabalarına izin verirken elimde olmadan öfkeleniyordum. Çünkü dün akşamki öpücükten sonra bir şeylerin değişebileceğini düşünmüştüm. Bahar'la belki bir şansımız olabilirdi. Sabah Bahar yanıma geldiğinde ona hislerimden bahsedecekken o yalnızca arkadaş olabileceğimizi belirtmişti. Öpücüğün oldukça kısa olduğunun farkındaydım ancak Bahar'ın dudakları benim bütün dünyamı sarsmıştı. Onu öptüğüm ana kadar başka ihtimaller olabileceğine inancım varken dün akşamdan sonra anlamıştım.

Benim için Bahar'dan başka ihtimal yoktu.

İstemeden de olsa mutluluğum ve kalbim Bahar'a bağlıydı artık. Aynı hisleri paylaşıyor muyduk emin olmasam da içimdekileri söylemek zorundaydım.

Sevgili Bahar Çiçeği (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin