BÖLÜM 18

481 15 0
                                    

Berk bir eliyle ensesini okşarken konuşmaya başladı.

"Söyleyecektim de Onur benden önce davrandı." Dedi ensesini ovmayı bırakmıştı ve sadece bana odaklanarak söylemişti bunu.

"Tamam, ama hala ikinizde söylemediniz, anlatır mısınız artık olay ne?" dedim, kollarımı yine ciddi görünmek için yaptığım hareket olan göğüs hizamda bağladım.

Ve tabi ki yine Berkten önce Onur konuşmaya başladı.

"Burası bizim. Yani, Berkle ikimizin, üniversitede hayalimizdi bu. Aslında hayellerimiz farklıydı. Berk açık hava sineması diye tutturdu, bende kafe açmak isteyince ortaya böyle bir şey çıktı." Diye anlattı Onur hızlı hızlı.

"Evet, aynen anlattığı gibi." Dedi, Berk Onur'u onaylayarak.

"Aaa, ne kadar güzel." Dedim, hafif tebessüm ederek.

"Gidelim mi artık?" dedim, Berk'e dönerek.

Berkle binanın kapısından çıkıp arabanın gelmesini beklemeye başladık. Ona bakmıyordum ama onun bakışlarını üstümde hissedebiliyordum.

"Bana kızdın dimi?" diye sordu, o sırada araba gelmişti.

Hiçbir şey demeden arabaya yöneldim ve ön koltuğa oturdum. Camdan dışarı bakarken onun gelmesini bekledim. O da çok bekletmeden bindi ve arabayı hareket ettirdi. Daha fazla kendimi tutamayıp konuştum. Benden niye bunu saklamıştı bilmek istiyordum.

"Bana Onur önerdi burasını demiştin." Dedim bir saniyeliğine yüzüne bakarak söyleyeceklerim bittiğinde başımı yine önüme döndürdüm.

O da çok geçmeden cevap verdi.

"Evet, o önerdi. Benim aklıma gelmemişti, seni oraya götürmemi o söyledi. Yani sadece orasının bizim olduğunu söylemedim."

"Benim anlamadığımda o zaten Berk, niye söylemedin ki?" dedim sakin çıkan bir sesle.

"Sadece kendini rahat hissedemeyeceğini düşündüm. Senin rahat etmeni istedim." Dedi, elimi tutup dudaklarına götürürken. Ufak bir öpücük kondurduktan sonra konuşmaya devam etti.

"Ve aslında Onur'un sana eksik söylediği bir şey var. Büyük ihtimalde bilerek söylemedi, benden duymanı istedi." Dedi ve duraksadı.

"Neyi söylemedi. Oraya hep Ceyda ile filan mı giderdin? " Aklıma ilk o gelmişti. Başka söylememe nedeni ne olabilirdi ki. Aklıma bundan daha kötü bir şey gelmemişti.

"Hayır, ama ortaklarından biriside Ceyda." Dedi yoldan gözünü ayırıp bir an bana baktı.

Ne diyeceğimi, nasıl tepki vereceğimi bilmiyordu. Donmuştum. Ben tepki vermeyince konuşmaya devam etti.

"Biz orasını açarken sevgiliydik aslında ama daha tamamlanmadan ayrıldık. Aslında o İstanbul da ki sinemanın başındaydı. Geçenlerde de dönmüş buraya. Gerisini biliyorsun zaten." Dedi cümlesini bitirirken. Yine bir an bana baktı.

Artık donuk bir şekilde durmuyordum. Kendimi bu fikre alıştırmaya çalışıyordum. Alt tatarı eski sevgilisiyle ortak bir iş yerleri vardı. Ne olabilirdi ki en kötü ihtimal ikisi de burada aynı yerde çalışacak.

"Anladım." Diyebildim sadece başka ne diyebilirdim bilmiyordum.

"Eve gidiyoruz dimi?" diye sordum ardından, bugün kendimi mental olarak çok yorulmuş hissediyordum.

Tek yapmak istediğim yatağıma uzanıp tavanı seyredip düşünmekti. Bu yaptığım ne kadar doğruydu ki? O benim hocamdı. Bu işin sonu kötü bitebilirdi. Bir heyecanla hiçbir şeyi düşünmeden bu yola çıkmıştım. Ben kötü bir şey mi yapıyordum? Ondan çok hoşlanıyordum. Ama kendime rakip birisini istemiyordum. Hele ki bu kişi Ceyda olacaksa, bu savaşta kazanabileceğime pek ihtimal vermiyordum.

MARS (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin