BÖLÜM 12

623 29 0
                                    

"Anahtarım yok." dedim istemsizce gülerek. Neredeyse sinirden kahkaha atıcaktım.

"Ve buna gülüyorsun öylemi." dedi o da gülüyordu.

"Bu gün ne çok gülüyorsun sen."dedi. Merdiven korkulukrarına tutunmuş bana bakıyordu.

"Ee ne yapcaksın şimdi. Annenler evde değil mi?" diye sordu.

"Hayır bu gün yazlığa gittiler. Özetle evde kimse yok. Kapıda kaldım resmen. Bide bizim ailede en tedbirli benimdir. Nasıl böyle bişey yaptım." dedim kendime kızarken.

"Derya yanlış anlamazsan bu gece gel bende kal istersen." dedi. O sırada cebinden anahtarı çıkartıp kapıyı açmıştı.

"Bilmem ki. Rahatsız etmiyeyim sizi ben Gizemlere gideyim."dedim çantamdan telefonu çıkarıp Gizemi aradım.

" Bir arayım."dedim Berk hocaya bakarken.

" Sıkıntı yok ben bekliyorum."dedi artık kapısının önündeydi.

Gizem de sanki hissetmiş gibi telefonu açmıyordu. Neredeyse pes edip kapatacaktım ki telefon açıldı.

"Hı Gizem ne yapıyorsun. Müsaitmisin?"diye sordum telaşlı bir şekilde.

" Müsaitim ne oldu hayırdır. "

" Tamam. Kapıda kaldım. Bu akşam sizde kalmam lazım da size geliyorum."dedim. Ve merdivenlerden inmeye hazırlanıyordum ki Gizemin telefondan gelen telaşlı sesi beni durdurdu.

" Gelemezsin Derya. Çünkü ben sizdeyim."dediğinde sanki beni görebiliyormuş gibi kaşlarımı çattım.

Berk hocada ne olduğunu merak etmişki olacakki ne oldu anlamında başını sallıyordu.

" Ne diyorsun Gizem. Nasıl bizdesin." dedim.

" Yani sizdeyim derken annem öyle biliyor. Anneleri evde yokmuş beni çağırdı dedim. Dertleşcez dedim. Yani özetle bize gidemezsin." dedi mahcup olmuş bir şekilde.

"Neredesin peki şu an. Pardon sormam hata Muratlasın dimi." dedim bilmiş tavrımı kullanırken.

"Evet. Sen ne yapcaksın şimdi." dedi.

"Bulcam ben bişey. Neyse görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattım. Ve Berk hocaya döndüm.

Berk hoca kapıyı açmış beni bekliyordu. Bir eliyle içeri işaret ederken konuştu.

"Buyrun madam." dedi nazik bir prens gibi.

Başka çarem kalmamıştı. Dışarıda yatamazdım sonuçta. Eve girerken konuştum.

"Teşekkür ederim hocam siz olmasanız bu gece hem aç hemde evsiz kalıcakmışım resmen." dedim gülerek.

"Tamam seninle bir konuda anlaşalım. Okuldayken bana hocam diyebilirsin ama lütfen artık bana okul dışındayken Berk dermisin?" dedi kapıyı kapıtıp çantama hırkamı benden alırken.

"Tamam anlaştık. Berk."dedim ve gülümsedim.

" Hı şöyle ya Pinokyo. Kahve istermisin?" diye sordu.

Oturma odasına geçmiştim. Televizyon ünitesindeki filmler dikkatimi çekmişti onları inceliyordum. Geçte olsa aklıma gelmişti. Kahveleri ben yaparım demek.

" Ben yaparım kahveleri. Yani en azından bunu yapayım. "dedim.

Kapının önünde durmuş bana bakıyordu. Dvdleri yerine bıraktıktan sonra mutfağa gitmek için Berk'in kapının önünden çekilmesini bekledim.

" O zaman kahveleri sen yap. Bende üstümü değişeyim. Hem sanada bir şeyler bulmaya çalışayım."dedi.

Bende kafamı olur anlamında salladım. Kapının önünden çekilince mutfağın yolunu tuttum. Mutfaktayken sadece etrafıma bakmakla yetindim. Mutfak hiç beklemediğim kadar temizdi. Kahve suyu koyduktan sonra dolapları açmaya başladım. Ama hiç birisinde bulamadım. Sonunda pes edip Berke sormaya karar verdim.

MARS (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin