BÖLÜM 30

334 8 0
                                    

Ben konuştukça gözlerindeki öfkenin söndüğünü görebiliyordum. Ve söylediklerinin, beni neyle suçladığının farkına varıyordu. Ama artık çok geçti. Son defa gözlerine baktım. Özleyeceğimi bildiğim bakışları kazıdım zihnime. Derin bir nefes alarak havada dağılan ve beli belirsiz duyulan kokusunu çektim ciğerlerime.

"Bitti." dedim cılız bir sesle. "ve bu yalan değil."diye devam ettim ve yanından geçerek yoluma devam ettim.

***

"Merhaba eski sevgilim." dedim kollarımı Berk'in beline sarmış kafamı yukarıya kaldırmış gözlerine hapsetmiştim gözlerimi ve o hapishaneden kaçmak istemediğime adım kadar emindim.

1 saat önce

Elime tepsiyi aldım ve oturma odasının yolunu tuttum. Tam kapıdan çıkacakken Berk'in arkamdan seslenmesiyle durdum ve arkamı döndüm.

"Berk şu an kavga etmenin ne yeri ne de zamanı." dedim.

Berk bana yaklaştı ve elimdeki tepsiyi alarak tekrar masaya bıraktı. Beni bıraktığı yere geri döndü, ellerimi ellerinin arasına aldı. Ben bu ani duygu değişimini çözmeye çalışırken kaşlarım çatık bir şekilde ona bakıyordum. Onun yaptığı tek şey ise sadece gülümsemekti.

"Berk sen iyi misin?" diye sordum bir elimi avucunda çektim ve ilk önce alnına sonrada yanağına koydum.

Berk elimi yakalayıp avucumun içine bir öpücük kondurdu. Suratıma istemsizce bir gülümseme yayıldı.

"Çok iyiyim bebeğim. İzmir de konuştuğumuz planı hatırlıyo musun?"

Başımı aşağı yukarı salladım. Bu konuşmanın sonu nereye varıcaktı merak ediyordum.

"Şimdi tam zamanı."

"Nasıl? Sen halletmedin mi? Annene söylemedin mi?"

"Hayır. Buraya gelince telefonda söyliycektim. Yüz yüzeyken yalan söylediğimi anlar."

Ellerimi bıraktı ve mutfak penceresine yaklaştı. Perdenin arkasından usulca bir süre dışarı baktı ve daha sonra arkasını dönerek beni yanına çağırdı. Yanına yaklaştım ve parmağıyla gösterdiği aşağıda park halinde duran beyaz lüks arabaya baktım. Bir şey anlamadığım için bakışlarım anlamsız ve boştu.

"Gördün mü?" diye konuşmaya başladı.

"Gördüm de ben.. Bu konuştuklarımızın aşağıda duran arabayla ne alakası var."

"O araba Ceyda'nın. Beni Tekirdağa geldiğimden beri takip ediyor. Şimdi seninle kavga edicez. Ceyda da hemen anneme yetiştirecek."

"Çok mantıklı bir plan birtanem. Biz burada kavga edicezde onun bundan nasıl haberi olucak."

"Benim güzel Pinokyom. Annen haklıymış. Senin aklın hiç yerinde değil."

Elimle omuzuna hafifçe vurdum.

"Senin yüzünden." dedim durumu kesinleştirmek için. "Anlat şunu hadi."dedim hızlı anlatması lazımdı yoksa biraz daha burada kalırsak annemin bizi basacağı kesindi.

"Sen şimdi içeri gidiceksin." derken masada duran tepsiyi tekrardan elime tutuşturdu. "Daha sonra bir bahane bul ve dışarı çık."

"Tamam."

Yarım saat sonra

"Bittiii."dedim gülerek ve telefonumu masanın üstüne bıraktım.

"Ne bitti?" diye sordu Gizem yanıma geledi ve omuzlarımdan tutarak ona odaklanmamı sağladı.

"Berk ile ayrıldık."

MARS (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin