BÖLÜM 15

573 21 2
                                    

Ben onun bu söylediklerine ne diyeceğimi bilmiyordum. Şu an tek yapabildiğim şey gözlerinin içine bakmaktı. Beni öpebilecek kadar yakındı. Nefesi yüzüme çarpıyor, gözleri sanki yüzümün her hattını ezberlemek istermiş gibi yavaş yavaş suratımın her yerinde geziniyordu. Bana o kadar yakındı ki uzaktan gören biri öpüştüğümüzü düşünebilirdi. Bunu düşünürken bakışlarım istemsizce dudaklarını buldu. Beni öptüğünü hayal ettim. O yumuşak olduğunu düşündüğüm pembe dudakların dudaklarımda hissettmenin nasıl birşey olduğunu deli gibi merak ediyordum. Bunlar aklımdan geçerken kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Elimi istemsizce kalbime bastırdım sesini bastırmak ister gibi. Kalbilimin sesini duymasından korkuyordum.

"Neden?" diye sordum bakışlarımı dudaklarından tekrar gözlerine kaldırarak.

O an biraz daha yaklaştı. Burnu neredeyse burnuma değiyordu. Bu yakınlık çok fazlaydı. Benimle böyle oynaması adil değildi. Bir adım geri gitmeye çalıştım. Ama bir adım attıktan sonra sırtım kapıya vurunca gidicek fazla da bir yerim olmadığını anladım. Berk hiç durduğu yerden kımıldamadan üstüme biraz daha eğilirken bir elini de kapıya dayadı. Aramızdaki mesafeyi kapatması zor olmamıştı. Bir elini belime koyarak beni kendine çekti ve tadını deli gibi merak ettiğim dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ben hiçbir şey yapamadan öylece kalakalmıştım. Bunu istiyor muydum? Evet. Peki bunu bekliyor muydum? Hayır. Diyafondan Gizemin sesini duymamla hiç istemeyerek dudaklarımızı ayırdım.

"Kim o?" dedi.

Ben hala Berke bakarken cevap verdim.

"Benim Derya." dedim sesimin çıktığı kadar.

Gizem kapıyı açmıştı.

" Sonra konuşsak olur mu?" dedim Berk'e bakarken. Aslında şu an tek istediğim bana sımsıkı sarılması ve tekrar öpmesiydi.

Bir elim kapıdaydı.

"Sen nasıl istersen." dedi belimde ki elini çekip üzerine giydiği ince hırkanın cebine sokerken.

Bende sadece başımı sallamakla yetindim ve içeri girdim.

Ağır ağır merdivenleri çıkarken hala kendime gelmemişti. Bana hediye ettiği öpücüğü düşünmeden edemiyorum. Elimi istemsizce dudaklarımda gezdirdim. Kısa ama etkili bir öpücüktü. Gizemlerin kata geldiğimde ruh gibi kapıdan içeri girdim. Ve kendimi Gizemin yatağına attım.

"Derya anlatıyosun çabuk neden tartışınız."diye sordu.

" Sen bizi dinledin dimii. "dedim yattığım yerden dirseklerimin üzerinde durarak ona bakıyordum.

" Tabi kızım tam kapıyı açıcaktım ki bir erkek sesi duydum. Sonradan Berk hoca olduğunu anlayınca da biraz dinlemiş olabilirim. "dedi masum bir şekilde.

Oo böyle anlatırken benim düşündüğüm tek şey az önce olanlardı.

"Çok güzeldi." derken elim yine dudaklarımı buldu.

"Ne dedin anlamadım." dedi Gizem.

Kendime gelerek yatakta dik bir şekilde oturdum ve konuşmaya başladım.

"Yok hiçbir şey demedim." dedim acelece elimi dudaklarımdan çekerken.

"Evet bekliyorum anlatsana neden tartıştınız." dedi ısrarcı bir şekilde. Bir konuya taktımı bir daha peşini bırakmıyordu.

"Bu gün onulaydım. Beni arkadaşlarıyla tanıştırdı. Konu eski sevgilisinden açıldı. Her neyse Fatih var ya bana durmadan yazıyor. Dün akşam Berk'in yanındada yazdı..." Tam devam edicektim ki Gizem araya girdi.

MARS (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin