BÖLÜM 33

281 9 0
                                    

'Hoşlanıyorum sana bakmaktan,
Her hareketin bir zaafım...'

Carla Morrison-Disfruto

-----------------------

Öğlen olmuştu ve yatak odasına ayaklarımı sürüyerek gitmiştim. Üzerimi değiştirip eve gitmeliydim. Bizimkilere bu akşam dışarı çıkacağımı söylemem gerekiyordu. Yağızla az önce konuşup evden beraber çıkıp Gizemlerle orada buluşmaya karar vermiştik. Berk her ne kadar mırın kırın etsede üstün ikna kabiliyetimle onu yumuşatmayı başarmıştım. Durmadan 'çift randevusu ayarlamış resmen adam' diyordu. Aslında dışarıdan bir göz olarak bakınca öyle gibiydi. Ama bunu Berk'i daha çok sinirlendirmemek adına dile getirmemiştim.

Jeanimi ve üzerine kazağımı giydim. Üzerimden çıkardığım pijamaları kirli sepetine attım ve odadan çıktım. Aşağı inen merdivenlere yaklaştıkça uzaktan gelen müzik sesi kulağıma dolmaya başlamıştı. Merdivenlerden inmeye başladığımda ise ses artmış sözleri daha net duyar olmuştum. Şarkı Carla Morrison'un Disfruto adlı şarkısıydı. Son zamanlarda Berk bu şarkıyı benim kulağıma fısıldıyordu. Bana sözlerinin ne anlama geldiğini açıkladığı anda ona aşık olduğum kadar şarkıyada aşık olmuştum.

Ben aşağı inerken merdivenin başına gelmişti ve elleri arkasında bağlı eski zamanlarda ki İngiliz beyefendileri gibi beni beklemeye başlamıştı. O an kendimi bir balo salonuna giriyormuş gibi hissetmemi sağladı. Sanki üzerimde Jean yerine kabarık bir balo elbisesi vardı. Merdivenlerin sonuna geldiğimde bana arkada sakladığı ellerinden birisini uzattı. Bende elimi eline bıraktım ve beni büyük hole sürüklemesine izin verdim. Tam ortada durduğumuz ise beni aniden kendisine çekti ve kolunu belime doladı. Büyülü bir andı.

"Ben dans etmesini bilmiyorum." diye fısıldadım ona ayak uydurmaya çalışırken.

"Kendini bana bırak. Düğünümüz için dans provası yapıyoruz."dedi geniş alanda büyük adımlarla dönerken.

Arasıra ayaklarım karışsada toparlamam uzun sürmüyordu. Elimi elinin içine hapsedip, belimden tutarak ona iyice sokulmamı sağlayınca bende boşta kalan elimi omuzunun üzerine kibarca yerleştirmiştim. Eski dönem filmlerinden gördüğüm kadarıyla duruş böyleydi.

"Düğünde dans şarkımız bu mu olucak?"

"Eğer sende istersen." dedi kibarca.

Gözlerini gözlerime kitlemişti. O anda donup kalmak istedim. Her şey çok güzeldi, biz çok güzeldik. Bu büyülü bir andı.

"Bu şarkı çok güzel. Bence de bu olmalı." dedim sesim nedensiz yere kısık çıkıyordu.

Şarkı biterken son bir hamle yaparak beni kendi etrafımda döndürdü ve kendine çekerek dudaklarıma bir öpücük kondurdu.

"Dansımızda bu son kısım olmayacak tabi ki." dedim kollarının arasından sıyrılırken.

"Neden?"

"Neden mi? Ailemin önünde beni öpemeyeceğin için tabi ki. Ama provalarda öpebilirsin söz." dedim ve güvenliğin gelen taksiyi haber vermesi ile veda edip evden çıktım.

Her ne kadar beni bırakmak için ısrar etsede bırakamayacağını söylediğimde zorda olsa kabul etmişti.

Eve girdiğimde eve bir bayram havası hakimdi. Lila'nın haberi alınmıştı anlaşılan. Vakit kaybetmeden yanlarına gidip onlara katıldım.

"Küçük kızımda gelmiş." dedi babam yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.

Babamın yanına gittim ve yanına oturarak kolunun altına girdim.

MARS (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin