BÖLÜM 27

342 10 4
                                    

...Beni al kucağına, elini belime sar
Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar
Beni al kucağına, elimi beline sar
Beni almadığın an ölürüm beni al...

Pinhani

------------------------

Kapının arkasında durmuş öylece dinliyordum. Bilmem gereken, bilince Berk'i sevmeme engel olacak, daha doğrusu ona olan duygularımı tam zıttına çevirecek şeyin ne olduğunu merak ettim.

"O sadece bir kere oldu. Bir daha olmıycak." dedi Berk. Yüzünü görmesemde dişlerini sıkarak konuştuğunu anlamıştım.

"Bunu bilemezsin. Bu kadar eminsen Derya'ya neden anlatmıyorsun o zaman. Çünkü sende biliyorsun içten içe seni istemiyeceğini."

Yolda yürüyen ayak seslerini duyuyordum konuşmalarla beraber ve bu ayak sesleri ile Neva Hanım'ın sesi bir yükselip bir alçalıyordu. Yürüyen kişi Berk ve Neva Hanımda onun yaptığı gitgellere göre sesinin tonunu ayarlıyordu.

"Yeter artık." diye bağırdı Berk. Ardından sırtımı dayadığım duvarda yayıla bir gülmeme hissettim.

"Ona bu kadar güveniyorsan anlat ona. Yoksa bunu ben yapıcağım."dedi ve Neva Hanımın yere vuran ve gittikçe uzaklaşan topuk seslerinden uzaklaştığını anladım.

Biraz daha bekledim. Berk'in bir şey duyduğumu düşünmesini istemiyordum. Benden sakladığı her neyse kendisinin söylemesini bekliycektim. Merak duygusu içimi kemirirken bu zor olucaktı ama Neva Hanım söylediğini yapıp Berk söylemediği takdirde kendisi bana söylerse eninde sonunda öğrenecektim.

Yeterince beklediğimi ve Berk'in sakinleştiğini düşündüm. Kapının arkasından çıkarak yola adım attım.

"Kusura bakma geç kaldım." dedim güleken.

Berk sol elini incelerken sesimi duymasıyla elini hızlıca cebine soktu.

"Olsun bebeğim önemli değil." diye karşılık verdi bir koluyla bana sarılırken.

Arabayı kullanırken sol elinde ki kızarıklıklar dikkatimi çekmişti. Her ne kadar görmem için elini direksiyonun aşağısında tutsada görüş açımdaydı.

"Eline ne oldu?" diye sordum bilmiyormuş gibi ama telaşlı bir sesle.

"Hiç bir şey önemli değil." diye baştan savma bir cevap vermişti. Bir şey demeden önüme döndüm.

"Torpido gözünü açsana."

Dediğini yaptım ve açtım. İçinde ıslak mendil, gözlük ve bir tanede küçük bir kutu vardı.

"Gözlüğünümü istiyorsun?"diye sordum. Camdan dışarı kapalı olan havaya bakarak.

"Hayır o küçük kutuyu al ve aç."dedi bakışlarını yoldan ayırmadan.

"Peki." dedim ve dışı kadife olan şık kutuyu aldım.

İçinde bir kolye vardı. Gümüş rengi ucunda kenarları pırlantalara süslenmiş, zümrüt taşından yapılmış bir damla vardı. Fazla büyük değildi. Sade ve şık, her zaman takılabilecek bir şeydi. Vakit kaybetmeden elime aldım ve hayran hayran bakmaya başladım.

"Beğendin mi?" diye sordu Berk. Meraklı gözlerle bana bakarken.

"Hemde çok. Bana mı?"

"Evet. Başka kime olucak. Burçin yardım etti seçmeme."

"Çok güzelmiş. Çok teşekkür ederim."dedim Berk'e doğru eğildim ve yanağına öpücük kondurdum.

Beceriksizce boynuma takma girişiminde bulundum. Ama Berk elimi tutarak beni durdurdu.

MARS (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin