Oturma odasına bir sessizlik hakimdi. Televizyonda açık olan programın sesinde başka ses duyulmuyordu. Herkes çayını hafif hafif yudumlarken benim yaptığım tek şey yanımda oturan muhteşem varlığı izlemek hareketlerindeki değişimleri gözlemlemekti. Geldiğinden beri gözlerini Ömer den ayırmamıştı. Büyük bir dikkatle onu inceliyordu.
"Ee Berk oğlum sen nasılsın? Yoktun galiba bir kaç gün." soru babamdan gelmişti.
Berk nihayet Ömer'e bakmaya bir es vererek bakışlarını babama çevirmişti.
"Evet yoktum. Daha yeni döndüm. İzmirde halletmem gereken işler vardıda." konuşurken bacağı titriyordu. Heycan yapmıştı konuşurken. O an elimi bacağına koyup titremeye durdurmak ve onu sakinleştirmek istedim.
"Sen öğretmen değil misin? Başka ne işle meşgulsün?"
"Yok esas işim öğretmenlik değil. Derya ile aynı bölümü okudum bende. Deryalar'ın hastalanan hocası benimde hocamdı." bir ara gözlerini bana çevirdi. "İzmirde ve Türkiye'nin farklı yerlerinde hotellerimiz var. Şuan onların başındayım."
Babam sadece başını aşağı yukarı sallamakla yetindi ve bakışlarını yeniden televizyona çevirdi.
"Berk oğlum bu Ömer." dedi annem Ömer'i işaret ederek. "Bizim kızın kusuruna bakma sizi tanıştırmadı. Bu aralar aklı pek yerinde değil." resmen annem beni sevgilime ve eski sevgilime şikayet ediyordu.
Aklımı yerinde olamadığını duyan Berk'in yüzünde hafif bir gülümseme yayıldı. Bakışları tekrar Ömer'i bulduğunda o müthiş gülümseme solmuştu. Bakışlarımı bende karşıya çevirdiğimde Ömer'in de aynı şekilde güldüğünü fark ettim ve Berk'in onun yüzünden aklımın karışık olduğunu düşünmemesi için dua ettim.
"Memnun oldum." dedi Ömer kuru bir sesle.
Berk hiçbir şey dememişti. Sadece derin bir nefes almıştı.
"Siz ne zaman tanıştınız Deryala?" soru Berkten gelmişti.
"Tanışmak mı?" dedi Ömer ve küçük bir kahkaha attı. Berk iyiden iyiye sinir olmaya başlamıştı. Bacağında duran elini sıkıp yumruk yaptı.
"Biz çocukluk arkadaşıyız. Bende bu sokakta bir kaç apartman ötede oturuyorum. Yani gözlerimizi açtık birbirimizi gördük senin anlıycağın."konuşurken gözleri bendeydi.
"Ama artık orada kalmıyor. Kendisi İngiltereye taşındı uzun zaman önce. Ve yakın zamanda da yine gidicek." diye açıkladım, Ömer'in gözleri bende benim gözlerim Berkteyken.
Berk başını hafifçe bana döndürdü.
"Umarım öyledir." dedi mırıldanarak.
"Ne dedin?" diye sordu Ömer meraklı gözlerle bize bakarken.
Berk çenesini sıkarak zoraki bir şekilde gülümsedi Ömer'e.
"Ne güzel dedim. Hala görüşmeniz çok hoş." Daha çok tıslar gibi konuşmuştu.
"Ömer'in taşınmasıyla araları biraz açıldı ama onlar birbirlerinden kopamaz. Hatta biz hep büyüyünce onların eveleneceklerini düşünürdük Ömer'in annesiyle." dedi annem sanki Berkle aramızı bozmak için bilerek bunları söylüyordu.
Babamın boğazını temizlemesiyle annem susmuştu.
" Ömerle aramızda öyle münasabet yok tabi ki."dedim bu açıklamayı babama yapıyor gibi gözüksemde aslında daha çok Berk'e yapıyordum. "Aa çaylar bitmiş ben çaylarınızı doldurayım en iyisi." dedim ayağa kalktım ve herkesin önünden bardakları toplamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARS (TAMAMLANDI)
RomansaDibine Kadar Aşk Serisi-1 *** ..."Neden?" diye sordum bakışlarımı dudaklarından tekrar gözlerine kaldırarak. O an biraz daha yaklaştı. Burnu neredeyse burnuma değiyordu. Bu yakınlık çok fazlaydı. Benimle böyle oynaması adil değildi. Geri gitmeye ça...