Merhabalar Sevgili Okuyucularım.💗🌸
Hiç sevmemeniz gereken birini sevdiğiniz oldu mu? Benim oldu. Hem elimi uzatsam tutabilecek kadar yakın hem de aramızda ki uçurum öyle büyük ve yüksek ki yüzüme çarpan rüzgar canımı yakıyor. Öyle ki ona karşı hissettiğim duyguların gerçekliğinden korkuyorum. Gelip geçici bir şey diye avturken buluyorum kendimi onu gördüğüm her an...
Onu her görüşümde canım yanıyor...
Umarım beğenerek okursurunuz. 🎈 💘
-------------------------------
Kapıyı açanın bir kadın olduğunu gördüğümde çok rahatlamıştım. Kapının dışında kadın ayakkabısı yoktu ve sadece erkek ayakkabısı gördüğümde nedense direkt berk hocanın buraya taşındığını aklıma getirmişti.
Kapıda duran kadını baştan aşağı süzdüğümde hafif kumral saçlı, yeşil gözlü yaklaşık 1.65 boylarında bir kadındı. Ve ayakkabıları ayağında olduğu için dışarıda değildi. Üzerinde çok güzel yazlık çiçek desenli bir elbise vardı. Parmağındaki tektaş ve alyansatan anladığım kadarıyla kocasıyla birlikte buraya taşınıyorlardı.
"Merhaba ben Derya."Dedim bütün sempatimle.
" Merhaba. Ben de Burçin. Siz karşı dairede oturuyor olmalısınız. " Ondan hiç beklemediğim kadar sıcakkanlı bir şekilde cevap vermişti.
" Evet." dedim bir süre bekledim. İkimizinde sempatikliği buraya kadardı anlaşılan. Boş boş birbirimize bakarken aramızdaki sessizliği bozmaya karar verdim ve konuşmaya başladım.
" Yorulmuşsundur. İstersen gel bir kahve içelim." dedim.
Babam ve annem işteydi Ayaz ise okuldan sonra arkadaşlarının birinin evine gidecekti. Bende bu boşlukta yeni arkadaş edinebilirim diye düşünmüştüm. Kadın en fazla 25 yaşlarında gösteriyordu. Belkide ablamı özlemiştim. O yüzden şuan Burçin'le vakit geçirme ihtiyacı duyuyordum.
"Aslına bakarsan hiç reddedemiycem Derya. Çok iyi gelir." Dediğinde ona karşı istemsizce gülümsedim. Kapıyı açtım ve içeri geçtik.
Mutfakta oturmaya karar verdik o masaya otururken bende kahve suyunu koydum.
" Nereden taşınıyosunuz buraya. "diye sordum aklıma gelen ilk soruyu.
" Ben izmirden geldim buraya. Sırf bir erkek için. "dedikten sonra içten bir kahkaha attı.
Sanki bu 'bu yaptığıma kendim bile inanamıyorum' kahkahasıydı. Arasıra banada olurdu.
"Neden İzmirde yaşamıyorsunuz?"yani ama dimi bir insan İzmir gibi bir şehri bırakıp neden buraya taşınırdı ki.
" O burda çalışıyor ondan. "Evet bu gayet mantıklı bir sebepti. Sonra konuşmaya devam etti.
" Ama ben geri dönücem. Kısa bir süreliğine geldim. "O konuşurken ben kahveleri koymuş yanına annemin dün yaptığı browni kekten kestim. Ve bende onun yanına oturdum.
" Anladım ama neden geri döneceksin." diye sordum sonuçta yeni evlenen birisi neden kocasını bırakıp giderdi ki.
" İşim orda. Bütün düzenim orda. Ee hep benden söz ettik. Sen burda tek başına mı yaşıyorsun?"
"Hayır annem babam ve kardeşimle yaşıyorum. Birde ablam vardı. O geçen sene evlendi."
Neredeyse kahvelerimiz bitmişti. Ve benim aklıma takılan bir soru vardı. En sonunda konu kapanmış olsa bile o soruyu sormaya karar verdim."Siz yeni..." cümlemi tamamlayamadan zil çalmıştı. Kim olabilirdiki. Burçine sormak istediğim şey yerine kapıya bakıp geleceğimi söyledim.
Kapıyı açtığım karşımda Berk hocayı görünce şok oldum. Onun burada ne işi vardı ki. Yoksa Burçin'in kocası ve bırakıp gitmek zorunda kaldığı kişi Berk hocamıydı.
"Derya nasılsın?"
"İyiyim hocam siz." Şaşırmadığımı belli etmemeye çalışarak cevap vermeye çalışıyordum. Ama eminimki şaşırdığım 15 metre öteden bile anlaşılabilirdi.
"Bende iyiyim pinokyo. Burçin burda mı?"
Diye sorduğunda zaten Burçin de mutfaktan çıkmıştı." Geliyorum canım."derken yanımıza gelmişti ve bana sarılp;
" Umarım yine görüşürüz derya. "dedikten sonra ayakkabılarını giyip kendi dairesine geçti.Berk hoca ise hala bizim kapının önünde duruyordu. Ona anlam veremediğim bir öfkeyle hala niye buradasın bakışı attım.
"Sonra görüşürüz derya. Sonuçta artık komşuyuz." Dediğinde suratıma sahte bir gülücük yerleştirip cevap verdim.
"Aynen görüşürüz hocam." dedim ve sinirle neredeyse yüzüne kapıyı çarptım.
Umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARS (TAMAMLANDI)
RomanceDibine Kadar Aşk Serisi-1 *** ..."Neden?" diye sordum bakışlarımı dudaklarından tekrar gözlerine kaldırarak. O an biraz daha yaklaştı. Burnu neredeyse burnuma değiyordu. Bu yakınlık çok fazlaydı. Benimle böyle oynaması adil değildi. Geri gitmeye ça...