5. Reha

332 135 87
                                    

Herkes Rehayı kendini tanıtması için bekliyordu. Reha kaslı, esmer, kara gözlü, kara saçlı bir çocuktu. Sert görünümünden dolayı gruptakiler başından beri ondan biraz çekiniyordu ama hayatını ve kim olduğunu da merak ediyorlardı.

Reha boğazını temizleyerek anlatmaya başladı. "Ben Reha 17 yaşındayım. 8 çocuklu ailenin 5.siyim. 4 abim 2 kız kardeşim bir tane de küçük erkek kardeşim var. Ailemi pek sevmem. Zaten aile de denilmez buna. Annemin vefatından önce az çok bir düzenimiz vardı. Yine de iyi bir durumda değildik ama idare edebiliyorduk işte."

Helin Rehayı durdurarak, "Bi dakika neden aileni sevmiyorsun?" dedi.
"Çünkü bizde aile bağı diye bir şey yok! Abilerimle aram iyi değil. İki tanesi içerde zaten. Babam da ayrı bir dünyada yaşıyor alkol bağımlısı bize bakamadı doğru dürüst. Hepimiz birbirimizden kopuğuz anlayacağın."
"Abilerin neden içerde?"
"Cinayetten"

Helin sarsılmıştı. Bir insanı öldürmek ona göre en büyuk suçlardan biriydi ama detayları da göz önünde bulundurmak istiyordu. "Kimi öldürdüler?"
"Mahalle kavgası gibi bir şey diyeyim. Ölenler de tekin insanlar değillerdi zaten."
"Evet ama bu onları öldürmelerini gerektirmez."
"Bilemiyorum ben abilerimi pek sevmesem de bu konuda haklı olduklarını düşünüyorum."

Helin bu cevap karşısında tekrar sarsılmıştı. Rehanın neden böyle düşündüğünü anlayamıyordu. Belki de abileriyle kan bağı olduğu için sevmese de onları haklı buluyordu.

Kerem sözü alarak, "Olayın detaylarını bilmiyoruz tabii ama keşke hiç gerçekleşmeseydi de abilerin özgür olsaydı." dedi.
Reha pek umursamaz bir "Evet" dedi.

Helin tekrar sözü aldı. "Aileni sevmeme nedenin abilerinin davranışları değil o zaman?"
"Dediğim gibi aile bağı yok. Onlara karşı bir şey hissetmiyorum. Zaten eve de pek uğramam ben. Canları cehenneme!"

Kerem şaşkın bir ifadeyle, "Dışarıda mı kalıyorsun peki?" dedi.
"Evet bazen. Birkaç dostum var. Onlar açıyor kapılarını bana mümkün olduğunca orda kalıyorum. Benim mektup da oraya geldi zaten. Kim yolladıysa beni iyi tanıyor dedim. Ondan buluşma yerine geldim. Yoksa gelmezdim."
Helin düşünür gibi, "Evet öyle. Hepimizi iyi tanıdığına eminim" dedi.

Süveyda, "Boşverin mektubu. Ee sen Okuyor musun? Çalışıyor musun?" diye sordu.
"Okumuyorum. Pek de hevesim yoktu zaten okumaya. Gerçi istesem bile okuyamazdım. Durumumuz yetmezdi."
"Çalışıyorsun o zaman."
"Aslında ben çok işte çalıştım ama bir türlü tutunamadım. Ya patronlar işimi beğenmedi ya da ben işi beğenmedim öyle dolanıp duruyorum işte. Şimdi de bir iş arıyorum ama burdan ümidi kestim. Gideceğim bu şehirden başka çok başka diyarlara gideceğim. Gezmeyi çok severim aslında ama bu şehirden başka bir şehir görmedim. Başka şehirlere gidip iş bulacağım. En iyi işlerde çalışıcağım. İzimi de kaybettiriceğim kimse bulamasın beni. Buraya hiç gelmedim gibi hiç burda bulunmadım gibi yepyeni bir sayfa açacağım kendime. Yepyeni bir hayat..."

Kader kıkırdadı. "He oldu abi o kadar kolaydı zaten."

Kerem kadere ters bir bakış attı. Başkasının hayaliyle dalga geçilmesi onu üzmüştü ama Reha bunu umursamadan Kaderle birlikte güldü.

Helin de gülümseyerek, "Doğru. Hayata yeni bir başlangıç yapman zor. Orada ne iş yapacaksın? kendini geçindirebilecek misin? Bunları başaramazsan bu durum sana ağır gelebilir." dedi.
"Olsun burdan kötü olamaz. Her geçen gün burda daha da kötü oluyorum. Oralarda açlıktan ölsem bile gocunmam. Öyle olması gerekiyormuş derim ama şansımı denemezsem bu hayal hep içimde kalır ve mutsuz olurum."

Süveyda her zamanki gibi güler yüzüyle, "Umarım hayatında her şey istediğin gibi olur. Senin bir şeyler başarmanı çok isteriz." dedi.
Kerem üzülerek, "Hayatın gerçekten çok zorlu geçmiş." dedi.

Siyah MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin