Helin buluşmadan sonraki gün iş yerine gitmek için yola koyuldu. Aklında halen Sanem vardı acaba gerçekten ona karşı çok mu şüpheli davranıyordu? Dün onu kızdırmıştı belki gönlünü alabilirdi bunu istemese de yapmak zorunda gibi hissediyordu.
Bu düşünceler içinde iş yerine vardı. Burası çok güzel kokuyordu. Helin Yıldırım beyden olmasa burada uzun süre çalışmak isteyebilirdi ama kısa süre çalışıp para topladıktan sonra çıkmayı düşünüyordu.
Garson kıyafetlerini giyip tam işe koyulmak üzeriyken tekrar Yıldırım beyin odasına çağırıldı. Bu durumdan bıkmıştı sadece işini yapmak istiyordu. Bu adamın onla derdi neydi.
Suratı asık ve bıkmış bir şekilde içeri girdi. "Buyrun beni çağırmışsınız"
Yıldırım beyin gözleri kamaşmıştı. Sakalına dokunarak, "Evet dün tam konuşamadık."
"Hayır konuşacağımızı konuştuk. Lütfen artık bu konuyu unutalım mı? Ben sadece işimi yapmak istiyorum."Yıldırım bey elini havaya kaldırarak, "Hayır hayır unutamayız. Ben seni ve o günü unutamıyorum odaya girerken bana olan bakışını, vucudumu süzüşünü, saçlarını, gözlerini hicbir şeyi unutamıyorum. Sürekli aklımda."
Helin afallamıştı suratını büzerek, "Siz ne diyorsunuz? Ne demek bu?"
Yıldırım bey kafasını eğip kısık sesle, "Ben galiba senden çok etkilendim. Sana aşık oldum. Hem de ilk görüşte. Bu daha önce başıma sadece bir kere gelmişti. Bunca yıl sonra tekrar aynı duyguları hissedebileceğimi nerden bilebilirdim." dedi.Helin şaşkınlıkla birlikte gülmeye başlamıştı. "Ne demek aşık oldunuz. Böyle bir şeyin imkanı yok. Sizle ben olmaz. Siz benim icin sadece arkadaşımın babasısınız onun dışında bir anlamınız yok."
Yıldırım bey koltuğundan kalkarak yalvaran bakışlarla, "Neden olmasın? Belki aradığın aşkı benle bulursun. Sana istediğin her şeyi veririm. İstediğin hayatı yaşarsın hiç çalışmana gerek kalmaz bir dediğini iki etmem." dedi.
Helin yine sinirlenmişti önlüğünü çıkarıp masaya bırakarak, "Biliyor musunuz? En iyisi ben işi bırakayım çünkü bu şartlar altında çalışmam hem benim için hem de sizin için kötü olacak. İyi günler dilerim." dedi.
Helin tam çıkmak üzereyken Yıldırım bey hızlıca kolundan tuttu. "Hayır gitme lütfen. Seni görmeden dayanamam. Bu duyguyu o kadar özledim ki."
Helin kolunu Yıldırım beyin elinden çekmeye çalışıyordu ama zorlanıyordu. "Bakın sizin bir eşiniz var zaten güzel bir hayatınız var. Ben böyle bir ilişki içinde bulunmak istemiyorum. Size aşık değilim."
Bu sözleri duyan Yıldırım beyin kafasında "size aşık değilim" sözü defalarca tekrarlandı. Bakışları uzun süre donuk kaldıktan sonra gözlerinden gözyaşları süzülmüştü.
Helin olanlara anlam veremiyor ne yapacağını bilmiyordu. Yere dizüstü oturan Yıldırım beye son kez "üzgünüm" dedikten sonra çıkmak için kapının koluna tutundu.
Tam o esnada Yıldırım bey, "İlk defa bu duyguyu ne zaman hissetmiştim biliyor musun? Daha yedi yaşındaydım mahallede arkadaşlarımla oynarken yanımızdan çok güzel sarışın kıvırcık saçlı genç bir kız geçti. Hayatımda daha önce onun kadar güzel birini görmemiştim hemen etkisine kapıldım. Peşinden gittim ve evine kadar takip ettim. O zaman ev şehrin dışında kalan ıssız bir yerdeydi. Şu an ise o ev şehrin merkezinde ama yine de yanında pek ev bulunmuyor. Biliyorum henüz küçüktüm anlatacaklarım saçma gelebilir ama iyi kulak ver. Ona gerçekten aşık olmuştum o eve girdikten sonra uzun süre akşama kadar evi seyrettim hiçbir hareket yoktu. Zaman çok geçince ailem kızar korkusundan eve dönmek zorunda kaldım. Sonraki günler aynı evin önünde bekliyordum. Bu bekleyiş tam on gün sürdü ama ne kızı tekrar gördüm ne de evden çıkan kimseyi. On gün sonunda şehirde kayıp haberi dolanıyordu. Çok telaşlanmıştım takip ettiğim kız kayıp sandım ama gazetelere bakınca anne, baba, bir genç erkek ve kızdan oluşan bir ailenin kayıp olduğunu fark ettim. İşin tuhaf yanı o aile kızın girdiği o evde yaşıyordu. Aileyle birlikte o da kayıptı bunu aileme anlattım beni ciddiye almasalar da bunu yetkililere bildirmişlerdi fakat benim anlattığım tarzda bir kadının o evde yaşamadığını ve şehirde bir kadın için kayıp ihbarı gelmediğini bildirdiler. Ailem de bundan sonra benim dediklerimi pek takmadı. Yalan söylediğimi ya da halisünasyon gördüğümü sandılar. Günlerce onun için ağladım. ama şu an kayıtlarda öyle bir kızın yaşadığına dair hiçbir şey yok onu asla bulamadım."
Helin Yıldırım beyin anlattıklarını şaşkınlıkla dinlemişti. "Nasıl yani? Gördüğünüz kız orda yaşamıyor muydu? Hiç olmayan birini nasıl görbilirsiniz ki?"
Yıldırı bey ayağa kalkarak, "Yemin ederim vardı. Gördüm o eve girdi ama bir daha çıkmadı kimse bana inanmıyor." dedi.
Helin kaşlarını çatarak, "İnanamamaları normal baya saçmalıyorsunuz. Hem küçükmüşsünüz gördüğünüz sadece bir rüya da olabilir."
"Hayır değil eminim. O eve girdi ve o evde bir şeyler oldu."Helin kafasını kaşıdı. "Hangi ev? Daha sonradan uğradınız mı o eve?"
"Eskiden şehrin sonlarındaydı ama şu an merkezi oluyor. Merkez de olmasına rağmen yakınında pek ev yok. O kayıptan sonra kimse o evi tutmadı uzun zamandır boş. Küçükken çok uğrardım oraya ama artık uğramıyorum pek. Aslında bu olayı uzun zamandır atlatmıştmım. Ta ki seni görene kadar."Helinin kafasında birden şimşeler çakmıştı. Bu bahsedilen ev Sanemin evi olabilir miydi? Merkezde olmasına rağmen yanında pek ev yoktu. Sanemin tuhaf davranışları. Kaderin cesedinin sanem tarafından kusursuz bir şekilde kaybedilmesi ve bahsedilen ailenin de kaybolup bulunamaması...
Helinin beyni alev alıyordu resmen. Her şeyi birbirine bağlamaya çalışıyordu ama bilinmeyen çok şey vardı. Hızla bir kağıt kalm getirerek Yıldırım beyden o evin adresini yazmasını istedi.
Yıldırım bey adresi adı gibi biliyordu. Hemen yazdı. Heline bakarak, "Ne yapacaksın ki adresi? Yoksa dediklerime inandın mı? İlk defa biri anlattığıma inanıyor. Sen benim ruh eşim olmalısın.
Helin gülümsedi. "Hayır inanamıyorum ama hikayenizden çok etkilendim. O yüzden ufak bir araştırma yapabilirim."
Yıldırım bey suratını büzerek, "Boşa araştırma. Hiçbir şey çıkmaz. Ben de uzun zaman araştırdım ama boş. Sen benim teklifime ne diyorsun onu söyle" dedi.Helin başını eğerek,"Üzgünüm sizinle birlikte olamam. Şimdi acilen çıkmam lazım." dedi.
Bu sözlerden sonra kapıya uzanarak hızla çıktı. Restorandan ayrıldığında elindeki kağıda baktı. Bu Sanemin oturduğu evin adresinin ta kendisiydi. Şimdi ne yapacağını düşünüyordu. Sanemin tuhaf davranışlarının yıllar önceki kayıpla ne ilgisi olabilirdi ki. O zaman doğmamıştı bile.
Helin bir süreliğine saçmaladığını düşündü belki de Sanemin o evle veya kayıplarla bir alakası yoktu. Sadece şans eseri o evi tutmuş olabilirlerdi hikaye eskiydi ve doğruluğundan bile emin değildi. İlk işi eski gazete haberlerine bakıp bu kayıpların gerçekliğini araştırmak olacaktı. Eğer gerçekse o zaman Sanemden şüphelenmeye başlayabilirdi.
Şu an Sane hakkında düşündükleri ona çılgınca geliyordu. Acaba o da delirmiş miydi? Anneannesini kaybettiğinden beri doğru dürüst uyuyamamıştï aslında uzun zamandır doğru dürüst uyumyordu. Akıl sağlığından iyice endişelenmişti.
En iyisi eve gidip biraz dinlendikten sonra araştırmaya koyulmaktı sonra da her şeyi Süveydaya anlatacaktı. Süveydaya güveniyordu ve birlikte neler olduğunu çözebileceklerini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Mektuplar
Mystery / ThrillerŞehirde hiç beklenmedik bir fırtına vardı. Bu fırtınada gelen siyah mektuplar da neyin nesiydi? Mektubu alanlar bunun gizemini çözebilecek miydi? Destek için oylayıp kütüphanenize ekleyebilirsiniz.