7. Boş Sınıf

257 99 50
                                    

Helinin odaya girdiğini gören Kader, "Nerde kaldın abla? Valla çok merak ettik seni." dedi.
Helin gülümseyerek, "Dedim ya lavaboya gittim sadece. Endişelenecek bir şey yok." dedikten sonra Helin ile Sanem de yerlerine geçtiler.

Helin bu sefer de Sanemin odasını incelemeye koyuldu. Sanemin odası çok büyük bir oda değildi ideal boyuttaydı ama içinde çok fazla eşya bulunuyordu. Öyle ki lavabo kapısı bile fark edilemeyebiliyordu. Sanem çok açık renkler giyinmesine rağmen odası o kadar açık renkli değidi. Daha çok koyu renkler tercih edilmişti. Bu da Helinin kafasının karışmasına neden olmuştu.

Odadaki masanın üzerindeki dergilere bakıyordu. Bir sürü dergi üst üste yığılmıştı en üstte ise bir futbol dergisi bulunuyordu. Helin Saneme dönerek, "Dergi okumayı seviyorsun galiba? Masanın üzerinde baya var." dedi.

Sanem biraz duraksayıp dergilerin olduğu tarafa baktı. "Evet. Eskiden okurdum."
"Artık okumuyor musun?"
"Yani pek değil. İlgimi çekmiyor eskisi gibi."
"Futbol dergisi bile okuyormuşsun futbola merakın var mı?"
Sanem yine duraksadı. Kaşlarını çatarak "Futbol mu?" dedi.
Helin, "Evet masada duruyor ya en üstte." diyerek dergiyi gösterdi.

Sanemin boş bakışlarına anlam yükleyemeyen Helin dergiyi almak için tam kalkıyordu ki Sanem, "Ona merakım yok." dedi.
Helin saneme tuhaf bir bakış attı. "Neye? Futbola mı?"
"Aynen. Şu bir topun peşinde koşanlar. Genelde annem alır dergileri onu da rastgele almış. Bir merakım yok yani."
"Anladım. Peki ne tür dergileri okumayı seviyorsun?"
Sanem yine duraksadı. Düşünüyor gibiydi. "Güzellik, moda falan."
Helin parmağıyla dergileri işaret ederek, "Bakabilir miyim?" diye sordu.
Sanem Helinin bu sorgulayan tavrından bıkmıştı. "Elbette bakabilirsin." dedi isteksiz bir ses tonuyla.

Helin Saneme gülümseyerek oturduğu yumuşacık minderden kalkıp dergilerin olduğu masaya doğru yöneldi. Burda bir sürü dergi bulunuyordu güzellik, moda, tarih, bilim her şey vardı aslında.

Kenardaki bir defter Helinin ilgisini çekmeyi başarmıştı. Sanem bu deftere kesinlikle bir şeyler yazmış olmalıydı. Fark ettirmeden onun yazısına bakarak siyah mektuptaki yazıyla aynı mı diye kontrol etmek istedi. Defterin kapağını açtı. Boştu. Helin hayal kırıklığına uğramıştı ama bir şekilde konuyu açıp herkesin yazı şekline bakacaktı. Helin defter ile bir tarih dergisini eline alarak yerine döndü.

Sanem Heline pek aldırış etmiyordu artık. Helinin eline aldığı defter ve dergiyi uzaktan inceledi. Bunu fark eden Helin, "Kalemin var mı?" diye sordu.
"Tabii ki." Sanem ayağa kalkarak çekmeceden bir kalem çıkardı. Heline uzatırken "Ne için?" diye sordu.
"Yazı şeklinize bakacağım."
"Ha Mektup için o halde."
"Evet senle başlayalım istersen. Deftere bir şeyler yazabilir misin?" Sanem irkilmişti. Sanki bir şeyler yazmak istemiyor gibi bir hali vardı. Helin bunu garipsedi. Defteri Saneme uzatarak "Buyur" dedi. Sanem kalemi eline aldı. Ne yazacağını düşünüyordu. Helin, "Mektubun başlangıç kısmını yazabilirsin hem karşılaştırmamız daha kolay olur." dedi. Sanemin yüzünü bir gülümseme kapladı. "Tabii"

Sanem mektubun ilk kısmını aynı şekilde yazdı. Siyah mektupla karşılaştırıldığında birebir aynı denilemezdi ama benziyordu da. Helin, Sanemden iyice şüphelenmeye başlamıştı. Sanem ise yüzündeki masum ifadeyle kendinden emin bir şekilde Heline bakıyordu.

Helin kızlara "Sizce de benzemiyor mu?" diye sordu.
Süveyda bir kahkaha patlattı. "Uzaktan yakından alakası yok."
Helin şaşırmıştı bir kendi mi benzetti acaba? Kadere dönerek "Sen ne düşünüyorsun?"
Kader yazıya yakından bakıp inceledi."Valla bilemedim. Biraz benziyor sanki de çok değil." Helin bu kararsız cevap karşısında sessizliğini korudu.

Kader ile Süveyda da aynı şekilde mektubun ilk kısmını yazdılar. Helin de dahil kimse mektuptaki yazıya benzetmedi. Helin, "Peki öyleyse diğerleri gelince onlara da deneteceğim" dedi. Sanem gülümsedi. "Sen?"

Sanemin bu dalga geçer gibi gülüşünü Helin çok itici buluyordu. Sadece bu gülüşten bile onun suçlu biri olduğunu hissediyordu ama bunu hisseden tek kişi kendisiydi diğerlerinin Saneme karşı tutumları böyle değildi. Helin iç çekti. "Peki." diyerek yazmaya başladı. Helinin yazısını da mektuptaki yazıya benzetmediler.

Helin burdan bir şey çıkmayacağını anladı. "En iyisi Kerem ile Rehanın gelmesini bekleyelim. Onlara da denetip az da olsa bu şüpheden kurtulmak istiyorum."
Süveyda, "Sahi onlar nerede kaldı?" diye sordu.

Kader gözlerini önüne eğdi. Bir şey saklıyor gibi bir hali vardı. Bunu fark eden Süveyda "Sen bir şey mi biliyorsun Kader?" diye sordu.
Kader gözlereni yavaşça kaldırarak,"Yani Reha abiyi bilmem de Şu Kerem denen gelmez herhalde." dedi.
Kızlar şaşırarak hep birlikte "Neden?" diye sordular.
Kader anlatmak istemiyordu. "Boşverin abla nedenini. Gelmez diye düşünüyorum ben o kadar."
Helin gür bir sesle, "Madem bir şeyler biliyorsun anlat. Burdaki herkes hakkında bir şeyleri bilmeliyiz. Ya mektupla alakalıysa? Mektupla ilgili bir şeyse söyle hemen!" dei.

Kader, Helinin bu gür sesinden baya rahatsız olmuştu. "Yok be! Mektupla alakalı bir şey değil. Hem niye bağırıyorsun kulağımın dibinde? Takmışta mektup da mektup! Hay allahım ya!"

Helin sinirlenmişti. "Ne peki? Söyle!"
Kader Helinin bu baskı kuran tavrından hiç hoşlanmamıştı onunla ilgili fikirleri değişiyor gibiydi artık iyi niyetli biri olduğunu düşünmüyordu. Helinle Kaderin arasındaki gerginliği fark eden Süveyda araya girdi. "Kader, ne olduğunu bize anlatırsan çok seviniriz. Ona kötü bir şey olmasını istemeyiz. Buraya neden gelmediğini öğrenmek hakkımız diye düşünüyorum." dedi.
Süveydanın güzel ve sevecen ses tonu Kaderi yumuşatmıştı. Anlatmaya karar verdi.

Gözlerini yine önüne devirerek, "Şimdi abla benim babam özel bir okulda hademe olarak çalışıyor. Yeni başladı daha. Valla ne kadar aradı bu işi bilemezsiniz. Uzun zamandır işsiz. En sonunda babamın kaderi ona güldü. Biz de ailecek nasıl sevinçliyiz bir görseniz." diyerek kıkırdadı.

Helin, Kaderin böyle gereksiz ayrıntılar vermesinden sıkılmıştı. "Ee yanii?" diye çıkıştı.
"Yanisi işte babam işe başlayalı bir hafta oldu. Ben de geçen çarşambaydı galiba..." biraz düşündü. "Yok perşembeydi abla işte perşembe günü annem dedi ki baban cüzdanını evde unutmuş çabuk okula git ver dedi. Ben de dedim tamam yani giderim de yolu falan da bilmiyorum. Hangi otobüs gidiyor..."

Helin daha fazla dayanamıyordu. "Kader yani? Olaya gelsen direkt." diye sözünü kesti.
"Ay tamam! Bir şey anlattırmıyorsun ki sürekli bir araya girmeler bir susta anlatayım!" Helin böyle olmayacağını anlamıştı en iyisi susup Kaderi gereksiz ayrıntılarıyla birlikte dinlemek diye düşündü.

Kader tekrar anlatmaya başladı. "İşte neyse otobüs kısmını falan geçiyorum. Ben geldim okula ama okul da nasıl büyük abla. Benim gittiğim okul küçücüktü. Ben nerden babamı bulacağım da cüzdanı vereceğim. İmkansız. Avm gibi okul yapmışlar valla! Neyse işte bu öğrenciler sözde dersteydi. Ben de sınıflara girip dersleri bölmeyeyim mi? Babam nerde? diye soruyorum bön bön bakıyorlar. Hani bir söyle yerini de gidip vereyim adama cüzdanını. Neyse en sonunda bir hoca kazan dairesinde olmalı dedi. Ben de bir şekilde buldum orayı artık babama nihayet cüzdanını verebildim."

Kızlar olayın Kereme nasıl bağlanacağını merakla bekliyordu. Süveyda, "Ee Kerem ne alaka?" diye sordu.
"İşte abla ben verdim babama cüzdanını sonra yukarı çıkıyorum yani. Boş bir sınıf gördüm. Kapısı biraz aralıktı. Ben de birinci sınıfı tek okuduğumdan merak ettim yani bir oturayım bu sıralara tahtaya falan bakayım dedim. Çoktandır görmemişim. Ben içeri bir girdim girmez olaydım!"
Kızlar hep birlikte "Neden?" diye sordular.
Kader gözlerini tekrar devirdi. Utanmış bir haldeydi. Yanakları kırmızılaşmıştı. "İşte bu Kerem denenle bir oğlanı öpüşürken yakaladım yani. Görür görmez çıktım ama fark ettiler beni. Utandı çocuk gelmez artık."

Helin sinir küpüne dönmüştü bu kadar beklediler ve tüm olay bu muydu? Bu Keremin neden gelmediğini açıklamıyordu ki. Kadere dönerek, "İyi de bu Keremin neden gelmediğini açıklamaz ki?"
"Abla ben onu bir oğlanla gördüm ya benden utanır gelmez artık."
"Ne utanacak be! Utanılacak bir şey yok."
Kader şaşkın şaşkın Heline bakıyordu. Kısık bir sesle "Valla ben öyle düşündüm abla kim olsa utanır."

🌑 Bölüm ve karakterler hakkındaki düşünceleriniz neler?

🌑 Gelecek bölümlerde ağzınız açık kalabilir hazır olun.

🌑 Bölümü beğendiyseniz destek olmak için oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Siyah MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin