Helin, Keremin doğum günü partisine gitmek için hazırlanıyordu. Hava bugün o kadar soğuk ve yağmurluydu ki giymeyi düşündüğü kısa elbiseyi giymeyip yırtık siyah kot pantolonuyla göbeğini biraz açık bırakan, üzerinde farklı ufak beyaz işaretler barındıran siyah kazağını giydi. Saçlarını tarayıp küpelerini de taktıktan sonra kendini çok beğenmişti. Yağmurluğunu giyip şemsiyesini alarak Sanemlere doğru yola koyuldu.
Önce Sanemlere gidip orda Süveyda ile Sanemle buluşacaktı. Sonra da beraber taksiye binip Keremlerin evine ulaşacaklardı. Helin, bu yağmurda ilerlemekte zorlanıyordu. Bir apartmanın kenarına geçip yağmurun az da olsa dinmesini bekledi.
Gökyüzünü izliyordu. Gök gürültüleri ve yağmur çok hoşuna gidiyordu ama şu an yağmur istediği son şeydi. Biraz bekledikten sonra yağmur hızını yavaşlattı. Helin tekradan hızlıca Sanemlere doğru ilerlemeye koyuldu.
Sanemlerin evine yaklaştığında Süveyda ile Sanemin kapıda onu bekledilerini gördü. Hızlıca ilerliyerek yanlarına vardı. İkisi de çok kısa elbiseler giymişti. Onları gören Helin, "Üşütmez misiniz böyle? hava çok soğuk." dedi.
Süveyda eliyle gelen taksiyi göstererek, "Üşütmeyiz. Taksi geldi zaten. Hemen varırız." dedi.
Taksi yanaşınca kızlar hep birlikte taksiye bindiler. Keremin evine doğru ilerliyorlardı.Keremin evine vardıklarında yağmur dinmişti. Kızlar büyük ve görkemli olan villaya girdiler. Kapıda onları karşılayan Kerem, "Hoşgeldiniz geçin şöyle, eğlenmenize bakın." dedi.
İçerisi çok kalabalık değildi. Kızlar erken geldiklerini düşündüler. Süveyda, "Erken mi geldik?" diye sordu.
"Ee evet biraz öyle oldu ama endişelenmeyin birazdan herkes burda olur."Tanımadığı bu üç güzel kızın içeri girdiğini gören Ceyda Hanım, şaşkınlık ve heyecanla birlikte onlara yaklaştı. "Bu güzel hanımefendiler de kim Kerem?"
"Bunlar mı? Şey, arkadaşlarım. Anne"
"Arkadaşların mı? Daha önce hiç tanıştırmadın. Okuldan mı?"
"Hayır ş-şey"Sanem elini uzatarak, "Merhaba, ben Sanem. Biz Keremin internetten tanıştığı arkadaşlarıyız. O yüzden sizinle daha önce tanışma imkanı bulamadık." dedi.
"Aa demek öyle, memnun oldum. Pek de güzel ve zarifmişsiniz."
"Teşekkür ederim."Ceyda Hanım kızlarla tek tek tanışıp biraz sohbet ettikten sonra, Kerem kaş göz işareti yaparak annesine artık kızları sıkmayıp gitmesi gerektiğini ima etti. Annesi de pek bir şey demeden gençlerin yanından uzaklaştı.
Süveyda gülümseyerek, "Annen çok hoş bir kadınmış gerçekten" dedi. Kerem de gülümseyerek karşılık verdi.
Uzaktan onları izleyen Baran, yanlarına doğru yaklaştı. Kerem, Barana defalarca kızlarla tanışmaması gerektiğini söylemişti ama Baran onlarla tanışmakta çok kararlıydı. Bu sırrı biliyordu ve artık o da bu sırrın bir parçasıydı. Kızların yanına geldiğinde Kerem, Baranı onlarla tanıştırdı. "Bu Baran. Madem biliyorsunuz, erkek arkadaşım. Kaderin gördüğü."
Kızlar hep birlikte gözlerini pörtleterek Kereme bakıyorlardı. Kader mi? Kader lafını Baranın yanında nasıl kullanmıştı? Sanem, Keremin ufak bir hata yaptığını düşünerek hiçbir şey olmamış gibi, "Aa memnun oldum. Çok yakışıyorsunuz" dedikten sonra Barana elini uzattı.
Helin hala Keremin yaptığı hatanın şokundaydı. Baran ona elini uzattığında onu fark etmedi bile. Aklı burda değildi. Baran elini kaldırarak Helinin yüzüne karşı salladı. Helin birden ayılarak, "Pardon ben Helin." dedi ve Baranın elini sıktı.
Hepsiyle tanışan Baran, kendinden çok emin bir tavır sergiliyordu. Bu Sanemin ilgisini çekmişti. Helini ise korkutmuştu. Kader detayını çok düşünmemesi gerekiyordu fakat Keremin bu tarz hatalar yapmaya devam edeceğini bilmek siniri bozuyordu. Acilen Keremi kenara çekip uyarmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Mektuplar
Mystery / ThrillerŞehirde hiç beklenmedik bir fırtına vardı. Bu fırtınada gelen siyah mektuplar da neyin nesiydi? Mektubu alanlar bunun gizemini çözebilecek miydi? Destek için oylayıp kütüphanenize ekleyebilirsiniz.