Helin, Kaderin cahilce bulduğu davranışlarıyla daha fazla ilgilenmek istemiyordu. Keremin özel hayatını da daha fazla anlatmasını istemiyordu. Konuyu değiştirmek istiyordu. Umursamaz bir bakış atıp eline getirdiği dergiyi aldı. "Tarih dergisi, bir bakalım neler anlatıyormuş." diyerek dergiyi ortaya bıraktı. Rastgele bir sayfa çevirdi. Açılan sayfanın başlığında 'Kahinlik' yazıyordu.
Helin, "Hmm okuyalım bakalım" diyerek sesli bir şekilde okumaya başladı. "Kahinlik, çok eski uygarlıklardan beri var olan, kısaca meydana gelecek olayları birtakım yöntemlerle önceden bilmeye çalışma olarak tanımlanır. Eski uygarlıklar içinde kahinlik çalışmalarına önem vermemiş bir uygarlık hemen hemen yok gibidir."
Helin okumayı kesti. "Saçmalık! Bence geleceği tahmin etmek imkansız."
Kader, fal taşı gibi açılmış gözlerini Heline dikti. "Tahmin edenler var ama bizim mahallede bir falcı var her şeyi bilir valla."
Helin Kadere alaycı bir bakış atarak, "Sizin mahallede de her şey var" dedi.
Süveydayla Helin gülüştüler.Kader bu duruma biraz sinirlenmişti. "Öyle deme abla! Doğru diyorum kadın geleceği görüyor resmen. İnanmıyorsan gel bir kahvesini iç. Bak dedikleri doğru çıkmazsa ne olayım." dedi.
Helin gözlerini devirerek, "Kalsın" dedi.Sanem, "Benim aslında ilgimi çekti." dedi.
Kader çocukça bir sevinçle, "Ee gel abla götüreyim seni bakalım ne diyecek sana?" dedi.
Sanem kafasını hızla salladı. "Hayır hayır gelemem. Sadece fallar ilgimi çekti."Süveyda, "Aranızda fal bakmayı bilen var mı?" diye sordu.
Kader atlayarak, "Aslında ben biliyorum ama çok fazla değil. Yani şimdi söylerim de doğru çıkmaz falan." dedi.
Sanem gülümseyerek, "Önemli değil ben bize kahve yapayım sonra sen de falımıza bakarsın. Sadece eğlencesine." dedi.
"E peki bakayım madem."Zil sesi duyuldu. Süveyda, "Diğerleri geldi galiba çok geç de kaldılar." dedi.
Sanem, "Evet ben bir bakayım kim geldi." diyerek odadan çıktı.Helin ile Süveyda tarih dergisine bakarak beraber bir şeyler okuyup yorumluyorlardı. Kader ise onlara pek katılmıyordu. Bu tarz dergileri falan hiç sevmezdi. Zaten okumuyordu da.
Bir süre geçtikten sonra Kerem odaya girdi. "Kusura bakmayın. Biraz geç kaldım."
Keremi gören Kader, utanarak gözlerini devirdi.Helin, "Önemli değil. Reha nerede?" diye sordu.
Kerem duraksadı. Kaşlarını kaldırarak, "Bilmem o benle değildi ki." dedi.
Süveyda, "Geç kalmış olabilir. Gelir birazdan o da" dedi.Sanem, elinde kahvelerle odaya girdi. Odayı güzel bir kahve kokusu sarmıştı. Herkes kahvesini aldıktan sonra içmeye başladılar. Kahvenin kokusu güzel olmasına rağmen tadı hiç güzel değildi.
Kader ağzını ekşiterek, "Abla sen mi yaptın kahveyi?" diye sordu.
Sanem gülümseyerek, "Evet kendi ellerimle yaptım."
Kader kahveyi hiç beğenmemişti ama Sanemi kırmamak için, "Ellerine sağlık abla" diyerek kahvesini yudumlamaya devam etti.Helin Saneme gülerek, "Yapamamışsın" dedi.
Sanem Helinin bu tavırlarına alışmıştı artık. Gülümsemesini korudu, "İlk defa yaptım ondan galiba. İç işte falına baksın." diyerek kafasını yana çevirdi.Kerem fincanına bakarak, "Fal mı bakacaksınız? Kim bakacak?" dedi.
Kader, "Yani ben az biraz bakmayı biliyorum da ben bakıcağım." dedi.
Kerem heyecanlanmıştı. "Benimkine de bakar mısın?" dedi kahvesini yudumlayarak.
"Olur."Kahveler bitmiş fincanlar ters çevrilmişti. Kader Saneme bakarak, "Diğer abi niye gelmedi ya? Onun da falına bakardık bakalım gidebilecek miydi buralardan."
Sanem duraksadı. "Bilmiyorum bir bilgim yok." dedi.
Helin, "Belki gelmez artık." dedi.
Süveyda şaşırarak, "Niye?" diye sordu.
Helin, "Bilmem, sonuçta gelmek zorunda değil. Belki sevmedi ortamı." dedi.
Sanem, "Bu haftalık bir işi çıkmış olabilir belki sonraki zamanlarda tekrar katılır aramıza." dedi.
Kerem, "Bakalım artık" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Mektuplar
Mystery / ThrillerŞehirde hiç beklenmedik bir fırtına vardı. Bu fırtınada gelen siyah mektuplar da neyin nesiydi? Mektubu alanlar bunun gizemini çözebilecek miydi? Destek için oylayıp kütüphanenize ekleyebilirsiniz.