11. Yataktaki Köle

171 56 63
                                    


Bölüme ne ad vereceğimi bulamadım. Şimdilik böyle kalsın sgbfbdch

İlk Buluşmadan 2 gün sonra

Sanem duş aldıktan sonra çıplak bir şekilde aynada kendine bakıyordu. Bu yapmayı en çok sevdiği şeydi. Kendini çok güzel buluyor ve kendi güzelliğine hayran kalıyordu. Vucuduna dokunup kendini öpüyordu.

Kıyafetlerini giydikten sonra camdan dışarıyı izlemeye koyuldu. Sanemin evinin kenarında bir kaç müstakil ev dışında pek ev bulunmuyordu. Hem şehir merkezindeydi hem de yakında çok ev yoktu. Tam istediği gibiydi.

Pencereyi kapatmak üzereyken yolun ucunda birinin kendi evlerine baktığını fark etti. Bu cüselli kişi de kimdi? Reha! Evet Rehaydı burda ne işi vardı ama? Sanem çok merak etmişti.

Acaba bir şeyler mi fark etti diye düşündü. Ya da bir şeylerden mi kuşkulandı? Sanemin içi içini yiyordu. 'Bu aptal insanın burda işi ne?' diye geçirdi içinden. Acaba gözetleniyor muydu? Bu durum asla işine gelmezdi hemen bu işi halletmeliydi.

"Zel" diye aşağıya seslendi. Zelden cevap alamadı. Pencereyi kapatıp düşünmeye başladı. En iyisi yanına uğrayıp neden burda olduğunu sormak diye düşündü. Odadan çıkıp aşağıya indi.

Zel elindeki insan gazetelerini okuyordu. Sanem, "Sen de iyice alıştın bunlara. Ne okuyorsun o kadar merak ettim." diye seslendi.
Zel arkasında kraliçesini görünce afallamıştı. "Özür dilerim efendim. Geldiğinizi görmemişim. Bu insan gazeteleri çok ilgi çekici okumayı öğrendiğimden beri elimden bırakamıyorum."

Sanem suratını büzerek, "Ne demezsin! Her gün saçma sapan olaylar yaşanıyor burda. O kadar aptallar ki! Neyse konu bu değil şu an acilen ilgilenmemiz gereken bir durum var."

Zel telaşlanmıştı. "Nedir Kraliçem?"
"Şu Reha yolun başında bizim evi gözetliyor. Bir şeylerden mi şüphelendi acaba?"
"İmkansız kraliçem her şeyi titizlikle yürütüyorum."
"Ne işi var o zaman burda!"
"Bilemiyorum. İlgilenmemi ister misiniz?"
"Yapabileceğin bir şey yok. Daha fazla şüphe uyandırırız. En iyisi ben bir yanına uğruyayım ve ne için gelmiş sorayım."
"Ama kraliçem ya size zarar verirse? Anneniz ölmeden sizi bana emanet etti. Buradayken başınıza bir şey gelmesini asla istemem."

Sanem bir kahkaha patlattı. "O aptal insan mı bana zarar verecek? İnanamıyorum beni kimlerle kıyaslıyorsun? Hemen icabına bakarım. Çıkıyorum ben. Sen de burda oturup anne rolüne devam et."

Sanem daha fazla bir şey demeden çıktı. Zel endişelenmişti her şeyi titizlikle yaptı ama bir sorun mu çıktı acaba? Eğer kraliçesini bu görevde kaybederse asla kendini affedemiyecekti. Burda hiçbir şey yapmadan beklemek istemiyordu ama elinden de bir şey gelmiyordu.
Herhangi bir hatasında Sanem onu asla affetmezdi. O Sanemin annesinin en sadık hizmetkarıydı ve Sanemin de en sadık hizmetkarı olmak istiyordu ama Sanem hatayı asla kabul eden bir kraliçe değildi. Onun için en ufak bir hata yapmamalıydı. Sanemin dediklerini uygulayıp hiçbir şeyi riske atmamak için usulca oturup gazetesini okumaya devam etti.

Sanem kapıdan çıktı. Rehanın kendi evlerine doğru yavaşca ilerlediğini fark etti. Bahçe kapısının önünde Rehayı beklemeye koyuldu.
Reha yaklaşıyordu. Sanem korkmuyordu bu işi hemen halledecekti.

Reha Sanemin yanına yaklaşınca gülümsedi. "Merhaba"
"Merhaba. Seni görünce şaşırdım. Ne işin var burda?"
"Ya buralarda ufak bir işim vardı da sizin evi görünce öyle bir baktım. Belki seni görürüm diye. Sen de fark ettin baktığımı galiba. Yanlış anlama."

Sanem güldü. "Önemli değil iyi ki gelmişsin. İçeri gelmek ister misin? Burada beklemiyelim."
"Evet ama şu grup şeysi? Grup olmadan konuşmayalım falan diyordun."

Sanem yine güldü. "Önemli değil. Buraya kadar gelmişsin konuşmadan duracak halimizi yok ya"
Reha da gülümsedi. "Evet diğerlerini çağıracak halimiz de yok."
"İyi hadi gel."

Sanem önde Reha arkasında eve doğru ilerliyorlardı. Sanem herhangi bir sorun olmadığı için sevinmişti. Reha sadece ondan hoşlandığı için buralardaydı. Bunu fırsata çevirecekti. İnsanlar beklediğinden daha aptaldı.

Kapıyı açıp içeri girdiler. Zel içeri girdiklerini görünce şaşırdı. Herhangi bir sorun yok diye düşünerek anne rolüne devam etti. "Hoşgeldin oğlum"
"Hoşbulduk"
Sanem, "Biz yukarda olacağız" dedi.
"Tamam."

Sanemle Reha yukarı çıktılar. Sanem yatağın üzerine oturdu. Rehaya da eliyle yanında oturmasını işaret etti. Reha biraz utanmıştı. Sanemden hoşlanıyordu ama her şeyin böyle hızla gerçekleşmesine şaşırmıştı. Sanem de ondan mı hoşlanıyordu acaba?

Sanem Rehanın koluna dokunarak. "Baya kaslısın. Spor yapıyor musun?"
"Bir ara yapıyordum ama ara verdim."
"Anladım. Bir şeyler içmek ister misin?"
"Hayır. Böyle iyi teşekküler."
"Peki."

Sanem yatağa uzandı. Reha ne yapacağını şaşırmıştı. Yanlış bir şey yapmaktan korkuyordu ama Sanem çok istekli görünüyordu bu Rehayı çok sevindiriyordu.

Sanem tekrar Rehanın elini tuttu. Rehanın kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Saneme bakarak, "Çok güzelsin. Daha önce gördüğüm hiçbir kıza benzemiyorsun." dedi.
Sanem gülümsedi. "Evet. Hiçbir kıza benzemem."

Sanem, Rehanın kolundan tuturak üzerine doğru çekti. Şimdi üst üsteydiler. Sanem, Rehanın hızla çarpan kalp atışlarını hissedebiliyordu. Rehanın dudaklarını öpmeye başladı ve Rehanın ellerini gögüslerinin üzerine koydu.

Reha şok içindeydi. Sanemin kendinden hoşlanacağına ihtimal bile vermiyordu ama şu an öpüşüyorlardı. Her şeyin bu kadar hızlı gerçekleşmesi onu şaşırtmıştı. Saneme hayranlıkla bakıyordu bu hayatının en mutlu günü olabilirdi.

Sanem Rehayı altına alarak üstüne oturdu. Rehanın kazağını çıkardı. Kaslı vucuduna dokundu. Sonra kendi kazağını çıkardı. Reha için her şey çok güzel ilerliyordu. Sanemle tekrar öpüştüler.

Sanem birden Rehanın bileklerini bastırmaya başladı. Reha şaşırmıştı. Bu kız gerçekten çok güçlüydü tam aradığı kişiydi bu. Sanem Rahaya bakıyordu. Reha bir müddet ne olduğunu anlamadı. Neden durmuştu?

Sanemin gözleri yeşilliğini kaybedip kırmızı renge bürünmüştü. Kıpkırmızı kanatları yerlerinden çıkmaya başlamıştı.

Reha şok içindeydi. "Ne oluyor!" diye bağırdı. Kalkmaya çalıştı ama sanki üzerinde bir kamyon vardı. Kalkamıyordu. Bileklerini hareket ettirmesi ise imkansızdı Sanemin elleri yapışmış gibiydi.

Reha iyice korkuya kapıldı. Bu neydi? Bir canavar mı? Rüyada mıydı yoksa? Ne oluyordu? Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Sanem ise etrafa kötü kahkahalar atıyordu.

Bir süre sonra Sanem Rehanın sağ bileğini serbest bıraktı ama Reha elini kaldıramıyordu bile o kadar acıyordu ki. Sanem pantolonundan parlayan yeşil bir cisim çıkardı. Bunu gören Reha bağırmaya başladı. "Bırak beni Lütfen. Bırak! Ne yapıyorsun? O ne?" diye bağıyordu.

Sanem kısık kısık gülerek. Yeşil cismi Rehanın boynuna yaklaştırdı. Bu Reha için sondu. Sanem Rehanın boynunu yavaşça kesmeye başladı. Boynundan sızan kanlar yatağa dökülüyordu. Reha hala çıprınmaya devam etse de kurtulması imkansızdı. Reha ölmüştü artık.

Sanem gülerek Rehanın üzerinden kalktı. Bir süre Rehayı inceledi şimdi onu götürmesi gerekiyordu. "Zelll" diye bağırdı. Zel odanın yakınında olmalıydı ki hemen geldi.

Odaya giren Zelin gözleri parlıyordu. Sanem de Zele gülerek, "Her şey çok iyi ilerliyor." dedi.
"Evet efendim korkmakta yanılmışım."
"Ben işimi bilirim Zel! Bir gün gelecek bu insanları ben yöneteceğim. Sadece benim kölem olacaklar."
"Tabii ki Kraliçem."
"Neyse bunu götürmem lazım. Sen de buraları temizle hiçbir leke kalmasın. Eski hali gibi olsun."
"Elbette Kraliçem hemen temizliyorum."

Zel etrafı temizlemeye koyulmuştu. Sanem ise az önceki başarısın sevinciyle kanatlarını odanın içinde çırpmaya başladı. Kanatlarını çırpıp deli gibi gülüyordu. Zel de onunla birlikte gülmeye başladı.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?

Reha karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Siyah MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin