17. Dışarı Çık

68 26 28
                                    

Süveyda dolabın önündeki Helinin ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Kısa bir süre onu süzdükten sonra, "Ne yapıyorsun?" diye sordu.
Helin endişe içinde dolabın kapağını kapatarak, "Yanlış anlama, sadece pembe bir böcek gördüm. Dolaptan geldi sanırım. Ondan dolayı dolabı açıp içine baktım." dedi.

Süveyda korku içinde, "Ne! Pembe bir böcek mi?" dedi.
"Evet pembe bir böcek."
Süveyda endişe içinde, "H-Hani nerde?" diye sordu.

Süveydanın bu kadar endişelendiği gören Helin, "Neden bu kadar endişelendin?" dedi.
Süveyda eliyle kolunu okşadı. "Böcekten korkuyorum. Ondan dolayı."
"Evet ben de korkuyorum, ama bu daha önce gördüğüm hiçbir böceğe benzemiyordu. Korkunç bir görüntüsü yok."
"Olsun, ben yine de korkarım.  Gitti mi?"
"Kayboldu. Hala odanın içinde olabilir."

Süveyda, "Neyse, yine de Sanemin dolabını karıştırman hoş değil. O fark etseydi hiç güzel karşılamazdı bunu." dedi.
Helin Süveydaya yaklaşarak, "Biliyorum ama kendimi bunu yapmaktan alıkoyamıyorum. Hala tam anlamıyla ona güvenemiyorum." dedi.

Süveyda gülümseyerek, "Dolabın içindekileri kurcalıyordun de mi?" dedi.
Helin de gülümseyerek, "Evet. Biliyorum yanlış ama burda, bu evde tuhaf bir şeyler var gibi hissediyorum." dedi.

Süveyda eliyle kolunu okşadıktan sonra, "Ne olabilir ki? Normal bir ev." dedi.
"Evet normal bir görüntü veriyor ama nedense Sanem bir şeyler saklıyor gibi. Bunu konuşmalarından ve hareketlerinden anlayabiliyorum."
"Bilemiyorum, bana hep tatlı bir kız olarak göründü."
Birden kapı açılarak, içeri Sanem Ve Kerem girdi.

Sanem ile Keremin de gelmesiyle. Herkes, yerine oturdu.
Kerem telaşlı bir şekilde, "Gazeti gördünüz mü? Reha da kayıp olarak aranıyor. Şehirde iki çocuk kayıp. Rehaya noldu?" dedi.
Sanem sakince, "Bir şey olmadı. Arkadaşlar, kimse kayıp değil! Reha dediği gibi ailesinden uzaklaştı ve bu şehri terk etti. Giderken de kimseye haber vermedi o yüzden aranıyor. Kadere de ne olduğu malum. Endişelenecek bir şey yok yani." dedi.

Kerem kafasını kaşıdı. "Bizle buluştuktan sonra hemen gitmesi tuhaf oldu. Belki ailesine haber verir diye düşünmüştüm."
Süveyda, "Ben de çok üzüldüm onun adına. Ailesi çok üzülmüştür şimdi. Umarım her şey istediği gibi olur." dedi.

Sanem, "Neyse artık onun burdan gitmesi aslında işimize yaradı kimseye bir şey anlatmayacak. Şu an daha da güvendeyiz emin olun." dedi.

Süveyda, "Peki Kaderin ailesi noldu? O konuda bir bilginiz var mı? Kimden şüpheleniyorlar?" diye sordu.

Helin yere bakarak, "Benim size bir şey söylemem lazım" dedi.

Herkes, "Ne?" diye atladı.

Helin boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. "Ben daha fazla dayanamayıp ailesiyle görüşmeye gittim."

Süveyda elini ağzına götürdü. "Ne bunu nasıl yaparsın? Ya senden şüphelenirlerse? Niye bu tehlikeye girdin?"

Sanem sinirli bir şekilde, "Ne yaptığını sanıyorsun? Senin gibi birinin böyle ahmakça bir hata yapacağını hiç düşünmemiştim." dedi.

Kerem, "Utanmadan nasıl evlerine gittin? Gitmişken bari kızınızı da ben öldürdüm kusura bakmayın deseydin!" dedi.

Helin bağırarak, "Yeter! Susun! Gittim ve konuştum. Kadın hiçbir şeyden şüphelenmiyor. Kızının kocaya kaçtığını düşünüyor. Doğru dürüstte arkadaşı olmadığını söyledi." dedi.

Sanem, "Peki sen kendini kim olarak tanıttın ona?" diye sordu.
"Sadece bir kere karşılaştık. Kaybolanın o olduğunu öğrenince de baş sağlığına geldim dedim. Zaten kadın Kaderin benim gibi insanlarla arkadaş olmadığını tekrarlayıp durdu. Psikolojik sorunları var herhalde. Her şey çok tuhaftı."

Siyah MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin