10.BÖLÜM

23.7K 685 44
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız.

Keyifli okumalar...

"Ablam benim,canım ablam,gül kokulu nur yüzlü ablam." Hakan karşımda oturmuş bana 32 dişini gösterip sırıtırken benden bir şeyler isteyeceğini anlamıştım.

Oturduğum koltuktan ona tip tip bakarken,"Ne istiyorsun çabuk söyle?" Bu halini daha fazla görmek istemiyordum.

"Öyle deme canım ablam benim."

"Uzatma Hakan sökül." Bakalım altından ne baklalar çıkacaktı.

"Şimdi sen bize her saniye bir ders çalışın ders çalışın diyorsun biz de Serdar'la karar verdik bundan sonra kafamızı kitaplardan kaldırmayacağız." Bunu söylemek için mi bana yalakalık yapıyordu.

"Şimdi sen Işıl'ı da arasan o da bize katılsa,
meydanda dedi bana ablan ders veriyormuş keşke bana da verse diye hadi abla ara o da gelsin." Gözlerimi kısmış Hakan'a bakarken onun kafasında nasıl bir senaryo kuruduğunu hayal etmeye çalışıyordum. Vardı bu işin içinde bir bit yeniği ama dur Karaca hemen tepkini ortaya koyma.

"Ya ne güzel düşünmüşsün sen." Hakan göğsünü kabartarak gülümsediğinde," Hadi arada gelsin bize."Başımı çevirip etrafta ona atacağım bir şey aradım gözüme yastığı kestirip elime aldığımda yastığı havaya kaldırıp Hakan'ın tamda suratına atmıştım.
"Bana bak hayırsız aklından ne geçiyor bilmiyorum ama benim tahmin ettiğim şeyse senin o kafanı alır kitaplara kendi ellerimle gömerim." Hakan sersemlemiş bir şekilde ayağa kalktığında,"Ne geçiyormuş aklımdan söyle abla. Hemende pis pis şeyler düşünüyorsun." Bak işte aklımdan geçeni düşünüyormuş.

Bu hayırsız Işıl'dan kesin hoşlanıyordu.

"Lafımı ikiletmem sorduğum soruya evet ya da hayır diyeceksin. Sen Işıl'dan hoşlanıyor musun?"Hakan başını kaldırıp tavana bakarken eliyle başını kaşıyordu.

" Yani,sanırım,herhalde." Bak bu çocuk beni çileden çıkartacaktı. Müge Anlı'nın sözü gelmişti aklıma,'Ben sana inanır mıyım, sen benim gözüme bir baksana.'
Yanımda olan ikinci yastığıda alıp kafasına isabet ettirdiğimde,"Evet ya da hayır dedim sana."Hakan sinirle birkaç adım geriye gidip,"Evet hoşlanıyorum ne var bunda ayıp mı birisinden hoşlanmak eğer ayıpsa ben bundan utanmıyorum abla tamam mı utanmıyorum." Boş gözlerle Hakan'ın bu anlam veremediğim tavrını seyrederken arkadan gelen alkış sesiyle ikimizinde bakışları o tarafa kaydı.

"Helal olsun kardeşim benim." Serdar alkışlamaya devam ederek yanımıza geldiğinde,"Bak işte tamda bu şekilde geçeceksin Işıl'ın karşısına bunları söyleyeceksin." Serdar bizimkine akıl verirken,"Güzel konuştum değil mi kardeşim?"Serdar elini Hakan'ın omzuna koyup kafasını sallarken,"Aynen kardeşim on numaraydın." Bu kadarı benim için fazlaydı üstelik bunlar birken iki oldular zaten başım çatlayacak gibiydi bunlar konuştukça benim başım daha çok ağrıyordu en iyisi bir tane ağrı kesici içmekti.

"Abla aramayacak mısın?"

"Hakan'cım görüyorum ki niyetin ders çalışmak değil bunun için o kızı rahat bırak. Siz iki aylak gibi ortalıkta boş boş dolanmak yerine geceli gündüzlü ders çalışan kızdan uzak dur."

"Sen benim düşman mısın abla ya?! Ne var bana bir iylik yapsan."

"Hadi be Karaca abla kırma şu çocuğun kalbini yap bir büyüklük. Sevenleri kavuşturmak sevaptır gerçi Işıl,Hakan'dan hoşlanıyor mu orasını bilmiyorum ama kesin hoşlanıyordur gül gibi çocuk kim olsa hoşlanır ondan." Konuşma sırası Serdar'a geldiğinde derin bir nefes verip,"
Sadece oturup ders çalışacaksınız eğer senin kıza karşı bir yanlışını görürsem hemen oracıkta veririm cezanı." Hakan koşarak yanıma gelip bana sıkıca sarıldığında,"Söz oturup ders çalışacağız." Deyip iki yanağımdan öptüğünde kendimi geri çekip,"Tamam be sırnaşma bana çekil de arayayım Işıl'ı." Hakan sephada duran teefonumu bana getirdiğinde Işıl'ı aradım.

KOMŞU KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin