16.BÖLÜM

20.2K 711 250
                                    

Ellerimle önüme gelen bir tutam saçımla oynayıp yapamadığım soru ile çıldırırken sinirle daha da inatlaşıp bu problemi çözecektim. Sınavda olsa yapamazsam atlar geçerdim ama şimdi inadım tutmuştu çözülecekti o soru.

A'nın karesi neydi?

"Abla kiminle konuşuyorsun?" Hakan yeni uyanmış yüzü göz şiş bana kapıdan bakarken ummadık taş baş yararmış deyimine katılarak kardeşime gülümseyerek baktım."Günaydın kardeşim acaba diyorum sen şu soruya bir baksan da bana yardımcı olsan?" Masada duran testi gösterdiğimde Hakan'ın matematiğinin iyi olmasını avantaj bilerek ondan yardım istemiştim.

"Pardon ne dedin abla duyamadım?"

"Şu soruya biz göz atsan dedim."

Hakan kapıya yaslanarak,"Ha sen geçen sana mesaj attığımda bana hayır diyendin.
Kusura bakma abla ablamda olsan beleşe iş yapmam sana." Gözlerimi kısıp sinirle solarken soruya bakıp durdum. Ya sınavda bunun bir benzeri çıkarsa? Hadi Karaca gururunu bu sefer yok sayıp şu hayırsızın istediğini yap.

"Önce soruyu yap." Belki yapamazdı. Hakan elini şıklatarak," Zekisin abla." Deyip yanıma gelip yeni uyanmış olmasına rağmen kendine gelmiş soruyu okuyordu.
"Sen üniversite sınavını nasıl kazandın, doğru söyle yerine bir başkasını mı soktun?
Bu kadar basit bir soruyu çözememiş olamazsın." Hakan elinde kalemle problemi çözerken ben de dikkatlice onu izliyordum.

"Cevap D şıkkı." Deyip kalemi masaya bıraktığında kitabın arkasından cevap anahtarına baktım. Ever cevap D şıkkıydı.
"O zaman isteğime geliyorum akşam Işıl'ı arayıp buraya gelmesini söyle." Hala aklı Işıl'daydı.

"Söyleyeceğim gelip gelmemek ona kalmış."

"Gelecek." Deyip odamdan çıktığında ben de çözdüğü soruyu kendim tekrardan çözdüm.

.............................

Bugünlük ders çalışma kotamı doldurmuş salonda masada ders çalışan grubu izliyordum. Hakan sonunda Işıl'ına kavuşmuş beraber ders çalışıyorlardı. Tabii ben bizim hayırsıza güvenmediğim için Serdar'ı da buraya çağırmıştım.

"Abla bize bir şeyler getirsene." Hakan oturduğu yerden bana emir verirken onu bozmamak adına ayağa kalkıp mutfağa gittim. Serpil ablam odasından dışarıya çıkmıyordu Kadir abiyle kavga ettiği için.
Konunun ne olduğunu sorduğumda yok bir şey deyip beni başından yolluyordu. Hakan ve ben de ona bulaşmamak adına her şeyi kendimiz yapıyorduk.

Dolaptan bir şeyler çıkarıp kaselere koyduğumda arka cebimde olan telefonum titremeye başlamıştı. Ekranda ismi yazmayan numarayı gördüğümde telefonu açmayıp tezgahın üzerine koydum. Telefonum ikinci kez tekrar çaldığında açıp,"Efendim." Dedim.

"Kapıda seni bekliyorum."

Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrana baktığımda tanıdık birisimi diye emin olmaya çalıştım ama yok yabancı bir numaraydı.

"Yanlış kişiyi aradınız." Diye düzelttiğimde,
"Doğru kişiyle konuşuyorum şimdi kapıya çık seni bekliyorum." Derin bir nefes verip elimi tezgaha koyduğumda,"Beyefendi size yanlış kişiyi aradınız diyorum ne diye hala konuşuyorsunuz." Yemin ediyorum tüm manyaklar beni buluyordu. Salak ben ne diye adamla hala konuşuyorsam kapatsana telefonu suratına.

"Cihad ben."

Elim kırımızı tuşla milimlik mesafedeyken duyduğum isimle telefonu kulağıma götürdüm.

"Seninle konuşmamızı bir türlü tamamlayamadık dışarıda seni bekliyorum." Bir konuşmamız olduğunu hatırlamıyordum ben.

"Konuşmamız bitmişti." Boğuk nefes sesi duyduğumda," Hatırlarsan seninle tavla oynamıştık ve kaybeden kazananın istediği bir şeyi yapacaktı. Seninle konuşmak istiyorum Karaca hemen şimdi." Ben bu iddayı tamamen unutmuştum. Tamam Karaca safa oyna evet evet kabul etmek zorunda değilim ki sonuçta bunun için bir yere imza falan atmamıştım.

KOMŞU KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin