Genç adam derin bir nefes alıp verdi. Cavidan gitmişti ve aylarca geriye gelmeyecekti. Üniversite yıllarından sonra ilk defa Cavidan'dan bu kadar uzak kalacaktı. Daralıyordu. Halbuki iki gün olmuştu Cavidan gideli.
Öte yandan hala genç kadına da kızgındı içten içe. Yaptığı şeyler akla hayale sığacak şeyler miydi? Suzan her şeyi anlatmasa... Tekrar derin bir nefes alıp verdi ve boş bahçeye baktı. Şimdi Cavidan burada olsa bu bahçe bu kadar sessiz mi olurdu?
Ne yapacağını, nasıl davranacağını şaşırmıştı. Cavidan neden böyle bir şeyin içine girmişti ki? Evlilik veyahut gönül işi dalgaya veya şakaya alınabilecek kadar basit bir şey miydi? Bunca sene her şaklabanlığına göz yummuştu ama bu sefer ciddi anlamda bu duruma üzülmüştü. Suzan o gece her şeyi ona anlattığında şok geçirmiş, üzüntüsüne üzüntü eklemişti resmen.
Suzan yemek yedikleri gece tek tek Cavidan'ın ne yaptığını söylemişti. Suzan akıllı kızdı, bir delinin aklına uymazdı işte. Suzan'ın dikkati, aklı ve kurnazlığı ile olaylar daha da bir garip hal almıştı. Suzan... Suzan, Cavidan ile konuştuklarının üstünden bir iki gün geçtikten sonra kuaföre gelip Ali'den bahseden Naciye'nin anlattıkları ve o sırada orada olan Hamiyet'in söze girmesiyle olayı çakmıştı. Cavidan onlara oyun oynamıştı. Hiddetlenen kadınları durdurmuş, kendilerine oyun kuran Deli Cavidan'a Suzan da başka bir oyun kurmuştu. Naciye'nin Ali'ye karşı olan o garip işveli halleri Suzan'ın oyunundan başka bir şey değildi ki... Ali, Naciye'nin hareketlerinin sebebini öğrenince rahat bir nefes almıştı almasına ama diğer taraftan kendini bir boşluğun içinde de bulmuştu.
"Abi..." genç adam arkasına dönüp baktı kendine seslenilmesi ile. Asude kendisine doğru yürüyüp bir sandalye çekerek yanına oturdu.
"Efendim."
"İşe gitmeyecek misin sen? Niye oturuyorsun hala?"
"Gideceğim. Öylesine biraz oturayım, dedim. Bunaldım her şeyden. Bu kadar güzel bir bahçemiz var ama şöyle oturup da keyfini çıkaramıyorum. Fena mı biraz dinlenmem?"
"Yok ondan sormadım. Bir hüzünlüsün sanki."
"Öyle mi? Aslında değilim ama sana öyle gelmiş demek ki." Asude gülümsedi, arkasına yaslandı.
"Cavidan..."
"Ne olmuş Cavidan'a?" diyerek heyecanla Asude'ye döndü genç adam. Asude'nin yüzündeki saçma sırıtmayı görünce hemen başını başka yöne çevirdi. Şu kıza yakalanmaktan nefret ediyordu.
"Cavidan'a değil sana bir haller oluyor sanki?" Genç adam dalga geçer gibi güldü.
"Saçmalama. Ben? Ben Cavidan'ı seveceğim? Asude sen kafayı mı yedin?"
"Ben, Cavidan'ı seviyor musun, diye sormadım ki... Sen de bir haller var dedim. Hayırdır, sen niye Cavidan'ı araya kattın ki?" Ali yerinden fırlayıp ayağa kalktı. Ceketini düzeltti.
"Bak bu kaçıncı imâ edişin oldu.Deli misin sen? Tabi delisin. Cavidan ile takılırsan onun gibi olursun, ne olacak? Körle yatan şaşı kalkar hesabı. Annem, babam ve hatta daha korkuncu amcam duyarsa ne olur, hiçbir fikrin var mı acaba? Sevmiyorum Cavidan'ı! Sevmiyorum. Hatta kuzenim olmasa nefret ederim ondan. O derece hareketleri gıcık, kendisi şımarık... Sevmem ben böyle tipleri bilirsin." Asude güldü inanmayan bakışları abisini bulurken. Sen onu benim külahıma anlat dercesine bakıyordu. Ali yandığını hissetti. Sanki böyle alttan birisi çakmıştı çakmağı da tutuşturmuştu paçalarını.
"Ne oldu abi, ne oldu? Kızardın, bozardın... Hadi, itiraf et de sana yardım edeyim."
"Sen benimle nasıl böyle konuşabiliyorsun? Olmayan bir şeyi nasıl itiraf edebilirim ki? Akla hayale sığacak şeyler mi bunlar? Ben ve Cavidan... Ben ve Cavidan! Olmaz! Asla!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM KÖYÜN DELİSİ (Tamamlandı)
RomanceHer köyün bir delisi vardır... Bir deli kızın hikayesi... Cavidan ufacık bir köyde ailesi ile yaşayan genç bir kadındır. Yaşadıkları köyde aynı bahçe içinde kendi evlerinden başka babaannesinin ve amcasının evi de vardır. Bu üç ailenin yedikleri iç...