27.

4.5K 393 23
                                    

       Cavidan gözünde yaşlarla Asude'nin koluna girmiş erik bahçelerine doğru yürüyordu. Asude onu teselli etmeye çalıştıkça o iyice hıçkırıklara boğuluyordu.

"Bak gördün mü Asude? Benim yüzümden resmen kavga ettiler. Hata mı yaptık biz Ali'yle? Ah, ah! Nereden sevdim senin şu nazik abini? Hiç de tipim değil halbuki. Vallahi küçükken göbekli, kel bir adamla evlenme hayalleri kuruyordum. Hani bizim ilkokulda bir öğretmenimiz vardı ya şeker bir adam, onun gibi işte."

"Cavidan kuzum sakin ol biraz. Çok da bir şey geçmedi aralarında yani."

"Deme öyle Asude. İki şaka yaptım diye annen resmen delirdi. Ne var sanki, her zamanki halim? Ben onun köy köy baktığı gelin adaylarının yanından geçemem biliyorum. Şimdi aklınca beni beğenmiyor. Şimdiden kötü bir kaynana edindim sanırım."

"Cavidan yani hakkında konuştuğun kişi de annem. Neyse Allah'tan seni tanıyorum. İçinde art niyet yok." Cavidan durdu, burnunu çekip kızaran gözleriyle Asude'ye baktı. En yakın arkadaşını da kaybediyordu resmen.

"Asude saçını başını yolarım arkadaşlığımızı bitirirsen. Sen benim en yakın arkadaşımsın." Asude derin bir nefes alıp verdi. Omuzları düştü.

"Cavidan tamam en yakın arkadaşınım ama o da benim annem. Hem bana abimle evlenmek istemediğini de açık açık söylüyorsun. Onlar benim ailem. Nasıl tarafsız bakacağım ben şimdi senin onlar hakkında söylediklerine? Allah'ını seversen bana böyle şeyler anlatma." Cavidan, Asude'nin kolundan çıktı. Gözündeki yaşları sildi, üzüntüyle genç kadının yüzünde gezdirdi gözlerini. Haklıydı haklı olmasına ama kime derdini anlatacaktı madem Asude'ye anlatamıyordu?

"Haklısın. Neyse sen eve git, ben yalnız başıma giderim erik toplamaya."

"Olmaz Cavidan, seni bu halde bırakamam."

"Of Asude! Sanki bugüne kadar hep yanımda sen geliyordun? Git başımdan! Hadi!" diyerek yürümeye başladı. Asude arkasından öylece bakakaldı, o da arada kalmıştı. Asude geriye dönerken Cavidan öfkeden kuduruyordu resmen. Kendi kendine söyleyene söylene erik bahçelerine daldı.

"Sanki bugüne kadar biriniz beni anladınız. Ben yıllarca o Alinazik için yanarken yoktunuz bundan sonra da olmazsınız, çok da tın! Cavidan senin en yakın arkadaşın yine kendin değil miydin? Ne oldu, Alinazik ile birbirinize açıldınız diye hayat yoluna mı girdi? Daha beter oldu! O rahat tabi. Şu dünyada erkek olmak var yemin ederim. Ne evlerinden oluyorlar, ne soyadlarından... Tamam belki soyadım değişmeyecek ama olsun!"

     Erik ağaçlarına gitmek yerine az ileride, bahçenin kenarlarına dikilen uzun kavak ağaçlarına doğru yürüdü. Uzun otlar eteklerine yapışıyor, dikenler bacaklarını çiziyordu genç kadının. Bacaklarında hafif bir yanma hissi ile kavakların dibine oturdu. Kavakların dibinden geçen harka (su akan yarık, tarlaların sulanması için tarlaların etrafına açılan küçük kanallar) ayaklarını soktu. Çizik ayaklarının soğuk suyla buluşmasıyla ince bir sızı hissetti, gözlerini kapatıp açtı acıyla ama yine de ayaklarını sudan çıkarmadı. Sırtını bir kavağa yasladı ve rüzgardan dolayı hışırdayan yaprakların sesini dinledi bir süre. Aklı karışıktı. Evlenmekten, sorumluluk almaktan korktuğu kadar yanlış anlaşılmaktan da özellikle Ali tarafından, ölesiye korkuyordu.

      Cavidan erikleri toplayıp eteğine doldurduktan sonra bahçelerden çıktı. Köyün hemen girişinde oturan ve erik bahçelerinin sahibi olan Refik Amca ile karısı Dursun Hala'nın evine gitti. Büyük tahta bahçe kapısını zorlanarak itti. Yaşlı çift bahçeye yaptıkları çardakta oturmuş sohbet ediyorlardı.

"Merhaba Refik Amca, Dursun Hala. Nasılsınız?" Yaşlı adamla kadın Cavidan'ın sesiyle bahçe kapısından kendilerine doğru yürüyen genç kadına baktılar.

BİZİM KÖYÜN DELİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin