55.

4.1K 350 25
                                    

         Cavidan ile Ali ikinci defa evlilik yoluna girmişlerdi. Genç adam aman bir aksilik çıkar korkusuyla daha temkinli davranıyor, hata yapmamak için elinden geleni yapıyordu. Cavidan ise rahattı, işine gidip geliyor, hastanede fizik tedavi görmeye devam ediyordu. Ali ile pek rastlaşmıyordu ama genç adam sürekli onu arıyordu gün içinde. Tek arayan o değildi elbette. Yine ev halkı tarafından hazırlıklar başlanmıştı. Bu ani karar karşısında hazırlıksız yakalanmışlardı ama yine de bir şeyler yapmak istiyordu herkes. Mesela ev meselesi... Cavidan ile Ali evlenince nerede kalacaklardı, hepsine büyük bir dert olmuştu bu konu. Sabah akşam bu konuşuluyordu. Sonra eşya, çeyiz... Bunlar iki üç ayda halledilebilecek şeyler miydi? Hem Cavidan daha iyileşmemişti bile.

       Bir gün belediyeden çıkınca Cavidan evdekilerin aklını kurcalayan ev sorununu halletmek için Ali'nin bürosuna gitmeye karar verdi. Belediyeden caddeye kadar yürüdü yavaş yavaş. Babası marketteydi ama müşteri ile ilgileniyordu. Marketi geçip karşı kaldırıma geçti. Büronun olduğu binadan içeriye girdi, bir iki dakika duvara yaslanıp dinlendi. Yorulmuştu. Sonra merdivenlere yöneldi ama gözü büyüdü. Kaç basamak çıkacaktı bu koltuk değnekleriyle? Oturdu merdivenlere. Birden içine bir hüzün çöktü. Aylardır yürüyemiyordu. Birden bire bu aklına gelince gözleri doldu. Telefonunu çıkardı ve Ali'yi aradı. Genç adam sanki bekliyormuş gibi hemen telefonu açtı.

"Çıkıyorum bürodan şimdi Cavidan. İstersen bekle belediyenin kapısının önünde, oraya geleyim."

"Büronun merdivenlerindeyim Ali. Yukarı çıkamadım, yardım etsene gelip bana." Ali ayağa fırladı o öyle söyleyince. Elinde telefonla odasından çıkıp koridoru geçti, kapıdan çıkıp hızla merdivenleri indi. Cavidan'ı öyle merdivenlerde oturur vaziyette bulunca derin bir nefes alıp verdi.

"Cavidan, söyleseydin ya ben gelir alırdım seni. Buraya kadar niye geldin? Gel yardım edeyim sana." diyerek eğildi ve Cavidan'ı kucağına aldı. Genç kadın burnunu çekti.

"Düşürme beni sakın Alinazik."

"Düşürmem merak etme. Hafifsin. Hem yüzüme bak bakayım, sen ağlıyor musun?" diyerek merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladı. Cavidan başını başka yöne çevirdi.

"Hayır."

"İyileşeceksin Cavidan. Az kalsın ölüyordun, haftalarca uyuttular seni. Sonra aylarca bacakların alçıda kaldı. Kolay şeyler mi bunlar? Sen başardın." diyerek büronun olduğu kata çıktı, kapıdan içeriye girdi ve Cavidan'ı odasına götürüp koltuğa oturttu. Sonra dizlerinin üstüne çöktü pantolonum kirlenir mi diye düşünmeden. Genç kadının ellerini tutup gözlerine baktı.

"Beraber de çalışırız Cavidan yürüyebilmen için. Bacaklarını güçlendirmemiz lazım. Doktorun verdiği hareketleri yapıyor musun sen?" Cavidan gözlerini devirdi. İşten güçten dolayı o kadar yoruluyordu ki evde çalışmaya gücü kalmıyordu. Başını hayır anlamında salladı.

"Tamam. Üzülme. Hadi gül. Şu dudaklarını yukarıya doğru kıvırdık mı tamamdır." diyerek Cavidan'ın dudaklarının kenarlarını havaya doğru kaldırınca Cavidan güldü. Ali'nin koluna vurdu bir tane.

"Alinazik ya! Jokere döndürdün beni." Güldü Ali. Tekrar genç kadının ellerini tutup öptü. Cavidan çekmek istedi ellerini ama Ali bırakmadı.

"İyi misin şimdi?"

"İyiyim. Teşekkür ederim. İyiki varsın."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Cavidan burnunu çekti, güldü ve Ali'nin ellerinin arasından çekti ellerini. Bir an tereddüt etse de genç adamın boynuna sarıldı aniden. Ali donup kaldı, kıpırdayamadı. Cavidan çenesini genç adamın omzuna koydu.

BİZİM KÖYÜN DELİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin