28.

4.6K 367 26
                                    

       Birden yüzlerine soğuk bir suyun dökülmesi ile yattıkları yerden aniden fırladılar, hamak ters döndü ve her ikisi de yere kapaklandı. Hem genç kadın hem de Ali ne olduğunu anlamak için başlarını kaldırdıklarında elinde bir kova ile başlarında dikilen Pamuk Hanım ile karşılaştılar. Pamuk Hanım boşta kalan elini beline koyarak kaşlarını çatmıştı. Cavidan endişeyle düştüğü yerden ayağa fırladı.

"Babaanne!"

"Babaanne ya! Babaanne! Ne yapıyorsunuz siz ikiniz burada?" Ali de kendine gelip ayağa kalkarak Cavidan'ın yanına geçti. Her iki gencin de üstü başı sırılsıklam olmuştu.

"Bir şey yapmıyoruz babaanne? Ne yapacağız Allah aşkına?" diye araya giren Ali'ye baktı Pamuk Hanım kaşlarını çatarak.

"Birbirlerine sarılmışlar ulu orta yerde uyuyorlar. Hiç demiyorlar ki bir gören eden olur. Ya babalarınız görse ne diyecektiniz onlara? Hasbinallah! Allah'tan sabah namazına kalktım. Abdest almak için dışarıdaki çeşmeye çıktım. Bir de ne göreyim, bizim iki saftirik hamakta uyuyorlar kumrular gibi birbirlerine sokulmuş. Bak bir de gülüyorlar utanmadan." diyerek kızdı Ali'yle Cavidan'a. Her ikisi de kendini tutamayıp gülüyorlardı yaşlı kadının karşısında. Pamuk Hanım üstlerine yürüyünce Cavidan, Ali'nin arkasına saklandı gömleğinden tutarak.

"Abartma babaanne. Sen hiç dedemle kaçamak yapmadın mı gençken?"

"Ben senin dedeni düğün günü gördüm. Ne kaçamağı?"

"Ana! Daha önce hiç söylememiştin bunu bize babaanne. Ama bak sizinki daha fena ya! Tövbe!" diyerek güldü Cavidan. Babaannesi yerden kaptığı ince bir dalı Ali'nin arkasına saklanan genç kadının kalçasına yapıştırdı. Cavidan acıyla kalçasını ovuşturdu ve gülen Ali'nin koluna vurdu.

"Edepsiz kız seni!"

"Ne dedim şimdi ben? Yalan mı? Alinazik kurtarsana beni. Ah, yine vurdu!" diyerek babaannesinin tekrar ince dalla kalçasına vurması ile yerinde sıçradı genç kadın ve aralarına giren Ali'nin ardından kendi evlerine doğru koştu gülerek.

"Bak şuna hele. Sen de buna uyuyorsun ya Ali pes yani! Oğlum ya ben değil de amcan görseydi ne derdi size?"

"Onun bir suçu yok babaanne bu sefer. Ben zorladım. Hem sadece uyuduk ya masum masum." Pamuk Hanım elindeki dalla bir tane de Ali'nin bacağına vurdu.

"Kemal görürse o zaman gösterir sana masum masumu! Hadi git evine uyu. Bir daha görmeyeyim."

"Tamam babaanne, gidiyorum." diyerek son bir kez dönüp amcasının evine baktı. Cavidan sessizce içeriye girmeye çalışıyordu. Kapıyı açıp geriye dönerek el sallayan genç kadına gülümseyerek karşılık verdi ve önüne dönüp kendi evine doğru yürüdü yavaş yavaş. Her yeri tutulmuştu ve üstelik babaanneleri yüzünden ıslanmıştı. Gece boyu içi rahat bir şekilde uyumuştu ya varsın her yeri tutulsundu.

      Bu sabah kahvaltı hazırlıklarına Cavidan'ı da dahil etmişlerdi. Yıllar önce yaşanan talihsizliği bir kenara bırakıp bir işin ucundan tutması için genç kadını teşvik etmeye karar vermişlerdi. En azından bir iki tüyo kapardı genç kadın.

"Anne bu böyle mi kesiliyor?" diyerek kalıp peyniri kesmeye çalışan Cavidan annesinin kulağına fısıldadı. Yengesi duysun istemiyordu. Annesi evet dercesine gözlerini kapatıp açtı. Cavidan'ın içi rahatlayınca gülümseyerek salataları doğrayan yengesine baktı göz ucuyla.

"Elim de pek yatkın bu işlere aslında. Baksanıza diyetisyenlerin dedikleri kibrit kutularıyla eş değer kestim. Nasıl intizamlı, nasıl ölçülüler baksanıza." beğeniyle tabağa yerleştirdiği peynirlere baktı. Sanki peynir değil de altın dizmişti yan yana.

BİZİM KÖYÜN DELİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin