19• 20 Ağustos 2015
"Masa beşin siparişleri hazır!" Hoseok bağırdığında Yoongi oturduğu yerden kalkarak tepsiyi almıştı. "Cam kenarındaki sarı koltuklu masa." Hoseok açıkladığında Yoongi başını sallamıştı. "Tamam," ardından tepsi ile tarif edilen masaya ilerlemişti. Hafif eğilerek tabakları ve içevekleri verdiğinde tekrardan eğilerek tepsiyi bırakmak adına tezgaha ilerlemişti. "Tekrar yanakların kızardı," Hoseok gülmüştü. "Hissedebiliyorum." Yoongi'de gülmüştü. "Tamam, git ve dersine devam et." Yoongi başını salladığında masaya ilerleyerek öğretmeninin onun için verdiği testi çözmeye devam etmişti.
Yoongi, Hoseok'un yardımıyla özel öğretmen yardımı almaya başlamıştı. Böylelikle bir sonraki yıl yapılacak üniversite sınavına girebilecekti. Hoseok, onun okumaya olan sevgisinin muhtemelen okula gidemediği için olduğunu düşünüyordu. Güzel ve akıcı konuşuyordu. Jeongguk, sadece kısa bir süre ona okuma öğrettiğini söylemişti ama o çok iyiydi.
"Bitirdim," Hoseok, bitirip bitirmediğini sormak için yanına geldiğinde Yoongi akıl okumuş gibi cevaplamıştı. "Tamam, birazdan Bayan Him'de gelecek, gösterirsin ona." Yoongi başını sallamıştı. Bayan Him öğretmeniydi. Him Eun. Muhtemelen Hoseok'u etkilemeye çalışıyordu ama sürekli mini etek giyiniyordu. Kalçaları büyük olduğu için ise kötü görünüyordu.
Jeongguk gideli neredeyse iki ay olmuştu. Yoongi onunla konuşmuyordu, küstü. Jeongguk her akşam arıyor, konuşmak istiyordu ama Yoongi her zaman reddediyordu. Konuşmak istiyorsa, gelmek zorundaydı. Ayrıca bu süre zarfında her gün Yoongi dükkanda çalışmıştı, hatta bugün ilk maaşını alacaktı.
Yani anlayacağınız, çok şey olmuştu ama bir o kadarda olmamıştı.
"Merhaba Bayan Him, Yoongi arkada sizi bekliyor." Hoseok eğilerek konuştuğunda Bayan Him başını sallamış ve kalçasını sallaya sallaya yürürken dikkatini çektiği tek kişi Jihyo'ydu. Şu an bu küçük dükkanın içinde en gay kişiydi Jihyo. Ve Bayan Him'in Hoseok'u etkilemeye çalışırken Jihyo'yu etkilediğinden haberi yoktu.
"Yoongi, günaydın." Yoongi, Bayan Him'i gördüğünde oturduğu sandalyeden ayağa kalkmıştı. "Merhaba Bayan Him, günaydın." Bayan Him, Yoongi'nin yanındaki sandalyeye oturup çantasından bir defter ve kalem çıkartmıştı. "Direkt başlayalım mı?" Yoongi başını sallamıştı. "Verdiğiniz testleri bitirdim," çantasından kağıt parçalarını çıkartıp masanın üzerindekilerle birleştirmişti. "Ver, bakalım." Yoongi kağıtları uzattığında kadın bir süre onları incelemişti. "Bak, şu soruyu böyle çözme. Şimdi doğru sonucu bulmuşsun ama bir dahakine bulamayabilirsin."
Soruyu nasık çözmesi gerektiğini anlattıktan iki saat sonra dükkandan ayrıldığında Yoongi eşyalarını toplayıp önlüğünü önüne takmıştı. Yeni gelen müşterilerden siparişlerini almak için giderken ise bir şey olmuştu. Biri onun kalçasına vurmuştu. "Pişt, güzelim, bu gece boş musun?"
🖤
"Dokunma," genç ağlıyordu. "Yapma," çırpınıyordu ama çok güçsüzdü. "Bu gece seni başka bir şey içinde kiralamalıyım," adam gülerek konuştuğunda gencin yüzünü duvara yaslayarak kalçasını sıkmaya devam etmişti. "Cehennemde kiralayabileceğini mi düşünüyorsun?" Genç gözyaşları arasında gülmüştü. "Cehennem mi? Burada cehenneme gidecek tek kişi sensin, piç kurusu." Yeni gelen adam merdivenlerden inip gülmüştü. "Hayır, senide peşimden sürükleyeceğim." Belinden bir tabanca çıkartıp adamı alnının ortasından vurmuştu. "Sana kimsenin o anlamda dokunmasına izin vermeyeceğim," genç gülmüştü ama korkuyordu. "Baba, benide öldürür müsün?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• efgan •
Fanfiction[min yoongi ✝ jeon jeongguk] Her şey bir anda başka şey olabilir.
