Bütün kitaplarım arasındaki en uzun bölümü yazdım sizler için, sizden de tek isteğim bir tanede olsa yorum bırakmanız. Zor olacağını düşünmüyorum o yüzden lütfen, yorum yapmayı unutmayın.
°iyi okumalar dilerim°
21• 10 Mart 2016 °smut°
"Yürümede, oturmada zorluk, boğazlı kazak giyinme, dün işe gelmemeye rağmen yorgun olma." Seokjin, önlüğünü önüne bağlayan bedeni izlerken analiz yapıyordu. "Lütfen seviştiğinizi söyle," Yoongi yanakları kızardığı için başını eğerek önlüğünü bağlamaya devam etmişti. "Utanma, utanma. Tanrım, utanınca çok tatlı oluyorsun." Yanındaki Hoseok'ta güldüğünde Yoongi derin nefes almıştı.
"Neden konuşuyoruz ki böyle bir şey?" Seokjin omuzlarını sallamıştı. "Sadece yapıp yapmasığınızı merak ettim. Ayrıca ne var? Arkadaşlar arasında konuşulur böyle şeyler." Yoongi yüzünü buruşturmuştu. "Merak ettiğin şey bizim sevişip sevişmediğimiz ama," Seokjin omuz silkmişti. "Arkadaşlar arasında olur böyle," son kelimeyi uzatarak konuştuğunda Yoongi ona cevap verecekken yeni gelen bir müşteri çağırmıştı.
"Hoş geldiniz efendim, buyrun menünüz." Yoongi bir menü alarak hemen müşterinin yanına gitmiş, menüyü vererek birkaç adım gerilemişti. "Bir buzlu americano ve limonlu cheesecake lütfen." Yoongi eğilerek menüyü almış ve tezgaha ilerlemişti. "Buzlu americano ve limonlu cheesecake."
"Dün bütün gün seviştiniz mi?" Seokjin yanına gelip tekrar sorduğunda Yoongi tekrar yüzünü buruşturmuştu. "Rahat bıraksana beni." Gözü saate takılmıştı. "Bak, Bayan Him gelecek biraz sonra. Gidip eşyalarımı hazırlamam gerekiyor." Tama gideceği sırada Seokjin onu boğazı kazağın boğaz kısmından yakalayıp tezgahın arkasına sokmuştu.
"Neden anlatmıyorsun?" Gözlerini kısarak sormultu. "Neden anlatayım?" Yoongi'de onu taklit edip gözlerini kısmıştı. "Jeongguk'un en yakın arkadaşıyım." Yavaşça birbirlerine yaklaşıyorlardı. "O zaman ona sor," Seokjin yüzünü geri çekip tek kaşını kaldırmıştı. "Çalışıyorum, görmüyor musun?" Hoseok cıkcıklamıştı. "Hayır, çalışmıyorsun. Yoongi daha çok çalışıyor. Senin maaşından kesip ona mı versem?" Yoongi güldüğünde Seokjin, Hoseok'a garip bir şekilde bakmıştı. "Hoseok, cidden mi? Burada bir şey öğrenmeye çalışıyorum!" Yoongi düz bir ifadeyle Seokjin'e bakmıştı. "Öğrenemye çalıştığın şey sevişip sevişmediğimiz? Sen yapmadın mı analiz zaten, söyledin seviştiğimizi." Seokjin omuzlarını sallamıştı. "Ağzından duymak istiyorum belki."
"Tamam, hyung, seviştik. Oldu mu? Şimdi bırak, Bayan Him gelecek." Seokjin yoldan çekildiğinde Yoongi geçmiş ve her zaman oturdukları masaya giderek eşyalarını hazırlamıştı. Kalem, test kitapları ve defterler. Sadece birkaç ay sonra sınava gireceği için üzerinde büyük bir stres vardı. Rakipleri küçüklüklerinden beri okula giden insanlardı ve kendisi sadece kısa bir süre ders çalışmayla onları geçemeyeceğine emindi ama denemekten zarar gelmezdi değil mi?
"Günaydın Bayan Him, Yoongi arka tarafta." Yoongi, Hoseok'un sesini duyduğunda derin nefes almış ve birkaç saniye içinde görüş açısına giren bedene eğilerek selam vermişti. "Günaydın Bayan Him," kadın gülümsemişti. "Günaydın Yoongi," hemen derse başladıklarında Yoongi, Jeongguk tarafından izlendiğinde bihaberdi. Öğle yemeği için merkezden ayrılmışlardı ama Jeongguk, Yoongi'de kendileriyle gelsin istediği için diğerleri yemek için bir yer aramaya Jeongguk'ta Yoongi'yi almaya gelmişti. Yani en azından diğerleri öyle biliyordu.
"Merhaba," derse dahil olduğunda Yoongi bu sesin Jeongguk'a ait olduğunu anlamış ve yanakları kızarırken başını eğmişti. "Siz Bayan Him olmalısınız," Bayan Him gülümseyip hafifçe eğilmişti. "Merhaba, sizi tanıyamadım." Gözleri Yoongi'ye ve eğdiği başına kaymıştı. "Ben Yoongi'nin sevgilisiyim, Jeon Jeongguk." Eğilmişti. "Eğer izniniz olursa bugünki dersinizi erken bitirebilir misiniz? Yoongi ile biraz işlerim varda," Bayan Him, Jeongguk'u süzerken başını sallamıştı. "Pekala, sorun değil. Yarınki derslerini bir saat uzatabiliriz, değil mi Yoongi?" Yoongi başını sallasığında Bayan Him kendi eşyalarını toplayarak kalkmış ve Hoseok'a selam verip dükkandan çıkmıştı.