34• 10 Mayıs 2017
"Jimin!" Genç adam, banyodan çıkan bedeni gördüğünde seslenmişti. "Bir sorun mu var?" Diğeri hafif bir endişeyle sorsada genç adam kocaman gülümsüyordu. "Jimin, 'evlilik' ne demek?" Genç adam sorduğunda diğeri neden böyle bir soru sorduğunu anlamamış ama genç adamın arkasındaki televizyonda oynatılan dizide iki kişinin evlendiğini görmüştü. Muhtemelen bu yüzden merak etmiş olmalıydı. "Anlayacağın şekilde açıklayayım o halde." Diğer genç adam elindeki havluyla saçlarını kuruturken ikiside koltuğa oturmuştu. "Bir kadın ve bir erkeğin birbirlerine hakim huzurunda söz vermesi. Hayatları sonsuza kadar birleşir ve onlar karı-koca olur."
🖤
Yoongi aklına dolan anıyla kaşlarını çatmıştı. Jimin'e nasıl boylasine aptalca bir soru sormuştu anlamıyordu. O zamanlar hayat hakkında en ufak bir fikri olmadığını hatırladığında kendine 'aptal' demesi saçma gelmişti. O zamanlar bildiği tek şey Jimin, Hido, Soyeon ve Dae'nin isimleriydi. İç çekmeden edememişti, kendi yüzünden ölmüşlerdi.
Kendi yüzünden ölen bütün canlar yüzünden vicdan azabı çekiyordu.
"Dünyada oksijen bitti," Elvis konuştuğunda Yoongi ona dönmüştü. Anlamadığı belli oluyordu. "Ne?" Elvis tatlı tepkisi yüzünden gülmeden edememişti. "Derin nefes alıp duruyorsun, kes şunu." Gülerek konuşmuştu. Yoongi istemsizce yine derin nefes aldığında Elvis gülümsemesini genişletmişti. İkisi yine sessizleştiğinde Yoongi düşündüğü şeyi sorup sormama konusunda kararsız olsada sormak istemişti.
"Elvis, sence 'evlilik' ne?" Elvis bu soru karşısında biraz şaşırsada camdan dışarı bakarken elini çenesinin altına koyarak düşünmüştü. "İki kişinin hayatlarını sonsuza kadar birleştirmesi, değil mi?" Yoongi omuzlarını sallamıştı. "Ben sana soruyorum, düşünceni söyle." Elvis bir süre düşündükten sonra az önce söylediği şeyin arkasında durmuştu. "Evet, birbirini seven iki kişinin hayatlarını birleştirmesi." Yoongi onu onaylarken gülümsemişti. Birbirini seven iki kişinin hayatlarını birleştirmesi. Bir gün Jeongguk'la evlenip evlenemeyeceğini düşünmüştü, sonunçta birbirlerini seviyorlardı.
İçindeki heyecana engel olamazken taksi durmuştu. İlk Elvis ardından Yoongi taksiden indiğinde şoförün ufak yardımıyla bagajdan bavullarını almışlardı. Taksi giderken Elvis bileğindeki saate bakmış, az zamanları kaldığını söylemişti. Yoongi tek kaşını kaldırarak neden bahsettiğini sorsada Elvis onu hızlıca eve sokmuş, kıyafetlerini değiştirip tekrar dışarı çıkmışlardı. Bunlar ne fazla yarım saatin içinde olmuştu. Japonya'dan geldikleri gibi uyumak istemişti oysa Yoongi.
"Düğüne mi gidiyoruz? Neden hiçbir şey söylemiyorsun?" Yoongi, Elvis'in özenle yapıp ufak bir tokayla bağladığı saçındaki tokayı çekip çıkarttığında Elvis ona küfür etmişti. Yoongi bir süre küfürün ağırlığı yüzünden sessiz kalmıştı hatta. "Eğer üzerini bozar ya da başka birşey yaparsan, seni arabaların önüne atarım." Sinirli sesiyle ko uştuğunda Yoongi alt dudağını ısırmıştı. Gözlerinde söylediklerini cidden yapabilecekmiş gibi bir bakış vardı.
"En azından bu şekilde giyinip nereye gittiğimizi söyle." Yoongi mırıldandığında Elvis sakinleşmek için derin bir nefes almıştı. Gergin olduğu için acayip sinirliydi. "Bir arkadaşım birine evlenme teklifi edecek." Yoongi göz devirmişti. "Beni sırf bu yüzden mi bu kadar acele ettirdin?" Elvis gülerek başını sallamıştı. "Doğrusu çok gerginim ama ne kadar erken gidersek o kadar iyi olur. En ufak şeyi kaçırmak istemiyorum." Yoongi aslında en başta sorması gereken soruyu sonunda sorduğunda Elvis birkaç saniye kala kalmış, gözlerini kaçırmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/256175079-288-k341848.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• efgan •
Fanfiction[min yoongi ✝ jeon jeongguk] Her şey bir anda başka şey olabilir.