DİKKAT!
Bu bölümün bir kısmında bazı okcuyucular için mide bulandırıcı kısımlar olacaktır.
Okuyucular, bölüme tamamen kendi sorumlulukları dahilinde başlayacaktır.30• 27 Şubat 2017
"Burada olduğuna emin misin?" Namjoon arqcı Jeongguk'un navigasyon sistemine girdiği adrese sürerken sorduğunda Jrongguk'un yediği tırnağının arasından sızan kan kıyafetine damlıyordu. "Bilmiyorum. Deniz dedi, gün doğumu dedi. Böyle birşey söylediyse bildiğim bir yer olmalı." Az önce girdikleri ormanlık alandan çıktıktan hemen sonra hafif eğimli, taşlarla kaplı bir yeri tırmanmaya başlamışlardı. Tam yolun sonuna geldiklerinde gözleri birkaç kişinin toplandığı o yere takılmıştı. Yüzlerinden endişeli oldukları belli oluyordu, ayrıca yerde oturanın kucağında uzanan biri vardı.
"Şu ambulans nerede kaldı?" Arabadan indiklerinde yerde oturan bağırmıştı. Namjoon'da Jeongguk'ta hızlıca onlara ilerlediğinde diğerleri onların arabayla geldiğini gördüğü için kadınlardan biri öne atılmıştı. "Yardım edin! Yaralı var, hastaneye götürmeliyiz!" Onlara yaklaşınca gördükleri tanıdık yüz birkaç saniye duraksamalarını sağlamıştı. Onu bu kadar çabuk bulsalar bile çok kmtü görünüyordu. En son kaçırıldığında bulunduğu durumdan bile daha kötü haldeydi.
"Yoongi?" Jeongguk kala kalmıştı. Bir anda dünyayla bütün ilişkisi kesilmiş, ne Namjoon'un ne de diğer kimsenin sesini duyamamıştı. Nefesleri çok hızlıydı, hatta kendi bile nefes almaya yetişemiyordu. "Ambulansa haber verdiniz, değil mi?" Jeongguk'u şimdilik bir kenara bırakarak sorduğunda başlarını sallamışlardı. "Tamam, güzel. Onu nasıl buldunuz?" Namjoon, Yoongi'nin nabzını kontrol ettiğinde yavaşta olsa hala attığını görmüştü. "Ben Şiddet Suçları Birimi'nden dedektif Kim Namjoon, o da Jeon Jeongguk." Jepngguk'u işaret ettiğinde diğerleri cevap vermek konusunda tereddüt etmiş, ardından Namjoon ise kısaca açıklamıştı. Suçlu olduklarını düşündüklerini düşünüyor olmalıydılar.
"Sizin birşey yapmadığınıza eminim, suçlu yakalandı. Sadece, onu nasıl bulduğunuzu söyleyin. Ne zaman buldunuz?" Yoongi'nin kucağında yatan adam eliyle biraz ilerideki zincirleri göstermişti. "Yürüyüş için ormandaydık, burayı görünce gün doğumunu izlemek için buraya çıktık ama onu gördük. Bilinci kapalıydı, orada zincirliydi. Zar zor zincirini kırıp ambulansı aradık." Namjoon başını sallamıştı. "Dün öğlen kaçırıldı," akıllarında soru bırakmamaya çalışıyordu yoksa ifade vermeden kaçarlardı. "Biz gittikten sonra en geç bu akşama kadar XX Polis Merkezi'nde ifade vermeniz gerekiyor. Tutklanmayacaksınız. Dediğim gibi, suçlu zaten dün akşam yakalandı." Hepsi başlarını sallamış, tam bu sırada da siren sesi duyulmuştu.
🦋
"Kanında yüksek dozda uyuşturucu bulundu." Doktor konuşmaya başlamıştı, aynı zamanda elindeki kağıtları inceliyordu. "Şu an durumu iyi anlamda stabil fakat bir süre daha uyanamayacak gibi görünüyor." Kağıdı değiştirerek bir başka kağıda göz gezdirmişti. "Normalde 35 derecenin altına düşmemesi gereken vücut sıcaklığı, hastanemize getirildiğinde 33.6 dereceydi. Bu da hipotermi geçirdiğini belli ediyordu. Şu an ateş derecesi normal ama her ihtimale karşı uyanana, hatta uyandıktan bir süre sonra daha gözlem altında tutacağız." Jimin, doktoru onaylamıştı. İyi durumda olması içini rahatlatmıştı.
Doktorun söyleyeceklerinin bittiğini anlayınca hızlıca ayağa kalkmış, odadan çıkmış ve Yoongi'nin bulunduğu odaya yol almıştı. Kısa sürede odaya vardıklarında Jeongguk'un kapının önünde, başı Namjoon'un omuzuna yaslı şekild euyuduğunu görmüştü. İki gündür uyumadığı için yorgun olmalıydı, bu yüzden ona uyandırmamaya özen göstererek Namjoon'un yanındaki sandalyeye oturmuştu. Namjoon, gözleriyle Jimin'e 'durumu nasıl?' diye soruyordu adeta. Jimin gülümseyerek başını sallamıştı. "İyi," mırıldandığında Namjoon rahat bir nefes alarak başını geri atmıştı. Omuzlarımdan bir yük kalkmış gibi hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• efgan •
Fiksi Penggemar[min yoongi ✝ jeon jeongguk] Her şey bir anda başka şey olabilir.