yirmi

369 32 20
                                    

yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

°iyi okumalar dilerim°

20• 8 Mart 2016 °smut°

"Geri dönüyoruz," Jeongguk konuştuğunda Yoongi duyduklarına inanmamış ama cevap vermemişti. "Süpriz yapacaktık ama dayanamadım. Neredeyse dokuz ay oldu, iyisin değil mi?" Yoongi gülümsemiş, cevap vermemek için alt dudağını ısırmıştı. "Seni seviyorum Yoonie, iyi ol." Aramayı sonlandırdığında Yoongi bir süre onun fotoğrafına bakmıştı.

Ekran görüntüsü, ikisinin fotoğrafıydı. Neden yaptığını bilmiyordu ama onu görmek istiyordu. Çok özlemişti ve onsuz geçen her saniye kalbinden bir parça sökülüyormuş gibi hissettiriyordu ama onu sadece birkaç gün görmüştü. Öncesinde aralarında bir şey olmuş olabilir miydi? Yoksa, ona aşık mıydı? Aşk ne bilmiyordu, bu muydu? Kalbinin hızlanması, karnının kasılması. Jeongguk'un sadece sesini duyduğunda bile yüzünde oluşan aptal gülümseme miydi aşk?

"Aslında gitmemiz gerek," Hoseok konuştuğunda Yoongi olduğu yerde sıçramıştı. "Ne, nereye?" Hoseok yüzünü buruşturmuştu. "İyi misin?" Eliyle etrafı gösterdiğinde Yoongi bakınmıştı. "Taksideyiz," Yoongi'nin gözleri büyürken hızlıca taksiden inmişti. "Üzgünüm, dalmışım." Hoseok başını sallayarak Yoongi'nin koluna girmişti. "Önemli değil, gidelim."

Mağazaların arasında dolaşmaya başlamış, kısa sürede birkaç hediyelik eşya almışlardı. Uzun süre sonra geldikleri için onlara süpriz hazırlamak istemişlerdi ve Jeongguk, Hoseok'tan küçük bir iyilik istediği için onuda almaya inmişlerdi. Bir dükkana gitmeliydiler, Jeongguk bir şey diktirdiğini söylemişti. Onu alacaklardı. Yoongi'nin ne olduğundan haberi yoktu, gerçeği sadece Hoseok biliyordu.

"Merhaba," dükkana girdiklerinde karşılarında birşeyler diken yaşlı bir adam vardı. "Merhaba, hoş geldiniz." Hoseok telefondaki numarayı ona gösterirken adam başını sallayarak iki tane aynı pijama takımından çıkartmıştı. "Hanım kızımız çok şanslı, senin gibi bir sevgilisi var." Hoseok, adamın sözleriyle utanmıştı. "Aslında onlar benim değil, efendim. Başka bir arkadaşımın ve evet, ikiside birbirine sahip olduğu için çok şanslı." Yoongi, bir Hoseok'a bşrde adamın katladığı pijamalara bakıyordu.

Buraya Jeongguk'un istediği şeyi almaya gelmişlerdi ama çift diyorlardı. Jeongguk'un sevgilisi mi vardı? Yoongi'nin kalbi kırılmış, üzülmüştü. Kendine sürekli seni seviyorum derken, başka biriyle mi sevgiliydi? Bu gerçekten çok kalp kırıcıydı. Elleri yumruk olmuş, dişlerini sıkmıştı. Tamam, eğer o başkasıyla sevgiliyse, Yoongi'de onu unutacaktı. Yapabilirdi, yirmi üç yaşına girecekti ve onu unutabilecek kadar büyüktü.

Elindeki poşete baktığında, onun bu hediyeyi almayı haketmediğini düşünmüştü. Vermeyecekti. Bu hediyeyi kesinlikle haketmiyordu. Kalp kırıcı insanlar, kesinlikle hediye almayı haketmezdi. Üzülmemeliydi, kendi bilirdi. Umut verip, sonra bunu bir kenara atamazdı ama dediği gibi, kendi bilirdi.

Eve dönene kadar çatık kaşlı dolanmıştı. Hiçbir şeydrn memnun olmayan dedeler gibi görünsede, bu tavrı Jeongguk'un sesini duyana kadar sürmüştü. Yüzü yumuşamış, yanakları kızarmıştı. Neredeyse hediyesini bile elinden düşürecekti. Ses tam arkasındaydı. Ne yapacağını hatırlamaya çalışmıştı, tavır yapması gerekiyordu ama bütün düşünceleri uçup gitmiş gibiydi. "Yoonie."

Jeongguk'un elleri yavaşça Yoongi'nin belini sarmış, başını boynuna yaslayarak güzel kokusunu içine çekmişti. Mandalina kokuyordu. Tatlı mandalina. "Yine konuşmayacak mısın?" Sesi boğuktu. Diğerlerinin izleyip izlememesini umursamıyorlardı. Jimin'in kalbi, Yoongi'ninki gibi acısada belli etmemeye çalışıyordu.

• efgan •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin