Bu bölüm, serinin 3. kitabı olan 1994'ün final bölümüdür. Keyifli okumalar dilerim...
🕯Engerek zehri örgütünün karargahı
"Neden bilmiyorum içimde tarihin tekerrür ettiğine dair tuhaf bir his var."
Adli tıp uzmanı Melik Kandemir tuttuğu golf çubuğunun ucundaki topa hafifçe vurduğunda uçsuz bıçaksız yeşil alan içinde sadece üç kişi oyun oynuyordu. Çevreleri insanlarla çevrelenmiş olsa da onlar üçlü bir diyalog içindelerdi. Sadece kendilerinin anlayacağı kadar zehirli ve sadece kendilerine özel kalacak kadar tahrip edici.
"Neden bahsediyorsun?" diye sordu uzman psikolog Fehmi Tanrıverdi. "Hangi tarih yeniliyormuş kendini?"
"Bilmiyorum içimde kötü bir his var," dedi orta yaşlı adam beyaz şapkasını düzelterek. "Yusuf Gazel'in bir parçasının hala hayatta olması beni tedirgin ediyor. Sanki, ahtapotu öldürmüşüz de bir kolu hala kıvranıyor gibi geliyor."
Uzakta da olsa onları pür dikkat dinleyen uzman doktor Adnan Keşan elindeki kokteyli yudumlarken sıranın ona gelmesini bekliyordu. Ne zaman Yusuf Gazel ismi geçse istemsiz bir baş ağrısı peyda oluyordu. Adam öleli yirmi küsür sene olmuştu ama izi bir türlü geçmeyen arsız bir yara gibiydi. Geceleri kabus olup üstlerine çöküyor, ilelebet karşılarına çıkacak dur tabelası gibi yürüdükleri yolun her tarafında kendini belli ediyordu.
"Şu kız, neydi adı Hacer mi ne? Onun emniyette olması beni rahatsız ediyor. Babasına dair bir bilgi edinmesi an meselesi."
"Yusuf Gazel'in dosyaları yıllar önce yok edildi. Onu öldüren kişi bile hayatta değil. Kimle irtibata geçecekler? Bence yersiz bir endişe içindesin."
İkili konuşmaya devam ederken top sağa sola süzülüp duruyordu.
"Yusuf Gazel'in intihar olayını önceden duyurmamız iyi olmadı bence. Bunca zaman şehit adını kullanıp bir anda intihar etti diye çıktı. Şüphelenmeleri çok normal. Ya kızı bu işin peşine düşerse?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROFESYONEL
AventuraO bir hırsız. Dahası dolandırıcı ve yalancı. O bir profesyonel. Üstelik gerçek bir dâhi. Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.