5 Nisan 1994
Yusuf Gazel'in hatırasından"Çocuğun cesedindeki tek darbe başında görünüyor. Genel inceleme yapıldığında iç organlarının tahrip edilmesinin dışında pek bir bozulma yok. Sanki bu işi yapan her kimse tek isteği organları almakmış gibi. Biraz midem bulandı. Bir insanın karnının boş görünmesi gerçekten dehşet bir şey. Hele bu bir çocuk olunca daha da ağır."
Odada bulunan herkes yüzünü ekşitirken sadece dinlerken bile insanın tüylerini diken diken eden bu olayın faalinin nasıl bir fikre sahip olduğunu çözmeye çalışıyorlardı. Bunu yapan her kimse aklı başında biri değildi. Akıldan ziyade midesizdi. Biz koca koca insanlar kavga edip birbirilerini kesince kötü oluyoruz bu manyak savunmasız bir çocuğa bunu yapmıştı. Üstelik öldükten çok sonra karnını yaracak kadar da zalimdi. Sadece bir tavuğu kesmek bile bizim gibi insanlar için hüzün vericiyken kim nasıl böyle bir işe kalkışır anlamak imkansızdı.
"Peki çocuk ile evinin bulunduğu mekan arasında ne kadar mesafe var?"
Komiser Yakut geçici müdür görevini üstlenmişti çünkü emniyet müdürü en sonki davada yaralandığı için raporluydu. Yerine birini de göndermedikleri için en yaşlı komiser başa geçmişti. Kırk sekiz yaşında olan Yakut kasabada başlayan bu seri cinayetin kendi naipliği dönemine denk geldiği için biraz şanssız hissetse de çözmekten başka çaresi yoktu. Normalde böyle olaylar olmazdı pek. Kasabanın içindeki okul bile doğru dürüst faaliyette değilken yabancıların girip çıkmadığı bir yerde böyle bir cinayet nasıl işlenirdi ki?
"Bir tarla boyu mesafe var komiserim," diye yanıt verdi Osman. Osman; Yakut'tan hemen sonra geliyordu yaş olarak. Otuz beş yaşındaydı ve en az Yakut kadar tecrübeliydi. "Arada bir de küçük dere geçiyor. Derme çatma köprü de var ama pek kullanılmıyor orası. İnsanlar genelde kendi yaptıkları taş köprü üstünden geçiyor."
Emniyet merkezinde göz gözü görmüyordu. İçilen sigaralar birbiri ardınca yenisi ile değiştirilirken herkes kasabada süregelen seri cinayet davasına yoğunlaşmıştı. Komiser Yakut Şimşir bir kere daha çekti sigara dumanını içine ve elindeki resimlere baktı. Bir erkek çocuğunun cesedi vardı resimde. Karın bölgesi açık bırakılmış iç organları telef edilmiş ve diğer tarafları oldukça düzgün duran bir ceset. Zavallı çocuk bir hayli zayıftı. Zaten kasabadaki çocukların çok besili olduğu söylenemezdi ama bu çocuk daha bir zayıftı sanki. Çoban Cemal'in çocuğu olduğu öğrenildikten sonra neden zayıf olduğu daha net anlaşılmıştı ya. Kendine bile doğru dürüst bakamayan Cemal çocuklarının aç gezmesine engel olamıyordu. O sene kasabada ve tüm Türkiye'de de elem bir kıtlık vardı. Ancak mesele bu değildi. Mesele, bu kıtlığa rağmen hayatta kalmaya çalışan insanların canını alma hakkını kendine gören rezil kişideydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROFESYONEL
AdventureO bir hırsız. Dahası dolandırıcı ve yalancı. O bir profesyonel. Üstelik gerçek bir dâhi. Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.