Konoha'da dışlanan Naruto, Sasuke ile köyden kaçıp kendi klonlarıyla dolu bir ülke yarattı ve o ülkenin Namikage'si oldu.
•👑•
"Efendim, ülkenizin adı ne olsun?"
Ramen yiyen Naruto: "Nam nam nam."
"Pekâlâ. O zaman ülkenizin adı 'Namnamnam' ve siz...
Shinobi oldukları belli olan insan grubu heybetli saraya ulaşmaya çalışıyordu. Buraya gelirken kar fırtınasına da hazırlıklıklı gelmişlerdi ama yine aynı de zorlanıyorlardı. En önden hevesle ilerleyen pembe saçlı kız gökyüzüne sıcak bir nefes verdi. "Neredeyse geldik!"
Arkasından köpeğiyle ilerlemeye çalışan başka bir çocuk, "Sakura acaba neden bu kadar heveslisin? Böyle bilinmeyen bir yere nasıl insanlarla tanışacağımızı bilmeden geliyoruz ama sen dünden hazırsın."
Köpeği havlayarak ona hak verdi.
Sakura arkasını döndü, "elbette heyecanlıyım taş kafa! Şu saraya bak!! O kadar asil görünüyor ki neredeyse içinde kötü insanlar yaşayamayacağına inanacağım."
Kiba gözlerini devirdi. Arkadan yaklaşan on dört kişi Kiba ve Sakura'nın yanına vardığında sislerin içinde süzülen şeffaf mavi rengi saraya bir kez daha hayran kaldılar. Yakınlaştıkça güzelleşiyordu.
Bu ada, tsunamiden sonra okyanusta kaybolan denizcileri bulmak için bir ekip gönderildiğinde bulunmuştu. Sis dağıldıktan sonra okyanusun ortasında bu karlı ada belirmişti. Konoha birlikleri tarafından bulunduğu için Tsunade'ye bildirilmişti. Tsunade, Kurenai, Asuma, Gai ve Kakashi'nin ekibini adayı keşfetmek üzere göndermişti.
Sisli ve karlı adaya deniz yoluyla varmışlardı. Kimsenin ayak basmadığı ıssız bir yer sanıyorken adanın ortasında tüm mükemmelliğiyle duran sarayı fark etmişlerdi. Bu yüzden sarayın içinde kimin yaşadığını görmek için saraya doğru yola çıkmışlardı...
Kakashi yanlarına vardığında cebinden pusulasını çıkarıp baktı. Ardından, "pusula çalışmıyor," dediğinde herkes endişeyle ona baktı. "Ama önemli değil. Hâlâ sarayı görebiliyoruz. Oraya vardığımızda her şey hallolur," diye rahatlatmaya çalıştı.
Gai her zamanki enerjik haliyle öne çıktı, "kim benimle saraya kadar yarışır haa??"
Lee bağırdı, "ben, ben, ben!!"
Grubun geri kalanından ses gelmedi. Gai yanıt bekler gibi Neji'ye baktığında Neji, "ben büyük ihtimalle yolda bayılırım. Siz gidin."
Gai Tenten'e baktı. TenTen hemen cevap verdi, "Neji çok haklı. Ben de yorgunluktan ölüyorum. Siz gidin."
Gai bağırdı, "o zaman hazır ol Lee!!"
Lee: "Haii!!"
Gai ve Lee karları fışkırtarak saraya doğru fırladılar. Kurenai güldü, "bu ikisi hep enerjik!" Asuma da gülerek onu onayladı.
Sai, Kakashi'ye döndü, "Sensei. Jutsu kullansak gitmek daha kolay olmaz mı?"
Kakashi cevap veremeden İno atladı, "soğuk Sai'nin beynini dondurmuş."
Kakashi cevap verdi, "Sai, burada kimlerin yaşadığını bilmiyoruz. Jutsu kullanmak tehlikeli olabilir."
Fırtınaya karşı yavaş yavaş yürüyerek sarayın yanına vardıklarında Gai ve Lee çoktan gelmiş, giriş kapısını arıyorlardı. Devasa giriş kapısını bulduklarında açmayı denediler ama mümkün değildi. Sakura kollarını esnetirken "ben açarım!" Dedi. Herkes onun açmaktan kastının kırmak olduğunu biliyordu ama soğuktan donmak üzere olduklarından dolayı biraz daha saraya giremezlerse kardan adam olacaklardı, bu yüzden kenara çekildiler.
Sakura'nın kırmasına gerek kalmadan kapı yavaşça açıldı. Kapıyı açan kara maskeli kişiler atağa geçmediği için Kakashi ve diğerleri ne olacağını bekledi.
Kapı tam olarak açıldığında devasa bahçenin içinde hiç beklemedikleri biri duruyordu...
Daha tepki veremeden başlarının arkasına darbe alıp yere yığıldılar...
• • •
Sasuke'ye soru vakti!
"Sasuke Naruto'nun binlerce kopyasıyla yaşıyorsun. Bu konuda neler hissediyorsun?"
Sasuke:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
