"Sabah neredeydin?"
Naruki gergince gülümsedi. Etrafını saran kalabalıktan gözlerini kaçırdı. Elleriyle eteklerini düzeltirken cevapladı, "ben, odamdaydım."
Sasuke kürsüden inerken, "demek öyle?" Diye mırıldandı. "Ama bazı arkadaşlar senin depoda olduğunu söyledi."
Naruki elini saçına attı ve karıştırdı, "ah evet. Depoya gitmiştim. Ama ondan önce odamdaydım."
Sasuke, salonun diğer ucuna doğru yürürken adımları yankı yapıyordu. Ve bu sorgu ortamında gerilim müziği gibi duyuluyordu.
"Sana saldırı vaktinde nerede olduğunu sorduğumu biliyorsun."
Naruki üzerine dikilmiş yüzlerce göz yüzünden gerilirken, Sasuke'nin üstüne yürümesi daha da korkutuyordu. Sesinin güçlü çıkması için son zerresine kadar mücadele etti, "tabii. Anladım. Dediğim gibi depoya gitmiştim. Kurabiyeleri verip geri döndüm."
Sasuke aralarında birkaç metre kaldığında yine durmadı. Naruki korkudan onun tarafından ezilip geçileceğini düşündü.
Sasuke buz gibi ses tonuyla devam etti, "nereye döndün?"
Naruki bir adım geriledi, "odama."
Şefin arkasındaki klon, "saldırı olduğunda depodaydı," diye seslendi. Depo çalışanları ona hak verdi.
Naruki güldü. "Yanlış hatırlıyor olmalısınız. O sırada odama gidiyordum."
Sasuke, Naruki ile aralarında bir adım kalsa bile durmadı. "Namikage'nin yaralı olduğunu duymadın mı? O sırada neredeydin?"
Naruki geri geri adımlarken kem küm etti. "Ben- ben o sırada kendimde değildim ki. Yeni öğrenmiştim–"
Sasuke aniden kılıcını çıkardığında korkuyla geri çekildi, kapıya çarptığında başka kaçış yolu olmadığını anladı. Duraksayıp Sasuke'nin yüzüne bakmıştı. Belki de celladının denilmeliydi.
Sasuke onu gözünü kırpmadan öldürecek gibi duruyordu.
"Yanlış düşünüyorsunuz. Ben gerçekten– düşündüğünüz gibi değil."
Sasuke'nin kaşları alayla havalanırken kılıcını canını almak ister gibi Naruki'nin göğsüne doğrultmuştu. "Biz ne düşünüyormuşuz ki?"
Naruki sustu. Sasuke gerçekten zeki biriydi. İnsanlara kelime oyunu yaparak tuzağına düşürebiliyordu.
"Benim suçlu olduğumu düşünmüyor musunuz?" Naruki korkusuzca cevapladı.
Sasuke delirmiş gibi yeniden gülümsedi. Kalabalıktan ise çıt çıkmıyordu. Birazdan olacakları tahmin edebiliyorlardı.
Sasuke kılıcını öne tuttuğunda, camdan gelen ışıklar kılıca vurmuş Naruki'nin yüzüne yansımıştı.
Naruki, birazdan canını alacağını düşündüğü keskin kılıcın parlaklığıyla gözü kamaşmıştı.
Sasuke sakince konuştu, "o sabah neden depoya gittin? Belki de yine rüyanda gördün?" Diyerek, Naruto ile depodan chakra sızdırdığı haberiyle uyanıp apar topar depoya geldiği, sonuç olarak Naruki'nin rüyası çıktığı güne atıfta bulunduğunda Naruki alt dudağını ısırdı.
Kendini açıklamaya çalıştı ama yine kem küm ediyordu. Ne zaman heyecanlansa veya korksa konuşamazdı. Hakkını savunamazdı. Sasuke onun anlamsız cümlelerini daha fazla dinleyemeyerek sözünü kesti,
"Senden uzun zamandır şüpheleniyorum," diyerek itiraf etti. "Ama şans verdim. Sana güvendim, inandım. Naruto seni seviyor diye sustum. Ya bugün burada ne olduğunu açıklarsın, ya da anlamsız varlığına bu kılıçla son veririm. Ölsen bile sonuca ulaşacağım. Kafanı kullan."
Naruki'nin gözleri doldu, ağlamamak için kendini sıktı. Sasuke'nin gözlerinde gördüğü hayal kırıklığı ve öfke canını yakmıştı.
Onları seviyordu. Ayrılmak istemiyordu. Ölmek istemiyordu.
Sasuke kılıcı ona doğrultsa bile kalbi daha fazla ilerlemeye izin vermiyordu. Ne kadar ciddi görünse de kılıcı ona saplayamayacağını biliyordu. Ne kadar itiraf etmek istemese de ona alışmıştı... Naruto ve onun çocuğu gibiydi. Ciddi ortamlara neşe katıyordu, ses oluyordu.
Ölseydi... Büyük bir boşluk oluşacağına emindi.
Sadece Naruki'nin hassaslığı ve yalan söyleyememesi üzerine bir kumar oynuyordu. Naruki biraz baskı altında kalsa bile her şeyi itiraf ederdi.
Sasuke itirafını hem duymak istiyor, hem de istemiyordu. Hayatına eskisi gibi devam etmek istiyordu.
Sessizlik sürdü.
Kimse ağzını açıp bozmaya cesaret edemiyordu.
Naruki sonunda bir şeyler söylemeye hazırlanırken merdivenlerden birinin ayak sesleri duyuldu.
Naruto yalın ayak bir şekilde, gecelikleriyle aşağıya doğru koşuyordu. Yarası umrunda değildi.
Sasuke kılıcını Naruki'den çekmeden endişeyle bağırdı, "neden geldin? Naruto, odana geri dön!"
Birkaç klon Naruto'nun kollarından tutarak koşmasını engelledi.
Naruto soluk soluğa bağırdı, "hayır! Dinle beni Sasuke!" Kollarını kurtarmaya çalıştı. "Naruki- Naruki!" Diye seslendi ama göğsüne yavaş yavaş bir kırmızılık yayılırken acıdan inleyerek yere çöktü.
Yarası açılmıştı.
Sasuke ona doğru koşmak isterken kılıcında olan baskıyla olduğu yerde kaldı.
O daha ne olduğunu anlayamadan Naruto dehşet içinde bağırdı, "Naruki!!"
Sasuke kafasını döndürdüğünde Naruki'nin göğsüne kılıcın girdiğini ve kanın, beyaz elbisesine yayıldığını gördü. Naruki'nin yüzüne baktığında onun da kendisi kadar şaşkın olduğunu gördü.
Sasuke'nin kanı donmuştu. Panikle kılıcını çekti, Naruki yarasını tutarak birkaç adım geriledi.
Sasuke ağzını açtı, ama hiçbir şey diyemedi. Titreyen ellerinin arasındaki kanlı kılıca baktı.
Naruto'nun çığlıkları ve klonların gürültüsü uzaktan gelirken, onun gördüğü tek şey Naruki'nin burukça gülümseyen yüzüydü.
Sasuke birkaç saniye sonra anca ters giden bir şeyler olduğunu fark edebildi.
Naruki buhar olmadı.
Normal klonlar gibi yara aldığında yok olmadı.
Gerçek bir insan gibi yarası kanıyordu...
Sasuke'nin kulakları uğulduyordu.
Düşünme yetisini kaybetmiş gibiydi.
Burada neler oluyordu?
•••
Bölüm sonu okuyucu moodu:
Bu arada evet arkadaşlar kılıç geliyor Naruki'ye giriyor.
Naruki, Naruto'nun yarasının kanadığını görünce endişeleniyor ve ona doğru koşacakken geliyor kılıç buna saplanıyor
Nasıl oluyor diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
✨Çünkü Ai-chan Hint dizisi izledi✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMİKAGE | SasuNaru
FanfictionKonoha'da dışlanan Naruto, Sasuke ile köyden kaçıp kendi klonlarıyla dolu bir ülke yarattı ve o ülkenin Namikage'si oldu. •👑• "Efendim, ülkenizin adı ne olsun?" Ramen yiyen Naruto: "Nam nam nam." "Pekâlâ. O zaman ülkenizin adı 'Namnamnam' ve siz...