2.2

454 65 24
                                    

Sasuke birini kaybetmenin, milyonlarca insanın yaşadığı dünyada yalnız kalmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. O kaybolmuş hissi, kalbindeki boşluğu kimse ondan daha iyi bilemezdi.

Ta ki on yaşındayken güneş gibi parlayan bir çocukla karşılaşana kadar yıllarca bu duygularının içinde boğuldu.

O garip ama sevimli kişinin hayatındaki tek varlığı olacağını bilmiyordu.

Bu kişi, karanlık ruhunu aydınlatmıştı, buz tutmuş kalbinde çiçekler yetiştirmişti. Sasuke'ye varlığından bile haberi olmadığı bir hissin varlığını göstermişti,bu dünyanın sadece intikam ve nefretten oluşmadığını göstermişti.

Herkesini kaybetmişti.

Ve şimdi Naruto'dan başka kimsesi kalmamıştı.

Yeniden eskisi gibi olmak istemiyordu. Onsuz yaşama düşüncesi kalbini eziyordu.

Kalan son varlığını, hayatta kalma amacını kaybetmek istemiyordu.

Sarayın olduğundan daha soğuk koridorlarından nefes nefese koşarken kendini suçluyordu. Neden saraydan ayrılmıştı ki? Daha bir hafta önce böyle tehlikeli bir olay yaşadıktan sonra nasıl onu yalnız bırakabilmişti? Hayır, sadece korkularına yenilmişti.

Taht odasının kapısı onun açmasına fırsat bırakmadan kırılmış, parçalanmıştı. Salon darmadağındı, her yerde kan ve savaş izleri vardı. Kırmızı izler her yeri dolaşıyor, tahtın önünde bitiyordu. Salonun baş köşesinde, gösterişli tahtında oturan Namikage, porselen bir bebek kadar cansız ve duygusuz görünüyordu.

Göğsündeki yara, Sasuke'ye rüyada olmadığını hatırlatmak ister gibi orada duruyordu.

Naruto'nun yüzündeki gülümseme taş gibi duruyordu. Gözlerini tavana sabitlemişti. Bembeyaz tenine tezat koyu kırmızı kan akmaya devam ediyordu. Taht odasının sessizliğinin içinde çok yalnız ve... ölü görünüyordu.

Sasuke'nin elindeki kılıç çınlayarak yere düştü. Aklındaki düşünceyle nefesi hızlandı. Titreyen adımlarla önüne yürüdü. İlk defa onun kalbinin nasıl attığını hissetmek istemedi. Diz çöktü ve buz gibi ellerini avuçlarının içine aldı.

"Naruto..."

Sasuke bakmaya doyamadığı yüze baktı. Ses gelmedi.

Sasuke'nin gözlerindeki yaşlar yanaklarına doğru akarken o, "hayır!" Diye bağırıp Naruto'nun boynuna gömülmüştü.

"Tam bir Drama Queen'sin."

Duyduğu kısık sesle birlikte yaşlı gözlerini kaldırdı. Naruto yarı açık gözlerle ona bakıyordu. Ruhsuz görünüyordu, ama gülümsüyordu.

Heyecanla kesik kesik bir nefes verdi Sasuke. Gülerek yüzünü avuçlarının içine aldı, her yerini öptü. Naruto hafifçe kıkırdadı.

"Öldün sandım!" Sasuke dudaklarını Naruto'nun boynuna bastırırken mırıldandı. Kollarını ona sararak nefeslendi. "Dokuz canın olduğunu unutmuşum."

Naruto'dan ses çıkmayınca kafasını tekrar kaldırdı. Naruto onu izliyordu, ama bilinci yerinde değil gibiydi. Sasuke yanaklarına elini koydu, okşadı. Çaresizce seslendi, "Naruto!"

"Ölmüş olamaz."

Sasuke arkasından gelen yabancı sesle o yöne döndü. Sakura. Kapının önünde kendine güvenen bir ifadeyle duruyordu. Elindeki siyah eldivenleri tek bir haraketle çıkardı.

"Uzun zaman oldu Sasuke. Ben tıbbi ninja oldum. Onu iyileştireceğim. Merak etme."

Sasuke ancak o zaman kimliklerinin açığa çıktığını fark edebilmişti. Hoş, bu gereksiz çocuk oyununa da devam etmek istemiyordu.

Karşısındaki genç kadına baktı.  Büyümüştü. Güçlenmişti. Ve istediği gibi bir tıbbi ninja olmuştu. Zaman çok çabuk geçiyordu.

Sasuke bakışlarını yere indirdi.

İşte, takım 7 yıllar sonra tekrardan bir aradaydı.

•••

Salla kazandan 1 gb internet kazandim 500 sms gönderdiler
WHAT WAS THE REASON BİTCH WHAT WAS THE REASOOOONNN

NAMİKAGE | SasuNaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin