"Bu ne cüret!!"
Sasuke, karşısındakiler birer oyuncakmış gibi kapıya yapıştırırken, elleri canlarını almak ister gibi boğazlarını sıkıyordu. Alnındaki damarlar ortaya çıkmış, dişlerini gıcırdatıyordu.
Onları her gördüğünde yıllar önce yaşananlar bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu.
Onları affedemiyordu.
Naruto affetse bile Sasuke, Naruto'nun o günkü hâli aklına geldikçe kontrolünü kaybediyordu.
Koridorda boğuk çığlıklar yankılandı. Sai kalem ve kağıtlarına ulaşıp bu durumdan kurtulmayı düşündü ama boğazındaki el sıkılaşınca durmak zorunda kaldı. Sakura ise kollarındaki tüm gücü kaybetmiş gibiydi, ne kadar vurursa vursun Sasuke'ye işlemiyordu bile.
"Ona dokunamazsınız." Sasuke'nin sesinde hüzün ve öfke saklıydı. Her zamanki gibi sesini fazla yükseltmemişti ama kelimeleri bağırmaktan farksızdı.
Boğazında soğuk demirin keskinliğini hissettiğinde duraksamadı bile.
"Öğrencilerimi öldürmek, sizin gibi asil bir beyefendi için fazla kaba değil mi?" Arkasından bir hayalet gibi yaklaşıp boğazına kunaisini dayayan kişi Kakashi'den başkası değildi.
Sözleri Sasuke'nin, ellerini daha fazla bastırıp, ağzından hırıltılı bir nefes bırakmasına neden oldu. Gözü kararmış gibi görünüyordu. Belli ki Namikage'yi, çocukluk arkadaşlarını öldürecek kadar çok seviyordu.
Kakashi, Sasuke'nin gücünün ne seviyede olduğunu kestiremiyordu. O eskiden de büyük potansiyeli olan bir çocuktu. Şimdi ise ne yapacağı kestirilemezdi.
Gel gelelim Sasuke, Sakura ve Sai'yi öldürmek konusunda oldukça ciddiyken; Kakashi, Sasuke'nin boğazına tuttuğu kunaisini haraket ettirebilir miydi emin değildi.
Sai ve Sakura'nın yüzü morarmış, gözleri kayıyordu. Kakashi çaresiz kalmıştı... Ama her zamanki gibi yüzünde güven veren bir ifade vardı. Bu da iki çocuğu biraz olsun rahatlatıyordu.
Namikage'nin odasından bir kırılma sesi gelene kadar kimsenin pozisyonunda bir oynama olmamıştı bile. Keskin sesin duyulmasıyla Sasuke'nin elleri yavaş yavaş çözüldü ve avuçlarının arasındaki iki kişi yere düşüp öksürerek doğrulmaya çalıştı. Kakashi o an Sasuke'nin beyaz boynundan kunaisini çekip yerdeki iki çocuğun sağlık durumunu kontrol etmeye gitti, bir yandan da Sasuke'nin üzerinden gözlerini ayırmıyordu.
Ardından Kurenai ve diğerleri koşup yerde nefes almak için debelenen kişileri kaldırmaya çalıştı.
Hatta Kiba, Sai ve Sakura'nın hâlini gördükten sonra şaşkınlıkla bağırdı, "sen ne yaptığını sanıyorsun!? O senin çocukluk arkadaşın!!"
Kakashi'den uyarıcı bir bakış alıp sustu ancak onun yerine köpeği havlayarak onun yuttuğu kelimeleri dile getirmeye devam ediyordu.
Sakura saçlarını geriye atıp derin bir nefes aldı. Birkaç saat sonra boğazında bir morluk oluşacağına emindi. Kiba'nın kolunu tutarak kalktı. "Biz hatalıyız. Sarayın kurallarını biliyorduk," dedi. Boğazını okşayarak rahatlatmaya çalıştı, sesi hâlâ hırıltılı çıkıyordu.
Sasuke'ye baktı ama onun yüzünde hiçbir değişiklik yoktu. Gözleri bir saniye olsun Namikage'nin kapısından ayrılmıyordu.
Belki şoka girmişti?
Bu durumda Sakura ve Sai'nin şoka girmiş olması gerekmez miydi?
Kakashi tam bir şey demek için ağzını açmıştı ki Sasuke Namikage'nin odasına girip kapıyı gürültüyle kapattı.
Herkes ardından bakakalmıştı.
Bir grup maskeli yardımcı koridorun başında görünüp onları zorla salona yönlendirmeden önce sadece Asuma ağzını açıp "ne oluyor?" Diyebilmişti.
•••
Böyle bir hesabım olduğunu ve hikâye yazdığımı hatırladım...
Bu yüzden özür mahiyetinde toplu bölüm atıyorum. Üzgünüm.İkinci kez paylaşıyorum.
Umarım yorum yapabiliyorsunuzdur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAMİKAGE | SasuNaru
FanfictionKonoha'da dışlanan Naruto, Sasuke ile köyden kaçıp kendi klonlarıyla dolu bir ülke yarattı ve o ülkenin Namikage'si oldu. •👑• "Efendim, ülkenizin adı ne olsun?" Ramen yiyen Naruto: "Nam nam nam." "Pekâlâ. O zaman ülkenizin adı 'Namnamnam' ve siz...