2.0

460 63 49
                                    

Üç tane at arabası, sisli dağdan aşağıya doğru iniyordu. Namikage olmadığı için klonların, önlerindeki engebeleri kaldırmak gibi gayeleri yoktu. Araba sallanıyor, içindekilerin midesini alt üst ediyordu.

Saraydan uzaklaştıkça Namnamnam sarayını oluşturan sodalit taşının şeffaf mor ve mavi renkleri, bulutlu gökyüzünün güneşe izin verdiği kadarıyla parıldaması daha da belli oluyordu. Uzaktan bakıldığında sislerin içindeki göz kamaştırıcı saray, gerçek değilmiş gibi görünüyordu. Kakashi ve ekibi sarayda birkaç hafta kalmış olsalar bile alışmışlardı, şimdi ise ufukta gittikçe küçülen saraya baktıkça hüzünleniyorlardı.

Dışarıdan bakıldığında öyle görünüyordu.

Aklı olan herkes onların gitmelerine rağmen fazla rahat ve uysal davrandığını görebilirdi.

Sasuke at arabasının en önüne oturmuş baygın bakışlarla siyah kabanına düşen karları izliyordu. Klonlar, bu görünümünün, hastalığı yeni atlattığı için olduğunu düşünüyordu. Fakat Sasuke düşünceliydi. Bu yaratık mevzusu canını sıkıyordu. Bu sessizlik ve dinginlik onu rahatsız ediyordu.

Sessizlik içinde ilerleyen at arabaları, okyanusun kenarına gelince denizin getirdiği şiddetli rüzgarlar ve karaya fışkıran hırçın dalgalardan uzak bir yerde durdular.

Kakashi ve ekibinin gemisi karaya oturmuştu. Üstü karla dolmuştu. Sasuke ellerini kıyafetlerinin arasına sakladı, bu haraket istemsizce ona Naruto'yu hatırlattı. Hemen sonra dikkatini toplamak için sirkelendi ve bir baş haraketiyle klonları gemiye yönlendirdi.

Klonlar geminin etrafındaki hasara baktılar. Sasuke geminin gerçekten de bozuk olduğunu tahmin etmiyordu ama gerçekten de öyleydi. Yan tarafına bir şey çarpmış gibi büyük bir delik açılmıştı.

Sasuke yaklaşıp açılan deliğe baktı. Yeni gibi görünüyordu. Onlar bu adaya birkaç hafta gelmişti, eğer gemileri o zaman tahrip edilmiş olsaydı şimdiye kadar delinen yerin yosun tutması gerekirdi.

Demek ki bu delik açılalı birkaç saat anca oluyordu.

Kakashi ve diğerlerinin fırtına dinmediği için gemiye zarar verme fırsatları yoktu. Bu da demek oluyordu ki; az önce buraya gelirken yapmış olmalılardı. Büyük ihtimalle klonların dikkatini dağıtıp gemiyi parçalanması için bir klon göndermişlerdi...

Arkasında durmuş haraketlerini izleyenlere baktı. Yüzlerinde kendilerine güvenen bir ifade vardı. Sasuke'nin dudakları yukarı kıvrıldı. Oyun oynamak istiyorlardı demek.

Klonlara gemiyi tamir etmeleri için işaret verdi. Klonların haraketleri ağırdı. Çünkü Namikage hasta olduğu için onların chakrasını karşılayamıyordu, bu yüzden onlar da böyle zamanlar için biriktirdikleri sınırlı chakrayı kullanmak zorundaydılar. Gemiyi getirdikleri malzemelerle onarmaya başladılar.

Sasuke omzunda bir el hissedene kadar hissizce ufuklara bakıyordu. Hemen omzunu çekti ve arkasını döndü. Elin sahibi, pembe saçlı kız hemen elini geri çekti. Sasuke'nin dokunmaktan ve dokunulmaktan hoşlanmadığını biliyordu. Bir an tabloda Namikage ile nasıl dans ettiğini ve gülümsediğini hatırlayınca burukça gülümsedi.

"Şey, geminin tamir edilmesi biraz uzun sürecek gibi görünüyor. Belki de saraya geri dönmeliyiz. Burası çok soğuk. Hem siz de hastalığı yeni atlattınız."

Saraya dönmek için Sasuke'nin hasta olduğunu bahane etmesi Sasuke'nin sinirlerini bozdu. "Gemi birkaç saate tamir edilmiş olacak. Burada bekleyeceğiz."

Sakura çaresizce, "ama birkaç saate hasta olmaz mıyız?"

"Birkaç saatte hasta oluyorsanız, gemiyle geldiğiniz yere dönerken, dalgalarla boğuşurken hayli hayli hasta olursunuz. Önünde sonunda hasta olacaksanız da bu beni ilgilendirmez." Sasuke sert sesiyle bu konuşmaya noktayı koydu.

Sakura bu konuşmayı dinleyenlere çaresiz bir bakış attı. Mağlup edilmişlerdi. Belki de adadaki son saatlerini yaşıyorlardı.

Konuşma son bulup Kakashi ve ekibi kenara çekildiğinde Sasuke okyanusun önünde durmuş uzaklara bakıyordu. İçinde nedensiz bir sıkıntı vardı. Kalbinde bir yerlerde, bir şeylerin yanlış olduğunu söyleyen bir sızı vardı.

İşte o an içindeki tüm sıkıntıların nedensiz olmadığını söyleyen bir olay oldu.

İsrâfil'in sûr'a üflemesi misali yüksek ve derin bir ses duyuldu. Ses adada deprem etkisi yarattı. Çoğu kişi şokla  kulaklarını kapatıp çığlık çığlığa yere çöktü.

Bu ses uzun ve acı çeker gibiydi. Bir dakika kadar sürdü.

Herkes kulaklarını kapatmış yere çökmüşken Sasuke olduğu yerde öylece durdu, kalbi ağzında atıyordu, aklına gelen şeyin olduğunu görmek istemediği için arkasını dönemiyordu.

Ses zannedilenin aksine Namnamnam sarayının yardım çağrısı için kullandığı üç ayaklı gümüş borazan dan geliyordu.

Sonunda ses bitip herkes tepelerin üstündeki saraya baktığında ağızları açık kaldı.

Sasuke'nin korktuğu şey oluyordu.

Namnamnam sarayından simsiyah bulutlar yükseliyordu. Bu dumanlar acil çağrı için kullanılıyordu, ve tek bir anlamı vardı...

Klonlar yere çökmüş acıyla kıvranıyordu.

Bir klonun ağzından çıkan o kelimeler Sasuke'nin kalbine ok gibi saplandı.

"Namikage-sama'ya suikast girişiminde bulunuldu."

NAMİKAGE | SasuNaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin