3.5

412 62 84
                                    

Sarayın kuzey batısından, karlı dağlara uzanan ıslak bir patika vardı. Patikayı sinirli adımlarla takip eden kişi, geçtiği yerlerde ayak izleri bırakıyordu. Uzaklardan, üstündeki buzların altından nehrin boğuk şırıltısı ve yeryüzüne lapa lapa düşen karların hışırtısı duyulabiliyordu. Naruki her Nazse gibi en ufak sesleri duyabilirdi, hatta bir solucanın yer altında yaptığı haraketler gibi küçük sesleri bile duyabildiğini iddia ediyordu, ancak şimdi kulakları bu tür sesleri duymak için fazla uğultuluydu. Hiç olmadığı kadar öfkeliydi.

Attığı sert adımlardan, sıktığı dişlerinden ve avucuna batırdığı tırnaklarından ne kadar öfkeli olduğu anlaşılabiliyordu. Etrafındaki tüm sesleri bastırarak mırıldanıyordu.

"Aşağılık piç. Bugün her şeyi bitireceğim. Her şey bugün bitecek ve ben senin kıçına tekmeyi koyacağım, hah!" Söylediklerini tekrar edip duruyordu. "Ben ki... senin atalarını bile gördüm. Keşke o zamanlar içtiğimiz şarap şişelerinin üstüne atalarını oturtsaydım da var olman imkansız hale gelseydi. Soyunu hadım etmeliydim. Piç kurusu, saygısız herif. Kendini ne bok sanıyorsun ha?"

Normalde asla küfür etmeyen biri olarak gerçekten sinirlenmişti. Bu içinde tuttuklarının yarısı bile değildi.

Savaş tehlikesi gittikçe arttığı için Sasuke onu odasına kilitlemişti. Naruki bir haftalık uğraştan sonra kaçabilmişti. Çünkü görülecek bir hesabı vardı. Ancak elbette öfkesi Sasuke'ye değildi. Onu kandıran aşağılık bir piç kurusunaydı.

Naruki, yüzyıllarca süren yaşamının aksine hiç tecrübe kazanmamış bir bebek gibiydi. Hala saftı ve kandırmak çok kolaydı. Yaptığı hatalardan asla ders çıkarmıyordu ve yapmaya devam ediyordu. Bunun aptalca olduğunu bilip kendine kızıyordu, fakat sayamadığı kadar çok yaşamıştı ve karakterini değiştirmek imkansızdı.

Kandırılmıştı.

Geçmişinde Naruto ve Sasuke'den başka kimseye güvenilmeyeceğini en iyi o biliyor olmalıydı. Ama yine yaptığı hataları tekrarlamıştı. Ve şimdi, aptallığı yüzünden tehlikede olan tek kişi kendisi değildi. Naruki gözlerinden akmak için hazırda bekleyen gözyaşlarını geriye itti ve burnunu çekti. Böyle olmasını istemezdi...

Tepedeki ağacın önüne yaklaşırken öfkesini kontrol altına almaya çalıştı. Karlarla süslenmiş büyük ağacın altında duran yakışıklı kişiyi gördüğünde öfkeden gözü döndü.

Yakışıklı, Naruki'yi görünce kollarını açtı ve bağırdı, "Naruki! Aşk bahçem, sonunda geldin!"

Bu son damlaydı. Naruki ona doğru koştu. Adam onun sarılmasını beklerken Naruki'nin bacak arasına güçlü bir tekme atmasıyla acıyla inleyerek yere çöktü. Naruki durmadı, acıyla yere eğilmiş bedenin sırtına art arda tekmeler indirmeye devam etti. Ne kadar narin bir görünümü olsa da yumrukları ve tekmeleri kan kusturacak kadar ağırdı.

"Beni kandırdın!! Onlara dokunmayacağını söyledin ama Naruto'mu öldürmeye çalıştın! Orospu çocuğu, git kendini becer!!"

Naruki duraksadı ve yerdeki adamın dağılmış görüntüsüne baktı. Bu görüntünün onu etkilemesine izin vermeyecekti. Artık eski aptal Naruki yoktu onun karşısında. Eskiden bu adama nasıl aşık olduğunu düşündü. Şimdi ondan tiksiniyordu. Suratına tükürmek istiyordu.

Adam acıyla kalkmaya çalıştı, "Naruki'm... açıklamama izin ver.."

Naruki onun ağzına tekme attı, "bana bir daha Naruki'm dersen dişlerini sökerim."

Adam ağzındaki kanı silerek çaresizce ellerini kaldırdı ve soluklandı. İnsan formuna geçmiş güçlü bir yaratıktı fakat eğer Naruki ile dövüşecek olsa hiç şansı olmazdı. Naruki'nin sevdiklerine pamuk gibi, sevmediklerine karşı ise vahşi bir tutumu vardı. İşte bu yüzden onu kendine aşık etmeye çalışmıştı, sarayı içten içe çökertebilmek için...

NAMİKAGE | SasuNaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin