Bölüm 26/👨‍✈️🍓👩‍💼

29.4K 2K 474
                                    

Bölüm ithafı: yesimcanlar

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin çileklerim.❤

Yazım hatası varsa kusura bakmayın.❤

Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓

Bedenimde kilitlenen elleri dudaklarımın iki yana kıvrılmasına sebep oldu. Benden beklemediği bu konuşma sadece giriş kısmıydı.

"Ruhum senin" kulağından itibaren yolunu belirleyen dudaklarım sol gözünün kenarında durdu. Varla yok arası bir öpücük bırakıp dudaklarına ilerledim. Üst dudağımı alt dudağının kenarlarına sürttüm. Sıcak nefesini bıraktı, gözleri kapandı.

O bana yenildi, ben onunla kazandım.

Sağ elini alıp tam kalbimin üzerine bıraktım. Çenesinin üzerinde hareket eden dudaklarım ucuna doğru bir öpücük bıraktım. "Kalbim senin."  Göğsümün üzerindeki eli hafif bir baskı uyguladı. Kapattığı gözlerini açtı.

"Hümeyra" sesi öyle yoğundu ki, konuşmaya zorlanıyormuş gibi. Konuşsa ne diyeceğini bilemiyormuş gibi. Dudaklarım örttü dudaklarını, öpmedim amacım onu susturmaktı. Saatlerdir kendimi hazırlamaya çalıştığım bu anı bozmak istemiyordum.

"Ben sen olmuşken istiyorum ki bedenimde senin olsun, sen benim ol" bir eli kalbimin üzerindeyken diğer eli belime dolandı, kendine doğru çekti.

"Yapma" dudaklarımızın arasından çıkan sesi yalvarır gibiydi.

"Bizim ilişkimiz klişe adımlarla başlamadı." Boştaki elimle boynunu okşadım, parmaklarım kısa saçlarının arasına dağıldı. "İlk ben geldim sana." Dudakları kıvrıldı. "İlk ben tuttum elini." Dudaklarım kıvrıldı, nefesimi dudaklarının üzerine üfledim. "İlk ben haykırdım sevdiğimi." Belimdeki eli sıkılaştı, parmaklarını tenimi sıkarcasına bastırdı. Dudaklarından ayrıldım, başımı kaldırdım. O an baktığımı hissetmiş gibi açtı gözlerini. Okyanus mavisi gözleri zifiri karanlık bir gece gibi koyulaşmıştı. "Benim için ilk kim gelmiş, ilk kim tutmuş önemli değil. Sevdiğim adam için attığım hiçbir adımdan pişman olmadım. Şimdi olmayacağım gibi" kaşları yavaşça havalandı. Elim elbisemin cebine gitti içindeki kutuyu dışarı çıkarmadan açtım. Dolmuştan iner inmez büyük bir heyecanla gidip almıştım. Cebimdeki elimi çıkarıp tuttuğum kutuyu gözlerinin hizasına doğru getirdim.

"Yüzbaşı Alpay Türkoğlu, hiç kimsenin baskısı altında kalmadan soyadını benimle paylaşır mısın? Benimle evlenir misin sevgilim?"

Gözleri bir anlık kutudaki yüzüklere kaydı sonra yine bana baktı. Sustu. Uzunca bir süre konuşmadı. Bedenimdeki elleri taş misali kilitlendi, durduğu yerden milim oynamadı. Gözlerini kapattı, dudakları hareket etti yavaşça.

1...2...3...4...5...

Gözleri tekrar açıldı elimde duran kutuya baktı. Alt dudağımı dişlerimin arasına sıkıştırdım. Onun bu hali beni daha çok heyecanlandırıyordu.

"Rüya değil" dedi gözlerimin içine bakıp. Hafif bir kıkırtı  döküldü dudaklarımdan, başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. "Değil" diyerek eşlik ettim.

Güldü... O güldü, ben bir güneş misali tekrar doğdum.

Tüm sesler kesildi bir biz kaldık geriye.

"Sen benim hangi geceye sığdırdığım duamsın" soru sorar gibi değil daha çok şükreder gibiydi. Bedenim havalandı, ayaklarım yerden kesildi başım boynuna düştü. Kokusu ciğerlerime bayram günü yaşattı. O beni sıkıca sarınca kollarımı boynuna doladım. Bedenini biraz daha yukarıya doğru kaldırdı ona yardımcı olmak için bacaklarımı beline doladım. Kulağımın dibinde bıraktığı nefesi huylanmama sebep oldu.

İki Gözümün Çileği🍓 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin