Bölüm 10/👨‍✈️🍓👩‍💼

42.9K 2.6K 250
                                    


Yıldıza dokunmayı unutmayalım.

Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓

🍓🍓

"Sibel sen şaka mısın?"

"Sarıl bakalım şaka mıyım değil miyim?" Diyerek iki yana açtığı elleriyle gel işareti yaptı.

Sibel'in açtığı kollarının arasına bir hızla girdim. Küçük çocuklar gibi birbirimize sıkıca sarılıp gülüşüyorduk. Geri çekilip iki yanağına birer öpücük bıraktım.

"Yaa neden söylemedin. Kaç gündür tayininin nereye çıkacağını düşünmekten kafayı yiyecektim."

"Aslında buraya çıkacağı başından belliydi. Ben sadece erkenden seni umutlandırmak istemedim. Hem sürpriz oldu fena mı."

"Gülşah annem ve kızlar çok sevinecek buna, onlara da haber vermeliyiz." Dedim iki elimi birbirine vurup yerimde zıplayarak.

"Onların haberi var ki" dedi tek omzunu yukarı kaldırıp indirerek.

"Nasıl ya. Biz öğlen konuştuk bir şey söylemedi, kargo göndereceğim adres ve.." cümlemi bitiremeden bana oynadıkları oyunu geç olsada anlamıştım. Şaşkınlıktan ağzım açılmış kocaman gözlerle Sibel'e baktım. Onun da yüzünde bastırmaya çalıştığı bir gülümseme vardı. "Size inanamıyorum. Ya siz hepiniz bana oyun mu oynadınız?" Diyerek tek elimi belime koydum. Sibel gülümseyip tekrar sarıldı. Birbirimizden bu kadar ayrı kalmaya pek alışık değildik uzun bir sürede sarılmaya doyamazdık. İçimdeki coşkuyu durduramıyordum, küçük bir çocuk gibi hoplayıp zıplamak istiyordum.

Yan tarafımda hissettiğim dürtü ile sarılmayı bırakıp Sibel'e baktım. İşaret parmağıyla resmen beni dürtüyordu, pardon deşiyordu. Gözleriyle arkamı işaret edince dönüp baktım. Alpay hala gitmemiş bizi izliyordu.

"Kusura bakma heyecandan sizi tanıştırmayı unuttum" diyerek Alpay'a baktım. Yüzünde her zaman ki ciddi ifadesi vardı, kaşları hafif çatık, okyanus mavisi gözlerinin içinde dalgalar raks ediyordu. Dolgun dudaklarını birbirine bastırmış, dudağının sağ bitiminde ufak bir ben vardı. Şimdi tam oradan öpmek vardı ki belimden sokan arı hayalleriminde içine soktu.

"Ayy" diyerek kısık bir inleme çıktı dudaklarımın arasından. Elimi belime atıp Kraliçe arı Sibel'in elini tuttum.

"Neyin var?" Diyerek bana doğru adım atan Alpaya bakarak gülümsedim.

"Bir şey ısırdı galiba. Önemli değil." Diyerek doğruldum. Alpay'a Sibel'i göstererek konuştum.

"Alpay bu arkadaşım Sibel, edebiyat öğretmeni buraya atandı, artık birlikte kalacağız." Diyip tekrar Sibel'e dönerek gülümsedim.

"Sibel bu da Alpay karşı komşumuz." Diyerek evlerini işaret ettim. Sibel Alpay'a doğru yaklaşıp elini uzattı.

"Memnun oldum."

Alpay
"Bende memnun oldum. Hayırlı olsun" dedi ve cevap beklemeden elini çekip bana doğru döndü.

"Ben eve geçiyorum. Sana söylediklerimi sakın unutma" diyerek sağ gözünü kırptı. Bu hâline karşılık sessiz kalıp tebessüm ettim ve başımı aşağı yukarı hareket ettirerek onayladım. Apartmandan içeriye girince derince bir nefes alıp Sibel'e döndüm. Ağzı bir karış açık önce Alpay'ın girdiği apartmana sonra bana baktı. Omzumu silkip kolundan tuttum.

"Hadi eve girelim."

"Girelim tabii, alayım senin ifadeni."

🍓🍓🍓

İki Gözümün Çileği🍓 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin