Bölüm 18/👨‍✈️🍓👩‍💼

34.6K 2.2K 338
                                    

Bölüm ithafı: evedallas

Bölüm sınırı: 350 vote ❤

Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓

Yazar'dan...

Saatlerdir saçlarını okşadığı kızın acısını kalbinde hissetti. Onun gözünden düşen yaşlar kendi gözünden akıyormuş gibi yaktı canını. Hele ki bu hale gelmesine sebep olan kendi yeğeniyken nasıl teselli edeceğini bile şaşırmıştı. Asiye biliyordu, yeğeni Seher'in oğluna olan hislerini ama bilmemezlikten, görmemezlikten geliyordu. Eğer oğlu isteseydi onay verirdi ama Alpay'ın gözleri bir kere bile Seher'e dokunmamıştı. Seher kendi kendine gelin güvey olmuş, bu uğurda Hümeyra'yı da harcamıştı.

Güzeldi Hümeyra, yüzü gibi kalbi de tertemizdi. Asiye oğlunu ilk kez bu denli mutlu görüyordu. Alpay genel anlamda çok konuşmaz, gereksiz muhabbetlere girmez, yalnız kalmayı çok severdi. Ama Hümeyra'yı tanıdığından beri yüzünde hep bir gülümseme, sürekli neşeli bir halleri vardı. Asiye'ye göre Hümeyra, Alparslan'ın yıllar önce ettiği duanın karşılığıydı.

30 yıl önce...

"Asiye'm" dedi Alparslan gözleri dolu dolu. Kucağında dakikalar önce dünyaya gözlerini açmış minicik oğlu, karşısında huzurum dediği karısı. Konuşmak için çabalıyordu ama karısının adından başka tek kelime çıkmıyordu ağzından. Bu anı çok hayal etmişti ama hiç böyle olacağını düşünmemişti. Şu yaşadıklarına günlerce şükretse yetmezdi. Bir adım attı karısının yanına doğru, yatağın kenarına oturduğunda oğlundan aldığı bakışları huzuruna sundu. Asiye'nin mavi gözlerle kesişen gözlerinden ard arda yaşlar akmaya başladı. Sevdasını ilk kez ağlarken görüyordu genç kadın. Alparslan onun gözünde asla yıkılmaz, hiç ağlamaz, gücüyle taş taş üstüne koymayan bir adamken küçücük bir bebeğe yenilmişti. Onların bebeklerine, ikisinden bir parça olan oğullarına. 

"Asiye'm, bizim oğlumuz" istiyordu ki karısı onaylasın, bunun bir rüya olmadığına inandırsın. Asiye akan yaşlarını elinin tersiyle silip yüzüne bir tebessüm kondururken, başını hızlıca salladı. Genc adamın gözleri oğluna tekrar düştü. "Oğlum" dedi göz yaşları kundağın üzerine damlarken. "Babam" diyerek boynundan kokladı. Cennet kokuyordu oğlu. Karısının kokusu vazgeçilmezdi ama oğlunun kokusu unutulmaz bir kokuydu. "Hoş geldin can parçam" dedi Alparslan kesik kesik nefeslerinin arasından. Alt dudağını kemirdi, ağladığına inanamaz bir halde sersemce sırıttı. "Oğlumuz beni ağlatıyor Asiye'm" diyerek başını iki yana salladı. Kocasının oğlunu şikayet edişine güldü Asiye. Onun göz yaşları da durmadan akıyordu. Akan her bir damlada bir şükür, bir sevinç, bir kavuşma vardı.

"Oğlumuz babasına benzeyecek" dedi Asiye. Daha yeni doğmuştu, bebekler büyüdükçe değişir derlerdi ama Asiye çok dua etmişti. Babası gibi mert, vefalı, yakışıklı bir oğlu olsun istemişti. Biliyordu Asiye oğlu tıpkı babasına benzeyecekti.

"Benzesin Asiye'm" dedi Alparslan, Asiye'nin aksine farklı bir açıdan bakıyordu. "Oğlumuz bana benzesin, ben gülmeyi seninle öğrendim, sen bana huzur oldun, sen bana sıcacık bir yuva oldun." Kısa bir sessizlik oluştu. Bakışlarını oğluna indirdi. "Oğlumda babası gibi onu mutlu edecek insanı bulsun. Her günü şükürle geçsin, yüzünden gülümseme eksik olmasın. Siz ikiniz hep mutlu olun Asiye'm."

Kalbi daraldı genç kadının. Güzel konuşuyordu kocası, ama derin konuşuyordu. Mutlu olması lazımdı bu sözlerine ama Asiye'nin yüreği yanıyordu.

"Birlikte mutlu olacağız Alparslan. Sen, ben, oğlumuz. Gelinimizi sen seçersin artık" dudaklarından hafif bir kıkırtı döküldü. "Oğlumuza tıpkı annesi gibi bir eş seçersin" diyerek bir eliyle oğlunun siyah saçlarını hafifçe okşarken diğer elini kocasının yanağına bastırdı. Alparslan yüzünde ki elin avuç içini öptü. Başı hafif yan yatarken ilk kez içindekileri dışına döktü.

İki Gözümün Çileği🍓 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin