Bölüm ithafı: Thesraella❤
Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın.❤
Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓
Çantamı portmantoya atıp hızlıca salona geçerek koltuğun üstüne yüzüstü bıraktım kendimi. Ne zaman araba ile yolculuk yapsam son saatlerinde artık bitsin şu yol deyip huysuzlanma moduna geçiş yapıyordum. Kapının kapanma sesi geldi. Muhtemelen Alpay bavulumu odaya bırakmıştı. Adım seslerini duysamda yerimden kalkmaya hiç halim yoktu.
"Yavrum" dedi keyifli bir şekilde. Yattığım yerden başımı ona doğru çevirdim. Hiç yorgun gibi durmuyor aksine çok dinç bir şekilde tam tepemde bekliyordu. Sanki onca saat araba kullanan o değilde bendim.
"Hiç mi yorulmadın?" Derken yastığa bastırdığım yanağımdan dolayı dudaklarım büzüşmüş, sesim değişmişti. Üzerime doğru eğildi.
"Ben daha gencim" dedi sırıtarak. Ben gözlerimi devirince o da bir kahkaha attı. Yüzüme gelen saçlarımın üstünden yanağımı öptü. Kıkırdadım. Hâlâ yüzü yüzümün hizasında burnunu tenime sürtüp beni güldürürken bir kolunu göğsümün üzerinden diğer kolunu bacaklarımdan geçirip havaya kaldırdı. Uzaktan bakıldığında değişik bir görüntü olduğumuza emindim. Başımı tamamen aşağı eğdim, bedenimi bedenine yasladı. Sanki uçurur gibi yan tutup hızlandırdı. Kollarımı açıp ona ayak uydurdum. Odama götürene kadar tüm evi kahkahalarımız sarmıştı. Yan yana geldiğimizde hiç büyümeyen iki çocuk gibiydik.
Alpay bedenimi yavaşça yatağa bıraktı. Üzerime doğru çıkıp kendini yana atınca ona doğru döndüm. Elimi yanağına koyup yavaş yavaş okşadım. Elimin altında bir kedi gibi sürtündü. Biri diğerinin altına girmiş yüzüklerimi görünce alt dudağımı dişlerimin arasına alıp biraz daha yanaştım. Hemen sarılıp kendine çekti.
"Sevgilim" dedi saçlarımı okşarken. Büyük ihtimalle yüzümdeki sırıtışın anlamını merak ediyordu.
"Öyle demeyeceksin" deyip yanağını sıktım. "Nişanlım diyeceksin" aklıma gelenle oynak yanım kıkırdadı bir anda. "Dünya güzeli nişanlım diyeceksin." Dedim kelimelere bastırarak. Gür bir kahkaha attı. Onun kahkasından sonra benim ciddi halim sadece 3 saniye sürdü. Sırtımdan geçirdiği kolunu kaldırıp beni üzerine çekince hiç zorluk çıkartmadan üzerine uzanıp çenemi göğsüne yaslayarak alttan bakışlarla bir süre izledim yüzünü.
"Dünya güzeli nişanlım" deyince ikimiz aynı anda güldük. Burnumun ucuna vurdu. Sonra uzanıp vurduğu yeri öptü. Uzun uzun baktı gözlerime. Eskiden şiirlerde denk gelirdim sevdanın gözlerinde boğulmak diyen nice şair vardı. Hep garipsemiştim bunu. Bir insan bir çift gözde nasıl boğulur ki diye düşünürdüm. Onun gözlerinde öğrendim en derinlere dalıp boğulmayı. Boğulup ölmemeyi, onun bir bakışında öğrenmiştim.
"Bu gece" dedi efsunlu bir sesle. Ben hayran hayran gözlerine bakarken, bir kelebek kanatlarını açtı, içimi coştururcasına çırptı. "Benim için hazırlan." O böyle fısıldayınca kelebek yavaşça süzüldü derinlere. İçimde yanmaya hazır ateş, kıvılcımlarını sıçratmaya başladı. Dudaklarına doğru uzandım. "Senin için." Diye fısıldadım öpmeden hemen önce. Başımı göğsüne yasladı, kalp atışlarının huzuru ile bir süre gözlerimi kapattım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama ne o uyumuştu ne de ben. Sessizce birbirimize sarılarak zamanı ilerletmiştik. Eminim onun aklında da benim düşüncelerim vardı. Her zerrem istiyordu artık. Onun olmayı, onun için yanmayı. Elbette günahını biliyordum. Lâkin bizim şu halimiz bile günahken artık gerisini düşünmeyi reddediyordu kalbim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Gözümün Çileği🍓
أدب نسائي"Başka bir kadın oldu mu?" Güldü. İlk kez bu kadar içten, bu kadar nefes kesici güldüğüne şahit oluyordum. Bu gülüş öyle çok işlemişti ki gözlerime aklımdan her şey silinse bir tek bu gülüş kalırdı. "Sence" dedi burnunu burnuma sürterek "Sence olm...