Draco yutkunup "Peki... Mug- yani sihirsiz yöntemler nasıldır?" dedi.
"Lütfen, her kelimeni düşünerek söylemene gerek yok. Alışkın olmadığını biliyorum, emin ol diğerleri de yadırgadı." Draco ona bakarak "Sizin için zor olmuştur..." dedi.
Kadın tekrar güldü. "Aslında, Draco-" sonra duraksayıp "Sana böyle seslenebilirim, değil mi? Elbette bana Amy demen karşışığında." Draco bir an duraksasa da kafasını salladı.
"Aslında Draco, bunu bir hastalık gibi gören çok fazla insan var ama sihir kullanamamak sadece yanında sihirbaz varken suçlu hissettiriyor." Draco yutkundu. "Size öyle demek istemedim... Hasta olduğunuzu düşünmedim."
Amy güven verircesine "Biliyorum Draco," dedi. "Yanımda bir şeyleri dokunmadan hareket ettirmekten çok daha fazlasını yapabilen insanlar varken yetersiz hissediyordum. Hem de, soyadımdan da anlaşılacağı gibi bunun sıkça yaşandığı bir ailede doğmadım... Yani kimse hoş karşılamadı."
Draco gözlerini ellerine çevirdi. Kadın masanın üzerinden biraz uzanarak "Bunu suçlu hissetmen için anlatmıyorum, Draco." dedi. "Bunu artık aştığımı anlayabilmen için anlatıyorum. Yani her şeyi seçerek söylemek zorunda değilsin, seni rahat ettirecekse kaşında bir cadı varmış gibi düşün."
Draco kafasını iki yana sallayıp "Hayır," dedi. "Bunu istemiyorum, size saygılı olmak istiyorum ve bunu sihir kullanamadığınızı kabul ederek yapacağım."
Amy gülümsedi, sonra arkasına yaslandı. "Eh, sanırım buraya heyecan verici hikayemi dinlemeye gelmediniz."
Draco yavaşça kafasını salladı. "Darlene yemek yiyemediğinden bahsetti. Bana anlatmak ister misin?"
Draco çekingence "Yiyemiyorum." dedi. "Midemde çoğu zaman bir ağrı var, çok fazla yürürsem... Ya da merdiven çıkmak zorunda kalırsam canım yanıyor." dedi. "Kokular midemi bulandırıyor, yemeklerin kokuları fazla baskın."
Amy kafasını sallayarak "Anlıyorum." dedi. "Peki bu ne zamandan beri var?"
Draco gözlerini Amy'nin elindeki kaleme çevirerek "Yaklaşık bir aydır..." dedi. Savaştan beri.
Bir an sonra kadın eğilerek "Draco," dedi. "Savaşı anlatmak senin için zor olur mu? Başına ne geldiğini öğrenmek istiyorum."
Draco kafasını iki yana salladı, bir an söylemekten emin olamasa da "Aslında... Anlatmak iyi bile gelir." dedi. "Bunu soran çok fazla insan olmadı. Yapanlar da Seherbazdı."
Amy yüzüne onu güzel gösteren ufak bir gülümseme oturttu. "Nereden istersen oradan başlayabilirsin, istersen olayları anlatmadan sadece hislerini anlatabilirsin."
Draco kafasını salladı, aniden sadece hislerini anlatma düşüncesi kendisine heyecan verici geldi. Daha önce kimse kendisinden böyle bir şey istememişti.
"Okula... Bir dolap sokup tamir ettim." Ama kendisine engel olamadan olayları anlatmaya başladı. "Diğerleri- Ö-ölüm Yiyenler oradan girdiler, benim Dumbledore'u öldürmem gerekiyordu."
Söyledikleri bir an kendisine ağır geldi. Sanki bunu yapmak zorunda kalan kendisi değilmiş gibi, bir an omuzlarına binen yükü görünce geçmişte olduğu çocuğa acıdı.
"O adamdan korkuyordum... Dumbledore'dan." Amy dikkatle kendisini dinliyordu, Draco bunu kendisine bile ancak itiraf ediyordu. "Her şeyi biliyordu, bir yıl boyunca çocukça bir çaresizlikle onu... Ö-öldürmeye çalıştığımı biliyordu. Ölmesi gerektiğini ve daha da önemlisi bunu kimin yapması gerektiğini biliyordu."
Nefesi bir an kesilir gibi olduğunda Amy öne eğilerek "Draco, kendini bu kadar gergin hissetmene gerek yok." dedi. "Seni zorlamıyorum, ne kadarını anlatmak istersen o kadarını dinleyeceğim."
Draco kasılan omuzlarının gevşediğini hissetti. Gözlerini ellerine indirerek "Şimdi benden nefret ediyorsundur." dedi. "Senin ve senin gibilerin- hatta Muggle doğumlu olan büyücülerin ölmesini istiyordum."
Amy sakin sesiyle "İstiyor muydun?" dedi.
Draco gözlerini ona çıkararak duraksadı. "İsteyen taraftaydım."
Amy biraz gülümsedi. "Ama istiyor muydun?"
Draco onun ne dediğini anlayarak gözlerini odadaki ahşap çerçeveli pencereye çevirdi. Yüzünün kızardığını hissetti, ne saçmaydı, bir sebebi bile yoktu. "İstemiyordum."
Amy kendisine eğilerek "İşte bu, Draco." dedi. "Ne olduğun taraf, ne yapmak zorunda kaldığın şeyler-"
Draco onun sözünü keserek "Hayır," dedi. "Çaresizce savaştan kaçmayı arzulamam iyi bir şey değil. Evimin zindanlarında aydınlık tarafın büyücülerini kilitlerken... Kilitlerini açmayı istemem önemli değil."
Amy sakince "Öyle mi?" dedi. Biraz sessizlikten sonra "Draco, korkmak suç değil." diye devam etti.
Draco açıkça irkildi, gözlerini masadan Amy'e çevirerek kırpıştırdı. Amy kendisine yavaşça, güven vermek ister gibi gülümsedi.
Bunu kendisine söyleyen ilk kişiydi. Korkmanın sorun olmadığını, korkabileceğini, insanların korktuğunu söyleyen ilk kişi oydu.
-
Drarry etiketinde 2deyiz anlik🥳🥳 dusmeden once seri kutluyoruz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate The Way / ❝Drarry❞
FanfictionEven after everything we been through, thought i was the one with all the issues. ^Bu kurgu anksiyete, yeme bozukluğu gibi tetikleyici unsurlar içerir. Lütfen sizi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsanız okumayın.