18

2.6K 293 42
                                    

"Draco, neden onların yanına gitmiyorsun?" Draco kendisine seslenen annesine döndü. Masadan ancak kalkan kalabalık koltuklara kurulurken annesinin gösterdiği yere baktı.

Aynı salonun kolonların arkasında kalan bölümünde oturuyorlardı. Farklı bir oda gibiydi, bu yüzden orayı tercih etmiş olmalılardı. "Anne..."

Annesi duraksamadan "Hadi, oğlum." dedi. "Onları ağırlayan biziz, seni çağırmalarını beklemen saçma olur."

Draco ilerleyip oturan annesine baktı, sonra derin bir nefes vererek ellerini üzerine sildi. Yavaşça adımlayarak yaklaştı, diğerlerinin görüş açısına girdiğinde kalbi boğazında atmaya başladı.

Kendisini görünce bir anlık sussalar da Draco ilerleyip bir köşeye oturunca konuşmaya devam ettiler. Draco sessizce ellerine bakarken onları dinledi.

Zahmetsizlerdi. Tek kelimeyle, çabalamıyorlardı. Onlar için konuşmak zor değildi, iyi anlaşmak zor değildi. Suyun akması gibi sakince, onlara göre olması gerekenin bu olduğu belliydi.

Draco'ysa bu akışın içinde değildi, o şimdi kendini diğerlerinden soyutlayarak bu kahramanların masadaki hallerini düşünüyordu. Yemekle arasının iyi olduğu belli olan Weasley üzerine elmalı turtasından biraz dökmüştü. Draco onları izlerken Potter sakince uzanıp onun üzerindeki turtayı almıştı, Granger sanki görevi buymuş gibi hızlıca sözsüz bir temizlik büyüsü yapmıştı. Böylelikle kimse fark etmemişti.

Draco hariç.

Bu kadar olağan olmalarını korkunç buldu. Sanki hep bunu yapıyorlarmış gibi. Sanki birbirleri için konuşmaya bile ihtiyaçları yokmuş gibi, Draco'nun asla sahip olamadığı kadar iyi arkadaşlarmış gibi.

Ancak Draco'nun fark ettiği tek şey bu değildi. Ani seslerde hepsi irkiliyordu, bir ev cini servis yapmak için pop sesiyle aniden belirdiğinde dişi Weasley refleksle asasını almak için elini beline bile uzatmıştı.

Her zaman gözetimde olan Seherbazın diğer odadaki ani konuşması Potter'ı hızlıca irkiltmişti, Granger elini onun koluna uzatıp okşamıştı.

Draco hala ellerine bakıyorken bunların kötü şeyler olduğunu bilse de, fark edebildiği için suçlu bir memnuniyet hissetti.

Kahraman gibi durmuyorlardı, korkusuz değillerdi. İrkiliyorlardı, çekinceleri vardı, akılları hala geçmişteydi.

Onları böyle görebildiği için kendini iyi hissetmesi kötüydü, korktuklarını izlemek iyi gelmemeliydi.

Ama iyi geliyordu. Onların da korktuklarını görmek Draco'nun hastalıklı bir şekilde güçlü hissetmesini sağladı. Tek korkanın kendisi olmadığını bilmek rahatlatıcıydı.

Ama o anda, Draco ellerine bakarak diğerlerinin konuşmalarını dinlerken kulağında bir ses çınladı. Draco, korkmak suç değil.

Bu cümlenin öznesinin sadece kendisi olmayacağı açıktı. Korkmak suç değildi, ama onlar için bile mi? Korku duyuyorlar mıydı, yoksa hissizleşmişler miydi? Artık kurtarmaya kurulu birer kahraman robotu mu olmuşlardı?

"Sekizinci sınıf için dönmeyi düşünüyor musun?" Draco hızla irkilerek kafasını kaldırdı, kendisine seslenildiğini anlayana dek kız aynı soruyu iki kez sormuştu.

Granger'ın yüzüne bakıp yutkundu. "S-sekizinci sınıf mı?" Kız dostça kafasını salladı. "Bütün mezun olamayan 7. sınıfların devam edeceği söyleniyor. Bu sene de Hogwarts mektubu alabiliriz."

Draco gözleri yere inerken bunu gülünç buldu. Kızın hala cevap beklediğinin farkına vararak sessizleşen odada gözlerini gezdirdi. "Hayır, muhtemelen dönmem."

Draco açıkça konuşmanın bittiğini düşünürken Granger "Bunu düşünen sadece benim, anlaşılan." diye devam etti. "Hogwarts'tan mezun olmayı önemseyen başka öğrenci yok mu?"

Draco hala öylece ona bakarken Potter "Neville de dönecek," dedi. Draco ona döndüğünde hala Granger'a bakarak konuşuyordu. "Bitkibilim Profesörü olmak istiyor, mezun olması gerek."

Ron Weasley "Eh," dedi. "Bizim neslimiz için diploma soracaklarını sanmıyorum. Seherbaz olmak için büroya başvuracağım, staj yapmak için gideceğim kesin ama kimse bana Hogwarts'tan mezun oldun mu, diye sormadı."

Konuşma devam ederken Draco içine giremedi, tekrar ellerini izlemeye dönerken bunun kendisi için de geçerli olup olmadığını düşündü. Bu sene Hogwarts'tan mezun olamamanıza şaşmamalı, Ölüm Yiyen olarak oldukça meşgul olduğunuz bir gerçek.

Hayır, kimse kendisine bunları söylemezdi.

Umursamadı, düşünecek daha önemli şeyler vardı. Birkaç gün sonra tekrar gideceği Şifacısı gibi, ya da Draco'nun aklından bir şekilde çıkmayan anıların devamı gibi.

Hate The Way / ❝Drarry❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin