25

2.3K 231 47
                                    

Draco baktığı masanın ardındaki Amy'nin konuşmasını dinliyordu. "Draco?"

Anlaşılan pek de dinlemiyordu.

İrkilerek Amy'e döndü. Kadın hafifçe gülümseyerek "Bir sorun mu var?" dedi.

Draco derin bir nefes verdi. Anlatmaması gerekiyordu. Aslında zaten anlatmazdı da. Ama içindekileri dökmeyi o kadar çok istiyordu ki...

Bir an sonra, gördüğü anıyı hatırlıyormuş gibi anlatabileceğini fark etti.

Derin bir nefes vererek bir yalanı daha etrafa saçtı. "Dün uzun zaman sonra hatırladığım bir şey yüzünden uyku bile uyuyamadım." diye giriş yaptı. "Bunu anlatabilir miyim?"

Amy "Elbette." dedi. "Ne istersen."

Draco gözlerini pencereye çevirerek "Bu Harry Potter hakkında," dedi. "Çoğu şey gibi... Onunla ilk tanıştığımız zamanı hatırladım. Ama bunu özel kılan ilk olması değildi, o olduğunu bile bilmiyordum."

Draco devam etmeyince Amy teşvik ederek "Peki bunu özel kılan nedir?" dedi.

Verdiği derin bir nefes, konuşmadan önce yapabileceği tek şeydi. "Ona söylediklerim. Kim olduğunu bile bilmeden... Aslında sanırım biraz bencil davranıyorum. Ona söylediklerim için pişman olmaktan çok, eskiden olduğum çocuğa acıyorum."

Amy sakince baktı, kaşlarındaki eğilme Draco'nun her zaman göremediği bir mimikti. Yani Draco'ya üzülüyor muydu? Haklıydı, Draco da kendine üzülüyordu.

Biraz sessiz kaldı, Amy hiçbir şey söylemeden bekledi. Sonra Draco devam etti. "Ona Muggle doğumluların okula alınmaması gerektiğini anlattım. Bazılarının Hogwarts mektubu alana kadar oranın adını bile bilmediğini söyledim..."

Kaşlarını çatarak bakışlarını Amy'e çevirdi. "Ondan bahsediyordum. Onun da Hogwarts'ın adından bile haberi yoktu."

Amy "Onun Harry Potter olduğunu bilmiyordun, öyle değil mi?" dedi. Draco kafasını iki yana sallarken "Bu daha kötü," diye devam etti. "Kim olduğunu bile bilmeden herhangi birine kan saflığı hakkında atıp tutmam daha kötü. Kendi cümlelerini kuramayan bir çocuktum."

Amy derin bir nefes verdi. "Bu konuda haklısın. Kendi cümleleri olmayan bir çocuktun... Daha çocuktun Draco, kimse çocuklara anne babasından gördüğü şeyleri yaptığı için kızamaz."

Draco yükselen sesiyle ona dönerek "O zaman daha sonrası?" dedi. "Bunlara inandım, fikrim sonra değişse bile o zamana kadar Muggle doğumluların ölmesinin daha iyi olacağını düşündüm."

Amy, Draco'nun aksine sakin sesiyle "Çünkü sadece cümleler kopyalanmaz," dedi. "Onları kopyaladın. Aynı nasıl görünüşün onlara benziyorsa Draco, saçların nasıl babanla aynı renkteyse, yıllarca ona maruz kalan zihnin de onunkiyle aynı renkteydi."

Draco dolu gözleriyle tekrar kafasını onaylamazca salladı. "Sihir yapabilenlerin anne babasının ne önemi vardı? Bunu düşünmedim bile, yok olmalarını diledim. Oysa benden bir farkları var mıydı? Aynı iksirleri yapardık, aynı süpürgelere binerdik, aynı büyüleri kullanırdık."

Amy masadan eğilerek "İşte bunu şimdi biliyorsun," dedi. "Bildiği tek şeyi yaptığı için küçük bir çocuğa nasıl kızabilirsin?"

Draco sakinleşen sesiyle "Şimdi ne fark eder?" dedi. "Önemli olan savaşta ne olduğuydu. Şimdi hata yaptığımı fark etmem kolumdaki izi silmez."

Amy "Kolundaki izin silinmesi gerekmez," dedi. "Sol kolundan nefret ederek yaşayamazsın. O artık sana bir daha bunları yapmaman gerektiğini hatırlatmak için orada, Draco. Kolunu da kendini de sevmelisin, kimsenin yapamayacağı kadar."

Draco gözlerini tekrar pencereye çevirdi. İçinde ikna olmayı bekleyen tek yanının bile aklı, artık evinde sakladığı şişelerdeydi.

-

Yorumlarda bunlarin nasil birlesicegini merak ediyorum diyolardir

Ben de bilmiyorumdur

Hate The Way / ❝Drarry❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin