Hate The Way / ❝Drarry❞

28

Draco yemyeşil çimlerde uzanıyordu.

Daha fazla uzaklaşmayı umsa da ancak malikanenin arka bahçesine gidebilmişti. Yine de araziden oldukça uzakta sayılırdı ve malikanenin bahçesi hiç de ufak değildi.

Birkaç dakikadır öylece göğü izleme sebebiyse burada olduğunu biraz önce keşfettiği Gardenya çiçekleriydi.

Açması için çok da elverişli koşullar yoktu ve oldukça da hassas bir çiçekti. Peki nasıl Draco'nun nefes almaya çıktığı kocaman bahçede, tam da yanında belirebiliyordu?

Belki de Draco fazla duyarlı davranıyordu. Alt tarafı beyaz bir çiçekti. Elbette yıllar boyu arkadaşlarından bile gizlice, çiçeklerin anlamları hakkında okuduğu kitapları ve Bitkibilim dersine anlamsız ilgisini saymazsa.

"Aptal çiçek..." Sesli söyleyince ilgisinin geçeceğini düşündüğü için aptal olan kendisi olmalıydı.

Derin bir nefes verip doğruldu, birkaç dakikadır gözünü alan beyaz çiçeklere doğru yöneldi.

Gizli sevgi. Önündeki meleğimsi çiçeğin anlamı buydu ve Draco'nun buna histerik bir şekilde gülesi geliyordu.

Adını aldığı yıldız takımını görünce gülümsemesi kadar aptalcaydı, önüne çıkan her çiçeğin bir fal olması gerekmiyordu.

Elbette bunu kendi kendine tekrarlayınca, tıpkı sesli söylemek gibi, hiçbir işe yaramıyordu.

Kim kendisine gizli bir sevgi duyuyordu? Ya da Draco birine kendisinden bile gizli bir sevgi mi duyuyordu? Böyle bir şey mümkün müydü?

Buna inandığı için bile utanç duyabilirdi ama doğrusu utanç duyacak kadar bile kimsesi yoktu.

Umursamamaya karar verdi. Açıkça çok sağlıklı değildi, ne vücudu ne de geri kalan herhangi bir kısmı. Ufak bir çiçeğe bakıp bir anlamı olduğunu düşünüyor, adını aldığı yıldız takımını görünce gülümsüyor diye kendine eziyet etmeyecekti.

Kendini tekrar yere atıp çiçekle konuşmaya başlarken çok da bir şey düşünmüyordu.

"Fransa'yı görmek istediğimi biliyor muydun?"

Çiçekten yanıt beklemedi, bilebiliyor olsaydı bile bilemezdi. Çünkü Draco yine, ufak bir isteği bile kendi bilincinden esirgemişti.

"Bekle... Bunu ilk kez itiraf ediyorum ama İngiltere'nin Muggle sokaklarını görmek istiyorum."

Suratında aptal bir gülümseme oluştu, tıpkı birkaç gündür gece çıktığı terasta tesadüfen adını aldığı yıldız takımını gördüğünde yaptığı gibi.

"Hatta... Bunu biri duyarsa Malfoy olmaktan men edilebilirim ama orada yaşamak istiyorum."

Başını kısaca çiçeğe çevirdi. "Kusura bakma, muhtemelen çok da düşündüğün sebepten değil. İstiyorum çünkü orada kimse beni tanımayacak." Tekrar gökyüzüne dönerken kısaca gülüp kollarını başının altında birleştirdi. "Dövmemin anlamını bile bilmeyecekler, öylesine yaptırdığımı falan sanacaklar... Sanki biri bilerek böyle bir şey yaptırırmış gibi."

Bir an sonra gülüşü yavaşça soldu, sıkıntılı bir nefes verirken "Biliyorum," dedi. "Şu an çok da yararlı şeyler yapıyor sayılmam. Adımı temize çıkarmam mı gerek? İyi şeyler mi yapmalıyım? Belki Hogwarts'ın inşasına gerçekten yardım etmeliyim, sonra birkaç yardım derneğine bağış yaparım, bir Şifacı olup büyücüleri parasız iyileştiririm..."

Dalgınca şekilsiz bulutları izledi. "Kaç yıl sürecek?"

Rüzgar hafifçe uğuldadı, Draco bir an bir çiçekle konuştuğunu unutup cevap almak için tekrar çiçeğe döndü. "Yani, bütün ömrüm mü?... Bu yaşıma kadarki kısmı kötü olmakla harcadım ve geri kalan kısmı da o kadar da kötü olmadığımı göstermeye mi harcayacağım?"

Çiçeğin yanıt vermeyeceğini kabullenerek yüzünü tekrar havaya çevirdi, gözleri kapanırken rüzgarın yüzünü okşamasını sakince bekledi."Fransa'ya ne zaman gideceğim? Muggle İngiltere'sini ne zaman göreceğim? Ne zaman yaşayacağım orada?"

Çiçeğin cevap veremediğine bir anlığına sevindi. Cevabın asla olduğunu biliyordu, yine de duymamak acizce iyi hissettirmişti.

O sabah, öğleden sonraya kadar Gardenya çiçeklerinin yanında uzanmaya ve cevap alamadığı sohbetlere girişmeye devam etti.

Çiçeklerin anlamını düşünmekten daha kolaydı.

-

My future 40k oldu oraya kirk yapar bolumu atamadim cunku yazamiyorum 🙂🙂🙂

Neysw burasi niye var

KIRK YAPAR ULAN