21

2.4K 250 47
                                    

Draco, Amy'nin ahşap desenli masasına bakarken onun sözünü kesip "Yapmaman gerektiğini bildiğin bir şeyi yapıyorsan kesinlikle suçlu musundur?" dedi.

Amy her zamanki nezaketiyle ani gelen soruyu geri çevirmedi. Elindeki kalemi döndürerek "Bunun birçok cevabı olabilir." dedi. "Sanırım bu yüzden kesinlik yok."

Draco sessiz kaldı, gözleri hala masada geziniyordu. Amy yavaşça "Böyle bir şey mi yapıyorsun?" dedi. Draco yutkundu, kafasını sallayarak onayladı. "Şimdi beni birilerine şikayet edeceksin." dedi.

Amy kafasını iki yana sallayınca gözleri ona döndü. "Ziyaretçilerimin söylediklerini kimseye ifşa etmem, eğer onlar istemiyorsa." Draco gözlerini kısarak ona baktı.

Biraz sonra "Ama ben Ölüm Yiyenim," dedi, kendisine acımasızca bu sıfatı yakıştırmasına sadece bir anlığına üzüldü. "Bunu yapman gerekir."

Amy dudaklarını birbirine bastırıp deirn bir nefes verdi. "Sana güveniyorum, Draco. Hem, sanırım bu da benim yapmamam gerektiğini bildiğim halde yaptığım şey."

Draco ona öylece baktı. Kendisine güveniyor muydu? Bir Ölüm Yiyene, çağının en büyük büyücüsü Dumbledore'u defalarca öldürmeye çalışan birine, Karanlık Tarafın sağ kolunun oğluna?

En son ne zaman birinin kendisine güvendiğini düşündü, bulamadı. Sonra en son ne zaman güvende hissettiğini düşündü, uzun yıllar boyu geriye gitmesi gerekmişti.

"Bana güveniyor musun?" diye fısıldamaktan kendisini alamadı. Kendisini bu kadar açması doğru değildi, ona bu soruyu neredeyse gözleri dolu doluyken sormaması gerekirdi.

"Elbette, Draco. Bana hiç zarar vermedin, kötü davranmadın, güvenimi zedeleyecek hiçbir şey yapmadın. Sana güvenmemem için hiçbir sebep yok."

Draco "Sana zarar vermedim mi?" dedi. "Sizi öldürmeye çalıştım, sadece birkaç ay önce Amy. İsteyerek ya da istemeyerek, ne fark eder? Ölmene sebep olabilirdim."

Amy öne eğilerek "Çok fazla şey fark eder." dedi. "İstemeyerek yaptığın, yapmak zorunda kaldığın şeylerden seni nasıl sorumlu tutabilirim?" Derin bir nefes verdi, Draco kesin bir dille söylediklerine rağmen adeta ikna olmak için ona bakıyordu.

"Sadece çocuktun, Draco. Omuzlarına yüzlerce yük yüklendi, bunlardan kurtulduktan sonra aynı şeyi kendi kendine tekrar yapma."

Draco dışardan muhtemelen böyle görünmediğini düşündü. Ya da, görünse ne fark ederdi? Savaştan 3 ay sonra Yoldaşlığın evinde hırsızlık yapmıştı. Değişmemişti, hala suçluydu. Sanki yeterince suçlu değilmiş gibi, istemeden işlediği suçlara bir de isteyerek işlediklerini ekliyordu.

Amy tekrar geri yaslandı. "Savaşın sadece iyi ve kötü yanı yoktur, Draco. Siyah ve beyaz birçok gri doğurur, kimse saf kötü ya da saf iyi olamaz ki."

Draco gözlerini Amy'nin kahverengi gözlerine çevirdi. Amy sakin bir gülümseme vererek devam etti. "Kendini tamamen suçsuz yapmak nasıl sana gerçekçi gelmiyorsa, tamamen suçlu yapmak da gelmesin. Birkaç ay önce olduğun kişiye saygı duy, bu kadar yükün arasında yalnızca nefes almaya çalışıyordu."

Hate The Way / ❝Drarry❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin