Selamm ben geldiimm! Nasılsınız? Ben eh işte🙃
Bölümle alakasız olarak medyadaki şarkıyı dinlemenizi "şiddetle" tavsiye ederim. İngilizce şarkı dinlemem pek sevdiğim de söylenemez ama bu şarkıya (gruba (Giant Rooks💗)) tam anlamıyla ba-yı-lı-yo-rum!! Özellikle Fred'in sesi...😍
Şarkıyı dinlediyseniz heyecanlı bölümümüze geçelimm 😜
Hadi bakalım iyi okumalar..
______
-Koşarım!
-Koşamazsın!
-Koşarım var mısın iddiaya?
-Tamam lan hadi süre tutacağım. Üç bank ileriden döneceksin, sırtımı biraz daha Rüzgar'a yasladım. Gerçekten bazen hayatı sorguluyordum. Neden bu grup? Yani neden? Hayır hayır arkadaşlar bu sefer iddiaya giren Can ve Berkay değil maalesef Batu ve Gökmen.. Hava bugün mevsime göre oldukça güneşli olduğu için sahilde toplanmaya karar vermiştik. Can nereden çıkardığını hâlâ anlamadığım şişeyle şişe çevirmece oynamayı teklif etmişti. Oy çokluğuyla kabul edildi. Sekize iki.. Evet iki kişi ben ve caanım sevgilim.
-30 saniyede gidip geleceğim, dedi Batu. Gerçekten buna inanıyor muydu? Gösterdiği bank bize yaklaşık elli metre falandı. Gidip gelmesi yüz metre. Yüz metre otuz saniye.. Bilmem.
-Koşayım derken düşeceksin bir şey olacak ne boş işlerle uğraşıyorsunuz oğlum! ikisi de omuz silkip Rüzgar'ı takmadı.
-Sayıyorum. Üç, iki, bir başla! Batu bir roket edasıyla fırlarken İdil arkasından alkışladı. Gülerek onlara bakarken gözlerim yola kaydı. Bu siyah arabayı sabahtan beri görüyordum. Arabaya bakmam Rüzgar'ın dikkatini çekmiş olacak ki ilk önce arabaya sonra bana baktı.
-Noldu güzelim?
-O arabayı sabahtan beri görüyorum. Plakası aynı, ondan bir şey saklayacak değildim sonuçta. Saçlarıma bir öpücük kondurdu.
-Tesadüf diyeceğim ama galiba değil. Eğer akşam da görürsek polise gideriz, başımı salladım.
-Hadi sevgilim yapabilirsin, Gözlerim tekrar Batu'yu takip ettiğinde banka varmıştı. Dokunup geriye döndü. Düşecek gibi olsa da düşmeyip koşmaya devam etti. Sonunda yanımıza varınca kendini yere attı.
- O-oldu mu huu!
-Üzgünüm dostum sadece yirmi saniyeyle kaybettin.
-Nasıl olu-yor o? Off.
-Sızlanma Batucum kaybettin. Hadi çevir şişeyi, Batu şişeyi çevirdi. Soru kısmı Berkay'da cevap kısmı İdil'de durdu. Bizim oynadığımız şişe çevirmece ne hikmetse biraz değişik ve saçmaydı. Soru soracak kişi doğruluk mu cesaret mi kendisi seçiyordu.
-Hehehe tabi ki cesaret. Hmm bir dakika, telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı.
-Napıyorsun?
-Ben soruları unutuyorum. Bir siteden rastgele seçiceğim, gözlerini kapatıp dokundu ve açıp okudu.
-Rastgele bir numarayı ara ve doğum gününü kutla. Söylüyorum numarayı yaz, İdil isteksizce Berkay'ın uydurduğu numarayı tuşlayıp aradı ve telefonu hoparlöre aldı.
-Alo buyurun.
-Canım arkadaşım iyii kii doğduunn, İdil'in neşeyle söylediklerinden sonra karşı taraftan bir kaç saniye cevap gelmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔
Short Story053***: Pşşt, bebeğim, 053***: Çaklıtlı keksin, bu dünyada teksin 053***: Kimseye yar etmem, sen yanlızca benimsin ~♡~♡~♡~♡~ İLK KİTABIM OLDUĞU İÇİN İLK BÖLÜMLERİ ACEMİYCE YAZILDI. EĞER YAZDIĞIM HER KELİMEYİ SORGULAYACAKSANIZ LÜTFEN HİÇ GİRMEYİN. Lü...