2.4

11.7K 528 101
                                    

Medya: Hiç uyanmasam😌

Bölümün yarısını bir hafta önce yarısını bugün yazdım. Bu yüzden ufak anlam kaymaları olabilir 😊

İyi okumalarr brovniler...


_________

Bavulun ve çantalarımla kapıdan çıktığımda saat 07:11 di. Kapıyı üst üste kilitleyip anahtarı küçük çantama koydum. Bavulumu çekip bahçenin çıkışına yöneldim. Her zaman ki gibi erkenden kalkmış, işlerimi halletmiş Şükran teyzelerin -İdillerin- beni almasını bekliyordum. İdil ve ben beraber giderken, Can, Asya ve Mine'yi Asya'nın babası İlker amca bırakacaktı. Yan evin kapısı açıldı ve içeriden Derin ve Zümrüt teyze çıktı. Zümrüt teyzenin Rüzgar'ın teyzesi olduğu aklıma gelince hafifçe yanaklarım kızardı. 

-Günaydın Nevra, diye bana seslendi Derin. Aynı şekilde karşılık verdim. Gelip önümde duran arabayla bakışlarımı onlardan çektim. Şükran teyze ve İdil arabadan indiler. Gidip Şükran teyzeye sıkıca sarıldım. Ne kadar olmuştu görüşmeyeli?

-Kuzum benim çok özledim seni.

-Ben de Şükran teyze, ayrıldık. Bavulumu bagaja yerleştirdik.

-Derin sen de gelsene bizimle, dedi İdil. Onlardan tarafa yürüdük. Derin saatine baktı.

-Rüzgarlar alacaktı beni ama galiba geç kalacaklar. Size zahmet olmasın, dedi.

-Ne zahmeti canım aynı yere gidiyoruz. Bu arada Şükran ben İdil'in annesiyim, Zümrüt teyzeyle tokalaştılar. Off bunlar tanıştığına göre yakında toplanıp gün bile yaparlar...

-Derin sen Şükran teyzenlerle ben Rüzgar'ı arar söylerim. Zaten geç kalacaklar bir de yollarını uzatmasınlar, dedi Zümrüt teyze. Derin'in de bavullarını bagaja koyup Zümrüt teyzeyle vedalaştık. Okula vardığımızda otobüsler gelmişti. Bizimle gelecek öğretmenler de buradaydı. Okulun önünde grup grup öğrenciler olsa da bizimkiler daha yoktu. Bavullarımızı indirdik. Şükran teyze bizi kırk kere dikkatli olmamız konusunda uyarıp gitmişti.  

-Nerede kaldı bunlar saat yediyi yirmi geçiyor, Derin'in yakınması üzerine tekrar etrafa göz gezdirdim. İlerde Rüzgar'ın arabasını görünce konuştum.

-Geliyorlar, biraz sonra araba gelip yanımızda park etti ve içinden Berkay, Batu, Gökmen ve Rüzgar dörtlüsü çıktı. Günaydınlaştık.

-Nerde kaldınız sevgilim?

-Berkay'ı uyandırmaya çalıştık yarım saat, dedi Batu. Berkay gözleri yarı açık şekilde bize döndü.

-Ama bu saatte de yola çıkılmaz ki, diye söylendi.

-O değil de daha Canlar da yok, dedim. Dememle beraber İlker amcanın arabası önümüzde durdu. Asya normal bir şekilde inerken Can ve Mine kol kola indiler. İlker amca da inip bize göz gezdirdi.

-Günaydın gençler, tamam gözlerini daha çok dörtlü üzerinde gezdirdi. İdil Batu'nun yanından ayrılıp diğer tarafıma geçti. Nasıl anneler bir birine laf yetiştiriyorsa babalarda öyleydi. İlker, Taner, Soner ve Sinan dörtlüsünün annelerde kalır yanı yoktu anlayacağınız. İlker amca, İdil ve bana döndü.

-Nasılsınız kızlar?

-İyi Sinan amca sen nasılsın?

-Ben de iyiyim, bagajdaki bavulları indirdi ve bana döndü.

-Aman kızım bizimkilere sahip çık orda. Asya neyse de Can, Mine ve İdil başlarına iş almakta mehililer, Can ve Mine den oflamalar yükselirken İdil şirince gülümsedi.

Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin