3.9

6.4K 321 33
                                    

Selam ben geldim! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Bölüm biraz gecikti farkındayım çok özür dilerim. Rüzgar ve Nevra ayrıldığı için yazasım gelmedi. Biraz önce yazdım biraz sonra yazdım ve bitirdim bölümü. Umarım içinize siner ve beğenirsiniz tekrardan özür dilerim💜🍏

Bir şey daha, kitabımızı beğeniyorsanız eğer arkadaşlarınıza önerir ya da etiketler misiniz? Bu beni çook mutlu eder💗

Medya bölüm şarkımız olsun🎶

Hadi o zaman buyrun okuyun,


İyi okumalar..


Rüzgar'dan...

-Tamam sakin olalım. Şimdi içeri gireceğiz ama hiç bir şey çaktırmayacağız. Zamanla yavaş yavaş söyleyeceğiz. Daha kötü olmasını istemeyiz, İdil'in konuşmasından sonra Can yanıma gelip bir kaç defa omzuma vurdu.

-En çok da senin için zor Rüzgar ama dayanman lazım. O her şeyi hatırlayacak zamanla, ayağı kalkıp başımı salladım. Başka çarem yoktu ki. Göz yaşlarımı silip derin bir nefes aldım. Asya kapıyı tıklatıp içeri girdi ardından da biz. Kafasını bize çevirip hepimizi teker teker süzdü.

-Daha iyi misin kuzum? Başın hâlâ ağrıyor mu? İdil'in konuşmasıyla ona döndü.

-Hayır geçti. Ne zaman çıkacağız? eskisine kıyasla fazla soğuk çıkan sesi içimi ürpertmişti.

-Bu gece buradayız yarın belli olacak, kafasını sallayıp seruma gitti eli.

-İstemiyorum çıkarsınlar bunu.

-Daha bitmemiş ki bitince hemşireyi çağırayım çıkarsın, oflayıp İdil'e döndü.

-Bunlar kim? Berkay dudaklarını büzüp ellerini göğsünde bağladı ve 'kafama taş atsaydı bu kadar kırıcı olmazdı' diye söylendi.

-Arkadaşlarımız. Batu, sevgilim olur kendisi. Gökmen, o da Asya'nın sevgilisi olur. Diğerleri de Berkay, Rüzgar ve Derin.

-Sevgiliniz mi? Komik değil. Can burada yapma şöyle şeyler İdil.

-Gerçekten. Şaka yapmıyorum.

-İnanasım gelmedi. Her neyse siz neden buraya kadar geldiniz? Bir şeyim yok ki Çeşme 'den gelmenize gerek yoktu, bu sefer Mine konuştu.

-Nevra biz buraya taşındık baya oluyor, kaşlarını çattı.

-Ne çok şey olmuş. Ee Kaya nerede o gelmedi mi?

-Siktir Kaya'yı unuttuk, diye mırıldanan Can'la bu sefer ben çattım kaşlarımı. Kimdi bu Kaya? Önemli birisi miydi? Eskiden ya da şimdi?

-Kaya iki yıl önce Londra'ya yerleşti. Haber de vermedik endişelenmesin diye.

-Kaya kim? Batu'nun sabırsızlıkla sorduğu soruya Asya cevap verdi.

-Abim, Gökmen'in yutkunması odada duyuldu.

-Abin olduğunu niye söylemedin sevgilim? Can sırıtıp kendini ikili koltuğa bıraktı.

-Ben neden sana bir şey yapmadım sanıyorsun oğlum? Asabımı bozmayın hepinizi ispiyonlarım.

-Neyse tamam. Siz de gelmişsiniz gerek yoktu, dedi bize göz gezdirerek.

-Olur mu Nevraşkım- Nevra'nın ona delici bakışlar atmasıyla silkelenip düzeldi Berkay. 

-Hadi biz kantine inelim. Fazla kalabalık oldu. Bir şey isteyen var mı? istediklerini söyledikten sonra Gökmen, Asya, Berkay ve Mine almak için kantine indi. Batu da kolunu Derin'e atıp dışarı çıktı. Nevra'nın gözleri bana takılsa da bir şey demedi. Boğazını temizleyip konuştu.

-Şimdi oturup bana son iki yılda olayları anlatıyorsunuz, hâlâ dikilen bize bakıp tekrarladı.

-Oturun ve anlatın, hepimiz bir yere oturduk.

-Canım bak bunları hastaneden çıkınca konu- İdil'in sözünü kesti.

-Hadi ama İdil. En fazla ne olmuş olabilir? Sanki aşık oldum Allah Allah, nefesim kesildi bir anlığına. O zamanlar bu kadar mı önemsemiyordu? Kafamı eğdim. Gerçekten zor olacaktı.

-Bir şey olmadı ki Nevalem. İşte biz taşındık. Çırpı bacaklılar sevgili yaptı öyle.

-Tamam bu kadarsa bana anlatın o zaman. Bileyim değil mi? odada sessizlik hakim olurken hahladı.

-Bir şey olmuş. Neyse bunu eve gittiğimde konuşacağız. Şimdi biraz dinlenmek istiyorum.


Nevra'dan...

Yerimde rahatsızca kıpırdanıp gözlerimi araladım. Gözüme ilk çarpan sol tarafımda pencerenin önündeki koltukta oturan çocuk çekti. Adı neydi? Ha Rüzgar. Uyuyor gibiydi. Neden başıma bunu dikmişlerdi ki? Yavaşça doğruldum, doğrulmamla Rüzgar'ın yanıma gelmesi bir oldu. Uyumuyor muydu bu çocuk? 

-Ne oldu Nevra? Bir yerinde bir şey mi var? Ağrın mı var? bütün sorularını es geçtim.

-Lavaboya gideceğim, hemen başını sallayıp kalkmama yardımcı oldu. Lavabonun önüne kadar gelip kapıyı açtı. İçeri girip kapıyı kapattım. İhtiyaçlarımı hallettikten sonra ellerimi yıkadım. 

Gözlerim aynaya döndü. Her zaman ki bendi, sadece biraz daha yorgun ve çökmüş gözüküyordum. Yüzüm sapsarıydı. Göz altımdaki morluklarda çabası. Ne ara bu kadar uzadığını bilmediğim sar saçlarım dağılmış ve kabarmıştı. Aynanın önünde bulduğum tokayla saçlarımı olduğu kadar düzeltip bağladım. Saçlarımın açık olmasını sevmezdim. Kapıya yönelip açtım. Kapıda beni bekleyen Rüzgar'a göz devirip yatağıma yürüdüm. 

-Diğerleri nerede? tekrar koltuğa oturdu.

-Gökmen ve Berkay kızları eve bırakacaklardı sabah gelecekler. İdil gitmek istemediği için Batu burada. Can da. Dışarıdalar.

-Neden sen bekliyorsun başımı? gözlerinde beliren hüznü fark ettim. Başını eğdi, birkaç saniye sonra kaldırıp konuştu.

-İdil ve Batu uyuyordu en son. Can da kantindeydi. Ben en iyisi onları çağırayım, hızla ayağa kalkıp odadan çıktı. Başımı yavaşça yastığa bırakıp yatağa uzandım. İyi de ben bir şey dememiştim ki? Neden çıkıp gitmişti?

_____


Kestik!

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Biraz geçiş bölümü oldu sanki..

Asıl olay hastaneden çıkınca başlayacak bunu sizde biliyorsunuzdur..

Ahh Rüzgar Nevra'sız çocuğum😔

Gelecek bölümde görüşmek üzere elmalı kurabiyelerim, kendinize iyi bakın🍏🍀💜


Yıldızımız? Ha parlattın mı, tamam o zaman😘🌟




Unuttun mu beni, her şeyimi
Sildin mi bütün izlerimi?
✨ 

Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin