Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔

3.2

Beeen geelldiimm elmalı turtalarım 🍏💜💜

İnşallah iyisinizdir, iyi değilseniz de bölümü okuduktan sonra umarım bomba gibi olursunuzzzz

Bölüm sonunda ufak birkaç şey(!) söyledim. Haberiniz olsun ajfhahdfhadfgh

İyi okumalarr..

______

-Anladın mı Nevracım? Merak etme ve rahat ol. Seni korkutup evden çıkarmak istemiş ama bunu yapamaz, başımı salladım.

-Tamam İlker amca çok teşekkür ederim, beraber çalışma odasından çıkıp merdivenlere yöneldik.

-Ne demek canım benim görevim, merdivenlerden indikten sonra konuştum.

-Ben gidiyim artık, Şükran teyze mutfaktan çıktı.

-Yemeğe kalsaydın kızım, gülümsedim.

-Gidiyim ben Şükran teyze. Başka zaman sözüm olsun, ısrar etmedi. Hepsiyle vedalaşıp evden çıktım. Hafif yağmur çiseliyordu. Montumun fermuarını çekip ellerimi ceplerine koydum. Hızlı adımlarla sokaktan çıkıp bizim sokağa girdim. Bugün okul çıkışı İdillere gelmiş ve İlker amcayla bu konuyu detaylıca konuşmuştuk. Sadece beni korkutup çıkarmak istediğini söylemişti. Ben unutmuştum ama evin tapusu da bendeydi. Aramış bulamamıştı sonuçta. Kapının önüne geldiğimde anahtarımı çıkarıp içeri girdim. Girişin ışıklarını açıp kapıyı sonuna kadar kitledim. Artık alışkanlık olmuştu. Ayakkabılarımı ve montumu çıkardıktan sonra yukarı çıktım. Üstümdeki formalardan kurtulup rahat siyah pijamalarımı giydim. Telefonumu alıp aşağı indim. 

Bugün pazartesi olduğu için Asiye sultanın gelmiş olması lazımdı. Mutfağa girip direk ocağın üstündeki tencerelere yöneldim. Taze fasulye ve pilav yapmıştı. Emindim ki buzdolabı da doluydu. Her geldiğinde bana kolaylık olsun diye yaptığı böreklerden ayırıp buzluğa koyuyordu. Seviyordum bu kadını! Hızla yemeğimi yiyip bulaşıkları makineye yerleştirdim. Katın bütün ışıklarını kapatıp kapıları kontrol ettim ve odama çıktım. Yağmur kuvvetlenmişti. Kendimden beklemeyeceğim şekilde yatağıma uzandım uykum gelmişti. Çok geçmeden de kendimi uykunun kollarına bıraktım.

______

Son kelimeleri de yazıp kalemimi sıraya bıraktım. Hemen ardından da zil çalmıştı. Çok sevgili Biyoloji öğretmenimiz bütün kitaplarını kucaklayıp sınıftan çıktı. İki ders boyunca yazı yazdırmıştı acımasız kadın. 

-Şükürler olsun yarabbim! Şimdiki ders ne? dedi Berkay.

-Felsefe. Sonra da tarih ama hocalar görevliymiş. Ders boş, diye cevap verdi Derin. Önümdeki defteri kapattım. Dün gece erken yatmıştım ama her zamanki gibi uykum çokça bölünmüştü. Buna yağmurlu havanın etkisi de vardı tabi. Başımı Rüzgar'ın omzuna yasladım.

-Uyumadın mı sen gece? dedi sadece benim duyabileceğim şekilde. Zaten diğerleri aralarında konuşuyordu.

-Sürekli uyudum uyandım.

-Neden oluyor?  Doğru düzgün uyuyamıyorsun.

-Bilmem. Yıllardır böyle. Hatta birkaç yıl önce uyku ilacı kullanıyordum. Sonra düzelir gibi olunca bıraktım, saçlarıma bir öpücük kondurdu.

-Biraz uyu istersen. Dört ders boş, başımı sallayıp gözlerimi kapattım. Biraz sonra duyduğuma göre bizimkiler kantine indi. Gerçekten de uykum gelmişti. Bilincim yarı kapalıyken duyduğum sesle açıldı. Ama gözlerim kapalıydı.