Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔

4.2

Selam elmalı kurabiyelerim ben geldim💜🍏😜

Umarım iyisinizdir.

Medya bölüm şarkımız🎶

İyi okumalar...

_____

Sonunda teneffüs zilinin çalmasıyla başımı sıraya koydum. O olay üstünden beş gün geçmişti. Bu beş günde sürekli beynimi zorlamıştım ama olmuyordu.

-Kanka kantine gidiyoruz gelecek misin? Derin'in sorusuna başımı olumsuzca salladım. Dün gece hava yağmurlu olduğu için tam uyuyamamıştım. İlaçlarımı da bulamamıştım. Şuan ise uyku bastırıyordu.  Kafamı kaldırıp yüzümü sıvazladım.

-Uyuyamadın mı sen? yanımda oturan Rüzgar'ın sorusuyla başımı ona çevirdim. O günden sonra doğru düzgün konuşmamıştık. Benim için yaptıklarından sonra onu aklımda bir yere koyamıyordum. Belki de koyman gereken yer kalbindir..

-Uyuyamadım. Evde ilaçlarımı da bulamadım. Aradım ama yoklar, ön sıramızda oturan İdil konuştu. Ne ara gidip gelmişlerdi kantine?

-Kuşum bıraktın sen o ilaçları, gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Annemden sonra hiç rahat uyuyamamıştım. Doktor ise çareyi hafif bir uyku hapı yazmakta bulmuştu.

-Nasıl bıraktım ya?

-Baya bıraktın. Bir yılı rahat geçiyordur, aklıma gelen kesitle gözlerimi kıstım.

-İstemiyorum artık ilaçları. Doktoru arayıp söyledim kullanmayacağımı.

-Bu muhteşem bir haber de seni buna sürükleyen ne? derin bir iç çektim.

-O. Artık geceleri onu düşünürken uykuya dalıyorum. Düşüncesi bile çok güzel İdil..

-Ne-neden bıraktım? tam o sırada zil çaldı.

-Ders biyoloji hoca kızmadan defterimi ve kitabımı çıkarmalıyım, hızla önüne döndü. Konuyu kapatması gözümden kaçmamıştı. Yanımdaki Rüzgar'a döndüm. Garip bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.

-Sen biliyor musun? 

-Hayır. O zaman sizinle tanışmıyorduk, hafifçe başımı sallayıp kitaplarımı çantamdan çıkardım. Bu durum artık can sıkıcı olmaya başlamıştı..

_____

-Off kızlar yukarı çıkalım ne işimiz var bahçede? 

-Yeter Nevra bahçede oturucaz dedik. İstiyorsan oylama yapalım. Oturmak istemeyenler, elimi kaldırdım.

-Oturmak isteyenler, hepsi bana inat ellerini kaldırdı.

-O zaman oturuyoruz, oflayıp onları takip ettim. Basket sahasında bizimkiler oynuyordu. İdil yönünü oraya çevirdi.

-Sevgilimi yalnız bırakamam. Allah korusun çakma sarışın bir ayaklı filli boya şubesi her an sevgilime yaklaşabilir, kıkırdadım. Ayaklı filli boya şubesi? Güzel..

Sahanın yanına gelip banklardan birine yerleştik. Daha doğrusu İdil, Mine ve Asya oturmuş bizde Derin'le onların başında dikiliyordu. İdil elindeki çikolata çöpünü bana uzattı.

-Kankacım atıversene çöpe sana daha yakın, elinden alıp bir kaç metre ilerideki çöpe attım. Kafamı sahaya doğru çevirdiğimde bana doğru hızlı bir top geliyordu. Gözlerim kocaman açılırken top kafama çarpmadan ani bir refleksle topu tuttum. Elim kalbimin üstüne gitti çok hızlı atıyordu. Az kalsın kafama taş kadar sert olan basket topunu yiyordum. Bizimkiler toplanıp yanımıza gelirken baka doğru adımladım.