1.9

12.4K 552 71
                                    

İyi okumalar elmalı turtalarımmm 🍏🥧

______

-Şaka yapıyorsun?

-Sence ben bu konu hakkında şaka yapar mıyım? dedim İdil'e.

-O zamaann bugünden sonra altı gün kaldı, dedi Asya. Bunu tekrardan hatırlamak beni gererken elma suyumdan büyük bir yudum çektim.

-Napsam hı? Çıkmıyım karşısına hattaa bana bir bilet alın ben gideyim burdan.

-Salak salak konuşma Nevra. Şuan senin olduğunu bilmiyor ama sen gidersen bilinmeyen karşısına çıkmayacak. Bilinmeyen de yok Nevra da yok. Çocuk senin bilinmeyen olduğunu anlar, Mine'nin mantıklı açıklamasıyla ofladım ve ayağa kalktım.

-Hadi sınıfa gidelim ders başlayacak, ayaklandılar. Elimizdeki boş kutuları çöp kutusuna atıp kantinden çıktık. Fazla kuralları olmayan bir kolejde okuduğumuz için 12. sınıf olmamıza rağmen çoğu dersler boş geçiyordu. Zaten okul çalışkan ve notları yüksek olan öğrencileri aldığından sınav için bir kaygımız yoktu en azından bizim grubun. Sınıfa gelince yerlerimize geçtik. Her gün Rüzgar'ın yanında oturmak.. garipti bazen kalbimin sesini duyacak diye korkuyordum. Üst üste iki saat matematik ve bir saat fizikten sonra öğle arasına girmiştik. Hep beraber kantine inip uzun masalardan birine oturduk. Yanımdaki Can bana döndü.

-Ne alayım nevaleme? Fazla aç değildim ama böyle dersem daha çok şey alır ve yedirirdi. 

-Patatesli poğaça ve ayran, garipçe bana baktı. Sürekli elma suyu içince göze batardım. Ben de artık çikolatalı süt ve ayran da içiyordum. O değilde elma suyu olmasa yaşayamazdım her halde (y.n.:ben de çok severim elma suyuuu)

-Ayran? dedi sorarcasına başımı salladım. O da başını sallayıp Asya ve Mine'ye sordu. Onlar da istediklerini söyleyince kalkıp kantine gitti. Onunla beraber Batu ve Rüzgar da gitmişti. İki sandalye ötede oturan Gökmen kayarak yanıma geldi ve oturdu. 

-Nevra nasılsın? Umarım iyisindir.

-İyiyim, sandalyede rahatça oturup arkasına yaslandı.

-Ya ben bir şey merak ettim. Eğer merak ettiğim şeyleri öğrenemeyince uyku tutmuyor beni, dedi umursamaz ama meraklı bir tavırla.

-Ne merak ettin?

-Yani önemli birşey değil ama takıntım var dediğim gibi o yüzd-

-Sadede gel Gökmen, boğazını temizleyip sadece benim duyabileceğim şekilde konuştu.

-Kızların sevgilileri var mı? 

-Asya Mine'nin mi?

-Başka kız mı var Nevra? Her neyse var mı? 

-Hangisi soruyorsun? Mine derse düşüp bayılırdım kimse kaldıramazdı. 

-İkisinin de, derdi neydi bunun?

-Gökmen derdini söyle ki yardımcı olayım, umursamaz tavrından eser kalmadı ve endişeli bir o kadar da meraklı bir şekilde bana döndü.

-Yardımcı olacak mısın? başımı salladım. Yaklaşıp fısıldadı.

-Asya, genişçe gülümsemek istesem de dayandım.

-Mine'yi neden sordun?

-Onu ben sormadım Berkay sordu, işte şimdi genişçe gülümseyip önüme döndüm. 

-Yardım edecektin? 

-Edicem ama sen de harekete geç ve Asya'ya yakın davran gerisi bende, gülüp başını salladı. 

-Berkay'a da söyle önü boş.

-Teşekkürler Nevra.

-Sevgili olunca teşekkür edersin, sırıtıp yerine geçti. Kantinden dönen üçlüyle yemeklerimizi aldık. Poğaçamdan bir ısırık alırken içten içe yakındım. Herkesin yuvasını yapıyordum ama bende tık yoktu. Terzi kendi söküğünü dikemez içimdeki ses konuşunca ona göz devirdim. Ne ben bir terziydim ne de Rüzgar bir sökük. Ben bir aşıktım ve kalbim de büyük bir yara vardı. Yaranın kendisi Rüzgar merhemi de Rüzgar'dı.

______


Sokak başında İdil ve Canlarla ayrılıp bizim sokağa girdim. Eve doğru yürürken bizim evin yanındaki evin önünde büyük bir kamyon gördüm. İçindeki mobilyaları indiriyorlardı. Ev yaklaşık iki yıldır boştu. Demek yeni komşularım olacaktı. Büyük kamyonun ve beyaz arabanın yanından geçip eve ulaştım. Kapıyı açıp içeri geçtim. Yine bomboştu ev. Asiye teyze sadece pazartesi günleri geliyor evi temizliyor ve yemek yapıyordu. Bu durumdan ne o ne de ben memnundum ama yapacağımız bir şey yoktu. 

Ayakkabılarımı çıkarıp montumu astım. Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Saçlarımı topuz yapıp çalışma masama oturdum. Acıkınca ya kadar test çözebilirdim. Öyle de oldu. Saat yediye kadar karışık test çözdüm. Karnım guruldayınca masadan kalkıp hırkamı üstüme geçirdim. Aşağı inip mutfağa girdim. Kendime sandviç hazırlayıp elma suyundan bir bardağa koydum. Yemek yapmaya uğraşmıyordum. Tek yaşıyordum. O kadar yemeği kim yiyecekti? Tepsiyle salona geçip koltuğa oturdum. Televizyonu açıp ne izleyebilirim diye bakındım. Haber saati olduğundan çoğu kanalda haber vardı. Bir tanesinde durup pek anlamasam da izlemeye başladım.

Sandviçin yarı bittiğinde kapı çalmıştı. Kaşlarım çatıldı. Saat yedi buçuğu geçiyordu. Kim gelmişti bu saatte? İdiller bana haber vermeden gelmezdi. Tekrar zil çalınca ayaklanıp tepsiyi sehpaya bıraktım. Salon basamaklarını çıkıp hızlıca kapıya ulaştım. Tabi ki pat diye açmadım delikten baktığımda 40-45 yaşlarında bir kadın vardı. Kapının kilidini açıp aralayıp konuştum.

-Buyurun? Kadın şaşırdı sonra kendini toparlayıp gülümsedi.

-Şey biz yan tarafa taşındık da evde yumurta yok. Marketi de daha bilmiyoruz. Eğer siz de varsa rica edecektim, gülümseyip kapıyı biraz daha aralayıp içeri geçmesi için izin verdim.

-Siz geçin ben hemen getireyim. Mutfağa gidip dolabı açtım. Dört tane yumurta alıp tezgahın altından küçük yumurta kaplarından çıkardım. Asiye teyze asla yumurta aldığı kapları atmazdı. Dörtlü kutuya yumurtaları yerleştirip mutfaktan çıktım. Kadın büyük holün ortasında durmuş etrafa bakınıyordu. Yanına gidip yumurtayı uzattım. Gülümseyip aldı.

-Bu arada Zümrüt ben.

-Nevra ben de, kapıya yöneldi. Kapıyı açtım.

-Tanıştığımıza memnun oldum Nevra. Yumurtalar için teşekkürler.

-Rica ederim.

-İyi akşamlar.

-İyi akşamlar, kapıyı kapatıp kilitledim ve kancasını geçirdim. Salona gidip yarım kalan yemeğimi yiyip elma suyumu içtim. Televizyonu kapatıp tepsiyle mutfağa girdim. Tabağı ve bardağı makineye koyup ketıla su koyup çalıştırdım. Yukarı çıkıp üstümü değiştirip ihtiyaçlarımı hallettim ve aşağı indim. Yine uzun bir gece beni bekliyordu. Kahvemi yaptım elime alıp ışıkları kapattım ve yukarı çıkıp odama girdim. 

Odamın kapısının da kilitledikten sonra -artık alışkanlık olmuştu- kahveyi komodinin üstüne bırakıp kulaklığımı alıp telefonuma taktım. Pencerenin önündeki koltuğuma oturup ayağımı peteğe uzattım. Kulaklıklarımı takıp çalma listemi başlattım. Asla aynı şarkıları dinlemekten sıkılmazdım. Zaten çalma listem bayaa uzundu. Kahvemi elime alıp bir yudum aldım. Gözlerimi gökyüzüne dikip izlemeye başladım. Her şarkıda, sokakta hatta gökyüzünde onu aramam normal miydi? Yoksa gerçekten kafayı mı sıyırmıştım?

______



Bir bölümün daha sonuna geldikk.

Kitaplarımında ki karakterleri asla tek bırakmıyorum. Mutlaka çift olacaklar😁

Yaniii anladınız siz jfhjadfkdfhgf

Can'ım peki? 😌 Ovv kıvırcık kekimmm xlmlamlxmala

Yıldızımızı parlatıp gelecek bölümde görüşelim 🍏

Çaklıtlı Kekim ~yarı texting~✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin